Girişimsel nöroradyoloji ve tedavi alanları

Girişimsel nöroradyoloji ve tedavi alanları

Girişimsel nöroradyoloji nedir?

Girişimsel nöroradyoloji, klasik açık cerrahi yerine, yüksek teknoloji ve görüntüleme teknikleri kılavuzluğunda beyin ve omurilik damar hastalıklarının tedavisini konu alan bir ihtisas alanıdır.

Girişimsel nöroradyolog kimdir?

Altı yıllık Tıp Fakültesi ve dört yıllık asistanlık eğitimini tamamlayarak uzman olan radyoloji hekimlerinin girişimsel nöroradyolog olabilmeleri icin ek olarak 2-3 yıllık eğitim programını tamamlamaları gerekmektedir. Uzun ve uğraşlı bir eğitim gerekliliği nedeniyle girişimsel nöroradyoloji ile ilgilenen hekim sayısı dünyada ve ülkemizde kısıtlıdır.

Girişimsel nöroradyolojide temel görüntüleme yöntemi nedir?

Temel görüntüleme ve tedavide kullanılan yöntem anjiyografidir.

Girişimsel nöroradyoloji alanında tedavi edilen hastalıklar nelerdir?

1990'lı yıllardan sonra, teknolojik gelişime paralel olarak bu alanda hızlı değişimler yaşanmıştır. Bunun sonuncunda uygulama alanı genişlemiş ve bu yolla tedavi edilebilen hastalıklar ceşitlilik kazanmıştır. Bu hastalılar aşağıda listelenmiştir:

Girişimsel nöroradyoloji alanında tedavi edilen hastalıklar:

Beyin anevrizması (Baloncuk)

Beyin arteriovenöz malformasyonu (AVM; beyin damar yumağı)

Dural arteriovenöz fistül/malformasyon (Dural AVF)/Karotikokavernöz fistül

Atardamar darlıkları (Beyin içinde ve boyunda)

Akut inme (Stroke; ani gelişen felç)

Tümör embolizasyonu (Damar tıkama)

Beyin anevrizmaları (baloncuk):

Beyin anevrizmaları (baloncuk) nedir?

Beyin anevrizmaları, beyin damarlarında görülen balonlaşmalardır. Genellikle beyin kanamasına yol açarlar ve anevrizmaların (baloncuk) endovasküler (damar yoluyla) tedavisi sık yapılan işlemlerden birisidir.

Beyin anevrizmaları (baloncuk) hangi şikayete yol açar ve tedavi edilemez ise sonucu ne olur?

Bu hastalar genellikle beyin kanaması ile gelmekte olup tedavi edilmediği takdirde ölümle veya kalıcı nörolojik hasarla (felçlik gibi) sonuçlanmaktadır.

Beyin anevrizma (baloncuk) endovasküler tedavisi nasıl yapılır?

Bu tedavide anevrizmanın yerine ve şekline bağlı olarak farklı endovasküler tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Bazen anevrizmanın sadece içi doldurularak kapatılmakta, bazen bu işlem balon yardımı ile veya stent yerleştirilerek yapılmaktadır. Bazı durumlarda ise, uygun hastalarda sadece anevrizma boynuna kaplı stent yerleştirilerek kısa sürede tedavi edilmektedir. Nadir durumlarda anevrizma ile birlikte damar tamamen de kapatılabilmektedir.

Arteriovenöz malformasyon ve fistüller (AVM, Dural AVF, Damar yumağı):

Arteriovenöz malformasyon ve fistüller (AVM, Dural AVF, Damar yumağı) edir ve hangi şikayetlere yol açarlar?

Beyin, omurilik ve baş-boyundaki damarlarda doğuştan veya sonradan oluşan (genellikle travma sonrası) arteriovenöz malformasyon (damar yumakları) ve fistüllerin (atardamar ile toplardamar arasında anormal/doğrudan bağlantı) tedavisi uygun hastalarda tam ve kalıcı olarak tedavi edilmektedir. Bu hastalar beyin kanaması ile acile geldikleri gibi, sara nöbetleri, şiddetli baş ağrıları, kulakta üfürüm/çınlama, gözde veya gözlerde şişlik, kızarıklık veya felçlik nedeni ile de doktora başvurabilmektedir.

Arteriovenöz malformasyon ve fistüller (AVM, Dural AVF, Damar yumağı) tedavisi nasıl yapılır?

Endovasküler tedavide damarların içi uygun tıkayıcı maddelerle bir veya birden fazla seansda tamamen veya kısmen kapatılmaktadır. Bu yöntemle hastaların bir kısmı tamamen tedavi olabiliyor iken bir kısmı da cerrahiye ve/veya ışın tedavisine uygun hale getirilmektedir. Bazı durumlarda ise önceden planlanarak hasta damar yoluyla tedavi edilmekte ve hemen ardından cerrahi yapılarak hastalık tamamen yok edilmektedir.

Atardamar darlıklarına yönelik balon ve stentleme:

Boyun ve beyin tıkayıcı atardamar hastalığı olan hastalar ne şikayetler görülür?

Boyun ve beyin tıkayıcı atardamar hastalıklarında balon anjioplasti (darlık açma) ve stentleme işlemleri girişimsel nöroradyolojik işlemlerin çoğunu oluşturmaktadır. Genellikle hasta olan şah damarıdır. Bu hastalar genellikle baş dönmesi, dengesizlik, felç geçirme, konuşma bozukluğu gibi nörolojik problemlerle doktora başvurmaktadır.

Boyun ve beyin tıkayıcı atardamar hastalıklarının tedavisi nasıldır?

Bu hastalar ilaç tedavisi almalı ve darlıkları belli düzeyden sonra damar içinden veya cerrahi olarak tedavi edilmelidirler. Damar içinden tedavi (stentleme), özellikle darlıkların sık görüldüğü, boyunda beyni besleyen şah damarı (karotid arter) darlıkları hasta uyanıkken yapılmaktadır.  Damar kafa içinde ise işlem genel anestezi altında yapılmaktadır. Bu hastalıkların tedavisi, hastaların felçden (inme) korunması açısından önemlidir (Resim 3).

Akut inme (Stroke) tedavisi

Hangi durumda akut inme tedavisi yapılır?

Beyni besleyen atardamarlarının ani tıkanıklığından kaynaklanan bu durum, hasta erken dönemde (ilk 6-8 saat) hastaneye ulaştırılabildiğinde tedavi edilmektedir. Bu inme hastaları acil olarak değerlendirilmekte ve uygun hastalarda beyni besleyen atardamardaki pıhtılar emilerek, cihazla çekilerek veya ilaçla eritilerek temizlenmektedir.

Akut inme tedavisinin amacı nedir?

Tedavi edilen hastaların ölmesi veya felçli kalması engellenmektedir.

Tümör embolizasyonu (Damar tıkama)

Baş-boyun, kafa içi ve omurga tümörlerinde (nazofaringeal anjiofibrom, menenjiom, hemanjiom gibi) ameliyatın yapılabilmesi ve ameliyat sırasında kanamanın olmaması için preoperatif (ameliyat öncesi) embolizasyon (damar tıkama) işlemleri girişimsel nöroradyoloji uygulamalarından biridir. Bu işlemler bazı durumlarda temel tedavi yöntemi olarak da uygulanmaktadır.

Retinoblastom (göz tümörü) tümör tedavisi

Uygun hastalarda, toplardamar yoluyla verilen tümör ilaç tedavisinden ve diğer tedavi yöntemlerinden fayda görmeyen göz tümörü olan retinoblastom tedavisi atardamar yoluyla yapılabilmektedir.

Sonuç olarak, görüntülemede ve tedavide kullanılan cihazlardaki teknolojik gelişmeler girişimsel nöroradyoloji alanında yapılan tanısal ve tedavi işlemlerinin giderek daha çok yaygınlaşmasını ve uygulama alanlarının genişletmesini sağlamaktadır.

 

 

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Erol Akgül

Prof. Dr. Erol AKGÜL, lisans öncesi eğitimlerini Adana’da tamamlamıştır. 1983 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladığı tıp eğitimini 1990 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1991-1994 yılları arasında ise bir süre Ankara Atatürk Göğüs hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı’nda ve Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’nde Radyoloji asistanlığı yapmıştır. Ardından 1994 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı’nda ihtisas başlamıştır. 1999 yılında ise Radyoloji Uzmanı olmuştur. Prof. Dr. Erol AKGÜL, 1,5 yıla yakın Adana’da özel bir hastanede görev yaptıktan sonra Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı’nda 2000 yılında öğretim görevlisi olarak tekrar görev yapmaya başlamıştır. 2005 yılında Radyoloji Doçenti ve 2011 yılında Radyoloji Profesörü olmuştur. 2000 yı ...

Etiketler
Stroke
Prof. Dr. Erol Akgül
Prof. Dr. Erol Akgül
İstanbul - Radyoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube