Hayatın dönemleri:

Hayatın dönemleri:

1.Dönem: Temel güven yerine güvensizlik gelişimi daha bebeklikte başlar. Temel gereksinimleri zamanında karşılanmayan bebek ve çocuklarda oluşur. Borderline kişilik bozukluğunda paranoid, çekingen kişilik bozukluğunda sık görülür.

2.Dönemde, özerklik karşısında utanma ve kuşku duyma, özgüveni düşük çocuklar, girişkenliklerini yitirirler

3.Dönemde, girişimcilik karşısına suçlanma

4.Dönemde, çalışma ve yapıcılık karşısında aşağılık   duygusu

5.Dönemde kimlik oluşumu karşısında kimlik karmaşası

Bağımlı ve çekingen k.b. olanlar başkalarının kendileri ile ilgili görüşlerini aşırı önemserler.

6.Dönemde yakınlaşma karşısında soyutlanma

7.Dönemde üretkenliğin karşısında yalnızca kendiyle ilgilenme

8.Dönemde benlik bütünlüğü karşısında umutsuzluk çaresizlik ve sevilmezlik en sık görülen kök inançlarıdr. Kökleşmiş yerleşik düşüncesine göre danışan, bu görüşünü doğrulayan bilgileri işlemeye başlar. Kanıt araştırma çalışmasında danışan, kök inançlarını destekleyen pek çok delil sunabilir bize (sevilmiyorum sevilmeyeceğim kök inancına sahip bir erkek son 1-2 sevgilisi tarafından terkedilmişse)

Bu yerleşik düşüncelerine aykırı kanıtlar bulmalarına (daha önce iyi giden ilişkileri gibi) ileride başarılı olabilmeleri için aynı hataları tekrarlamayıp yeni tutum geliştirmelerine destek olmak gerekir. Örneğin: sırf esmer annesini hatırlatıyor diye esmer kadınları evlenilesi bulması veya “kendine güvenli kadın” diye yola çıktıklarının aslında “kendini bilmez kadın” çıkmaları… ve aynı hatayı tekrarlamamak için içgörü sahibi olmasının desteklenmesi.

SORUN ÇÖZME TERAPİSİ

Sorun çözmeye olumsuz yaklaşan kişiler:

Soruna neden oldukları için kendini suçlamaya yönelmişlerdir

Soruna, saldıran veya kaçan bir yapıları vardır

Sorunu çözemem diye düşünürler, başkalarından yardım istemezler

Yeterli biri, bunu çözer diye düşünürler.

 Sorun çözmeye olumlu kişiler:

Bu kişiler sorunları olağan ve sıradan görürler kendilerini suçlamazlar

Kendileri soruna yol açmışlarsa her konuda yetkin olamayacaklarını düşünürler

Sorunu kendilerini geliştirmek için yeni bir fırsat olarak görürler

Sorunların çözümü olduğuna inanırlar

Sorunu çözmenin çaba ve zaman istediğini bilirler

SORUN ÇÖZME FORMÜLÜ

Tutum; olumlu ve iyimser olarak “çözerim”

TANIMLAMA; bütün veri ve engelleri tanımlama

Seçenekler bulma

Öngörme= en iyi seçeneği seçmek

Deneme

TUTUM

Umutsuzluk duygusu, yolun sonunda ki ışığı görmemizi engeller.

“Ne düşündüğümüz, çoğu zaman ne hissettiğimizi etkiler”

Rüzgarı yönlendiremeyiz ama yelkenleri yönlendirebiliriz,

Bütün insanlar gibi bende yanlış yapabilirim,denmeli.

Olumsuz düşünceler içinde olduğumuz her an, bizi yaşamımızın olumlu alanlarından uzaklaştırır.

Kötü ilişki için iki kişiye ihtiyaç vardır, çözümün bir parçası olabilmeniz için gayret etmelisiniz.

Sorunlar, öğrenme sürecinde üstesinden gelinmesi gereken engellerdir. İnsanlar zorluklar karşısında kendilerini geliştirirler.

Gerçekci amaçlar belirleme

İyi tanımlanmış bir sorun yarı yarıya çözülmüş demektir

Gerçekleri, varsayımlardan ayırt etme

Yalnızca bir takım gerçeklere odaklanıyor, diğerlerini görmezden geliyoruz

Aşırı genelleriz

Korkunçlaştırırız

Kendimizi suçlarız

Beklentiler çok  yüksek  olursa çökkünlük kolay gelişir. Sorunu, parçalara bölüp adım adım çözmeliyiz.

KABULLENME ve GİRİŞKENLİK TERAPİSİ

“Sunulanı almak” demektir, katlanmak, boyun eğmek değil. Girişkenlikte ise “şimdi ve burada” kuralı uygulanmalı. Geçmişteki olumlu yada olumsuz olay ve kişileri geride bırakıp, yeni olay ve kişiye odaklanmak ve diyaloğa geçmek gereklidir. Danışanlara olayı sadece tanımlamaları, yorumlamamaları öğretilir. Eski bir hikaye ile örneklendirmeyin “tarihte imparatorluklar döneminde, yaşlı bir köylünün doru atına zengin biri, çok para verip almak istemiş, vermemiş. Bir gün, atı kaybolmuş. Köylüler “vah vah vah hem parasız, hem atsız kaldın çok talihsizsin” demişler. Adam “gerçek sadece atın kaybolduğu, benim talihimle ilgisi yok” demiş. Bir müddet sonra kaybolan at 3-4 tane yaban tayla çıkagelmiş, bu seferde köylüler “çok talihlisiniz” demişler. Adam “gerçek, atın yavruları oldu” demiş. Tayları eğitmeye çalışan oğlu, hayvanın sırtından düşüp bacağını kırmış. Köylüler “vah vah çok talihsizsin tek oğlunun bacağı kırık, azgın taylarla ne yapacaksın” demişler. Adam “gerçek oğlumun bacağı kırıldı ve iyileşecek” demiş. Savaş patlamış, padişahın adamları köylerden at ve delikanlı toplamaya çıkmışlar. Büyüyüp genç ata dönüşmüş tayları alıp doru atı yaşlı bulup bırakmışlar. Bacağı kırık oğlanıda askere almamışlar…

Danışanları hayal edip yapılandırdıkları dünyadan, yaşadıkları gerçek dünyaya yönelimlerini sağlamak lazımdır. Şuan verilecek olan bir karar “doğru” gibi görünsede “gerçeği” yansıtmayabilir çünkü gerçek dün ve yarınıda kapsar. Kral, yardımcılarına demiş ki: öyle bir yüzüğüm olsun ki; üzgünken bana sevinci hatırlatsın, sevinçli iken hüznü… bilgeler krala yüzük yaptırmış üzerinde not: BU DA GEÇER!..

Değer yargıları; tartışılır, belirlenir. Eyleme geçilerek anlamlı bir yaşam kurulabilir.

Limon sözcüğü bile ağzımızı sulandırır. Olumsuz düşüncede kendi kendini gerçekleştiren kehanet gibidir.Başarısız olacağım düşüncesine sahip olan kişi başarma gücüne sahip olamaz. Kaygı bozukluğunda ve obsesyonda düşünce gerçekmiş gibi algılanır. Düşüncenin gücüne inanılır. Oysa aklımızdan her türlü düşünce geçtiği gibi, intruziv (istenmedik, girici) düşünceler geçebilir. “Niye geçiyor, geçmemeli” denirse daha çok geçer. Bir düşünceye duygu ilave olursa o düşünce tekrarlar obsesyon oluşur. Düşüncenize inanır ve onu yok etmek için davranışta bulunursanız geçici rahatlar bu seferde davranışı tekrar eder.  Duygu ve düşüncelerinizi tanımalı ve kabul etmeli, davranılarınızı akılcılıkla yönetmeliyiz.

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Zeynep Pınar

Uzm. Dr. Zeynep Pınar, ilköğretim öğrenimini Manisa'nın Alaşehir ilçesinde, lise öğrenimini ise İzmir Kız Lisesi’nde tamamladı. Tıp eğitimini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sürdüren Dr. Pınar 1986 yılında mezun olarak tıp doktoru unvanını aldı. Dr. Pınar, 1987 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde psikiyatri ihtisasına başladı, ihtisası sırasında kadın ve erkek psikoz servisi, adli psikiyari servisi, alkol ve madde bağımlılığı kliniği (AMATEM) nevroz kliniği, nöroloji kliniği yanısıra çocuk ve ergen psikiyatrisi için İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, acil dahiliye için Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde eğitim gördü. “Şizofrenide Sol El Kullanımı” konulu tezini bitirerek 1991’de uzmanlık eğitimini tamamladı. Dr. Pınar, 1991 ile 1992 yılları arasında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesi Eğ ...

Etiketler
Kişilik bozukluğu
Uzm. Dr. Zeynep Pınar
Uzm. Dr. Zeynep Pınar
İstanbul - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube