Hangi bel fıtığı hastaları ameliyat edilmelidir?

Hangi bel fıtığı hastaları ameliyat edilmelidir?

Bel fıtığına yakalanan hastaların büyük çoğunluğu cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edilir. Ancak bazı hastalar vardır ki, mutlaka ameliyat olmaları gerekir.

Konservatif tedavi dediğimiz cerrahi dışı metodlarla tedavi edilen hasta herşeye rağmen iyileşmiyorsa, yani dayanılmaz inatçı bir ağrıya sahipse ve bu ağrı doğal olarak hayat kalitesinin düşük seyretmesine yol açıyorsa, söz konusu hasta cerrahiye aday demektir. Ne kendisinin ne de çevresinin sürekli ıstırap çekmesine gerek yoktur.

Bazı hastalar konservatif tedaviyle iyileşirler fakat bir süre sonra rahatsızlıkları yeniden nükseder. Bazen iyi, bazen kötü durumdadırlar. Hastalığı bu şekilde senelerce sürüp giden insanlar vardır. Her rahatsızlık döneminde iş, aile ve sosyal hayatları bundan ciddi şekilde etkilenir ve adeta altüst olur. Bunlar genelde cerrahiden çok korkan hastalardır. Bel fıtığı böyle sık nükseden ve özellikle iş hayatlarındaki verim ve kalite ciddi boyutlarda düşen, bu şekilde haftalar boyu normal yaşantıdan kopan kişilerde cerrahi müdahale gündeme gelmektedir. Bu gruptaki hastalara rahatsızlıklarının nedeni teferruatlı olarak anlatılmalı ve ameliyat kararı kendilerine bırakılmalıdır.

Bel ve bacak ağrısıyla birlikte bacaklarında uyuşma, kuvvetsizlik, bacak adalelerinde zayıflama ve incelme bulunan hastalar da vardır. Sürekli kötüye gitmektedirler. Bunların daha fazla kötüye gitmelerine izin verilmemeli, ameliyatın gerekliliği kendilerine anlatılmalıdır.

Bel fıtığı bulunan bir hastada idrar ve büyük abdest yapamama veya tutamama, makat ve cinsel organlar civarında uyuşma, bacaklarda felce gidiş gibi belirtiler varsa o kişi acilen ameliyata alınmalıdır. Böyle bir hastada saatlerin hatta dakikaların dahi önemi vardır. Gece yarısında bile olsa derhal ameliyata girilerek sinir elemanları üzerindeki bası bir an önce ortadan kaldırılmalıdır.

Beklendiği takdirde bel fıtığının kendiliğinden iyileşeceği fikri her hasta için geçerli değildir. Bizim uzun yılları kapsayan tecrübelerimiz göstermiştir ki, başarılı bir cerrahi girişim iyileşme sürecini kısaltmakta ve hastalar işlerinin başına genellikle daha kısa sürede dönmektedirler.

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan

Doç. Dr. Ahmet YILDIZHAN, 1956 yılında Samsun’da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini Kuleli Askeri Lisesi’nde birincilikle bitirmiştir. Ardından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasının ise Gülhane Askeri Tıp Akademisi Nöroşirürji Anabilim Dalı'nda yapmış ve Nöroşirürji Uzmanı olmuştur. Doç. Dr. Ahmet YILDIZHAN, askerlik vazifesini Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde Nöroşirürji Uzmanı olarak yerine getirmiş ve sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek Harvard Üniversitesi’nde mezuniyet sonrası eğitimi görmüştür. Başta bel fıtığı konusunda yaptığı bilimsel çalışmalar olmak üzere birçok bilimsel çalışması ABD’de yayınlanmış, klasik ders kitaplarında ve dünyadaki çeşitli dergilerde referans olarak yer almıştır. Ayrıca yurtiçi ve yurtdışından gelen çok sa ...

Etiketler
Ameliyat
Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan
Doç. Dr. Ahmet Yıldızhan
İstanbul - Beyin ve Sinir Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube