Vücudumuzun %60-70’i sudan oluşuyor ve her bir işlevi için su mukakkak kullanması gereken bir bileşik, bu yüzden suya oldukça fazla ihtiyacı var. Bunun yanı sıra, tercih edeceğiniz su yabancı molekül ve hastalık yapıcı mikroorganizmalar içermemeli, partikül oranı düşük olmalı ki vücut
tarafından kolayca emilebilsin ve işlevleri için kullanılabilsin. Dünya Sağlık Örgütü Türkiye’deki musluk sularının içilebilir olduğunu belirtmiş durumda. Ama toplanan su, dezenfeksiyon işlemi sırasında veya binaların şebeke borularından geçerken bizim için zararlı birçok iyon ile kirleniyor olabilir. Bu sular ancak filtreleme işlemine tabi tutulduktan sonra yemeklerde veya çaylarda kullanılabilir.
İçme suyunda ise durum farklı. En çok damacana ve pet şişelerde saklanan sulara maruz kalıyoruz. Bu materyallerdeki en büyük tehlike şüphesiz BPA (Bisfenol-A). BPA özellikle ısıyla birlikte suya geçiyor. Yani saatlerce güneşin altında beklemiş damacanalar, büfelerin en güneş alan yerinde depolanan plastik su şişeleri, arabanızda unuttuğunuz pet şişe… Bunlar oldukça büyük bir risk faktörü, çünkü maalesef ki BPA endokrin sistemi yani hormonlarınızın çalışmasını bozabiliyor. Bu durumdan etkilenmemek için pet şişelerden ve damacanalardan mümkün olduğunca uzak durmalısınız. Cam damacana kullanmak çok iyi bir tercihtir, ancak ulaşma imkanı bulamıyorsanız BPA’sız damacanaları tercih etmelisiniz. Alkali İyonize Su Filtrelerini kullanmak da çok akıllıca bir yöntemdir, bu sayede musluğunuzdan akan sudan faydalanma imkanı bulmuş olursunuz.
Temiz suya ulaştınız, peki ne kadar su içmek gerekiyor? Bu kişinin yaşına, kilosuna, egzersiz düzeyine göre oldukça değişir. Kabaca bir hesaplama yapmak gerekirse vücut ağırlığınız başına 30 ml su olacak şekilde düşünebilirsiniz. Yani 60 kg iseniz, minimum 1800 ml su içmeniz gerekir. İçtiğiniz suyun yeterliliğini kabaca idrar renginizden kontrol edebilirsiniz. Günde 8-10 kez idrara çıkıyorsanız ve özellikle sabah kalktığınızda idrar renginiz açık sarı ise, yeteri kadar su içiyorsunuz demektir. Vücudunuzun hidrasyonunun doğru seviyede tutulması çok önemlidir, bu sebeple içilen su miktarına
çok dikkat etmelisiniz. Örneğin, su içmek için susamayı beklemeyin, çünkü susama son raddede vücudun verdiği tepkidir. Doğru hidrasyonu sağlamak için, sabah kalkınca büyük bir bardak su içmeyi alışkanlık haline getirin; çalışma masanızda veya evinizde her zaman şişeniz olsun ve özellikle her çay,
kahve tüketimi sonrasında su içmeyi ihmal etmeyin.
Hangi suyu, ne kadar içmeliyiz?
