Hsg (histero-salpingo-grafi):

Hsg (histero-salpingo-grafi):

HSG, rahim ve tüplerin radyo-opak madde (boyalı madde) kullanılarak görüntülendiği bir radyolojik yöntemdir.

Kadın-Doğum hekiminin radyoloji ünitelerinde uygulamasını yaptığı bu yöntem, genellikle anestezi verilmeden yapılabilen bir incelemedir. İstenmesi durumunda ise anestezi altında da uygulanabilir.

HSG kadın-doğum pratiğinde asırlara uzanan yıllar içinde yaygın bir uygulanma yeri bulmuştur. Adet bitiminden itibaren 1-2 gün içinde olguda kanama yokken gerçekleştirilen bu görüntüleme tekniği sonucu rahim içi görüntüsü rahim kanalından itibaren izlenebilmektedir. Ayrıca aynı filmde her iki tüpün durumu da gözlenmektedir.

Suda veya yağda eriyen ve röntgende görüntü veren boyalı madde kadın doğum doktoru tarafından rahim ağzından özel bir iletici ile rahim içine ve takiben  her iki tüpe iletilir. Bu arada radyolog doktor tarafından da grafisi çekilerek değerlendirilir.

Rahimin normaldeki görünümü üçgen alanına benzeyen bir yapıdır. Bu yapıda doğuştan olan ya da sonradan ortaya çıkabilecek bozukluklar ve bunların dereceleri büyük bir doğrulukla belirlenebilir. Örnek olarak rahim içinde bir Septum yani Perde durumu var ise ufalmış rahim içi boşluğuna bağlı gebe kalamama ya da gebe kalıp tekrarlayan düşükler yaşayan bir kadında sorun Histeroskopik operasyon ile tüme yakın çözülebilmektedir.

Histeroskopi konusunda ana sayfada yer alan Histeroskopi bölümünü tıklayarak detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.

Aşağıda farklı HSG görüntüleri ile konu görsel hale getirilmeye çalışılmıştır.

Şekil-1’de normal bir HSG filminin görüntüsü izlenmektedir. Görüleceği üzere rahim iç boşluğu üçgen şeklinde olup, normaldir. Her iki tüpten de boyalı madde geçişi olup tüpler açıktır.

Şekil-2’deki HSG görüntüsünde ise rahim içi üçgen yapısı ile normal iken; tüp uçları davul tokmağı görünümünde şişlik göstermektedir. Boyalı madde buralarda tutulmuş ve tüplerden geçiş olamamıştır. Bu şiş ve tıkalı tüp uçları tıbbi adı Hidrosalpenks olarak adlandırılır. Bu tablo, genellikle şiddetli karın içi enfeksiyon sekellerinde, bu bölge civarı farklı operasyonlarla bağlantılı nedenlere, vb. oluşabilen bir patolojidir. Hafif tipleri laparoskopik ya da karın açılması yani laparotomik mikrocerrahi ile düzeltilebilir. Ağır tüp hasarlı olgularda ise etkilenmiş tüpler çıkartıldıktan sonra yapılacak Tüp Bebek (IVF) uygulamalarından başarılı sonuçlar alınabilir.

Şekil-3’teki HSG görüntüsünde ise; rahim içinde sonradan oluşmuş yapışıklıkların varlığı izlenmektedir. Tekrarlayan ya da uygun koşulları ile yapılmamış küretajlar, rahim içini de ilgilendiren geçirilmiş cerrahiler, enfeksiyon sekelleri vb. nedenlerle oluşmuş yapışıklıklar, infertilite ve adet bozuklukları gibi sorunlara neden olurlar. Bunlar, tanıları konulduğunda, operatif histeroskopi ile etkin bir şekilde tedavi edilebilir. 

Tıpta yeni bir çağ açan ilk tüp bebek Louise Brown 25 Temmuz 1978’de İngiltere’de doğdu. 9 yıl çocuk özleminde olan bu ailede sorun anne Lesley Brown’un geçirdiği 2 dış gebelik operasyonu sonucunda her iki tüpünü de kaybetmesi idi. Bu örneğe benzer olgular ile cerrahiye ya da geçirilmiş enfeksiyonlara bağlı tüp fonksiyonunu kaybetmiş ailelerde tetkik sırasındaki HSG’de  Şekil-4’teki görüntüler saptanacaktır. Günümüz teknolojisinde eskiden çocuk sahibi olmaları imkansız olarak görülen bu kişiler için günümüzde Tüp bebek (IVF) yöntemi gerçek bir ümit olabilmektedir.

Şekil-4’te her iki tüp tıkanıklığının HSG yöntemi ile ne kadar büyük olasılık içinde saptanabildiği görülmektedir.

Rahimin doğuştan farklı görüntülerde şekil bozuklukları olabilir. Bunlar derecesine göre, infertiliteye ya da tekrarlayan düşüklere neden olabilirler.

Şekil-5’te normalde üçgen olan rahim içi yapısında var olan çöküklük ya da halk arasında perde olarak da adlandırılan septum görülmektedir. Bu perde (septum), farklı olgularda farklı derinliklerde olabilir. Bu perdeye bağlı olarak da gebeliğin yerleşebileceği normal rahim içi boşluğu farklı darlıklar gösterebilir. Şekil-6,derin bir perde durumunun HSG görüntüsüdür. Bu görüntülerden de fark edileceği gibi rahimin perdeden etkilenmeyen ve beyaz renkte görülen rahim içi alanı çok daralmış olduğu için gebeliğin bu kısıtlı sahalarda büyümesi zor ya da imkansız hale gelecektir.

Bugün bu sorun, çok kısa bir Operatif Histeroskopi yaklaşımı ile düzeltilebilmekte ve kişi normal üçgen rahim içi görünümüne sahip olabilmektedir. 

Yukarıda verilen çoğu HSG görüntüsü çok değerli ve rahmetli arkadaşım Prof. Dr. Mülazım Yıldırım’ın HSG kitabından alınmış görüntülerdir.

Bu makale 17 Ekim 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Hikmet Hassa

Prof.Dr. Hikmet HASSA, 12 Nisan 1949 Ankara doğumlu olup; ilk, orta ve lise öğrenimlerini bu şehirde tamamlamış, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1973 yılında mezun olmuş, yine aynı üniversitede Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD’den 1977 yılında uzmanlığını almıştır. Rahmetli Prof. Dr. Orhan Karacadağ ile o zamanki adı Eskişehir Anadolu Üniversitesi olan şimdiki Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD’nin kuruculuğunda bulunmuştur. 1977 yılından yaş nedenli emekli olduğu 12 Nisan 2016 tarihine kadar da ESOGÜ’deki görevini sürdürmüştür. Dr. HASSA, 1982 yılında doçent ve 1988 yılında profesör kadrosuna atanmıştır.  Bu dönem içerisinde Dr. HASSA, Sağlık Bakanlığı - John’s Hopkins Üniversitesi ortak projesi olan JHPIEGO - Endoskopi programı çerçevesinde 1979-1987 yılları arasında Sağlık Bakanlığı ...

Etiketler
Hsg
Prof. Dr. Hikmet Hassa
Prof. Dr. Hikmet Hassa
Eskişehir - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube