Genital siğiller

Genital  siğiller

Genital siğiller, genital bölgede deriden kabarık kondilom denen lezyonlar oluşturan, cinsel temasla bulaşma gösteren, etkeni human papilloma virüs (HPV) olan ve yayılımı son yıllarda hızla artan viral bir enfeksiyondur. Gizli bulaştırma potansiyeli taşıyan hastalar, yani enfeksiyonu taşıdığı halde görünür lezyonu olmayan bireyler, enfeksiyonun epidemiyolojik yönden daha da ciddi boyut kazanmasına yol açmaktadır. ABD’ de seksüel aktif erkek ve kadın populasyonun %50-75 inin yaşamları boyunca HPV ile en az bir kez karşılaştığı göz önüne alındığında enfeksiyonun ciddiyeti daha iyi anlaşılacaktır.

HPV enfeksiyonunun en önemli komplikasyonu  kadınlarda rahim boynunda (serviks) malign transformasyon riski oluşturması yani kanser gelişimine zemin hazırlamasıdır. Bu yüzden HPV ile enfekte kadınlarda "Pap smear" ile yıllık kontrollerin yapılması gelişecek olan serviks kanserinin  ilerlemeden yakalanması açısından büyük önem taşır. Servikal kanser olgularının %90’ında HPV DNA’sının (HPV 16 ve 18) saptandığı gözönüne alındığında virusun ne kadar güçlü bir kanser oluşturma potansiyele sahip olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Bulaşma sonrası lezyonun ortaya çıkması için geçen süre birkaç haftadan 18 aya kadar uzayabilmektedir. HPV’nin 100 den fazla alt tipi tanımlanmıştır. HPV dış ortamda doku kültüründe üretilemez ve deney hayvanlarına bulaştırılamaz.  Bu da HPV ile ilgili deneysel araştırmaları sınırlandırmaktadır.Yine akut ve geçirilmiş enfeksiyonu tanımlayan herhangi bir serolojik tanı yöntemi mevcut değildir.

HPV sınıflaması serolojik olarak yapılamaz. Genotipe göre sınıflandırılır. Bu da moleküler hibridizasyon teknikleri ile yapılmaktadır. Bu yöntem bu gün için HPV nin labaratuar tanısında altın standart olarak kabul edilmektedir. Yine polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) teknikleri ile HPV DNA’ sının spesifik viral genomlarının  saptanması mümkündür. Ancak yöntem pahalı olduğundan şimdilik sadece araştırmalarda kullanılmaktadır. Gizli enfeksiyonların saptanmasında %3-5 asetik asit solusyonu ile 1-5 dakika sonra asetobeyazlanmanın görülmesi yöntemi kullanılmaktadır. Asetik asit ile muayene özellikle vajinal kolposkopik muayene sırasında enfekte alanların tesbitinde önem kazanır. Bu amaca dönük olarak yurt dışında vinegar isimli asetik asit solusyonu kullanılmaktadır.

HPV’nin E 6 ve E7 genleri kanser oluşturma potansiyelinden sorumlu olup HPV aşıları da HPV16 ve 18’in E6 ve E7 gen proteinlerine karşı geliştirilmiştir. Aşılar profilaktik-(infeksiyonun başlamasını önlemek) ve terapötik(mevcut infeksiyonu tedavi etmek) amaçla hazırlanmaktadır. Yeni kullanıma sunulan profilaktik koruyucu aşılar, HPV 16 nın L1 ve L2 kapsid antijenlerine karşı geliştirilmiş viral rekombinan aşılardır. Terapötik tedavi edici aşılar,HPV 16 nın E1, E2, E6 ve E7 gen proteinlerine karşı geliştirilmekte olup henüz pratik kullanımda bulunmamaktadır. Terapötik aşıların primer hedefi enfeksiyonun tedavisi olmakla birlikte E6 ve E7 onkojenik gen proteinlerine karşı geliştirilmiş olmaları ikincil olarak kanser gelişiminden korunmayı da uzun vadede sağlamış olacaktır.

Genital siğil tedavisinde değişik yöntemler kullanılmaktadır. Elektrokoterizasyon, kriyoterapi gibi fiziksel yöntemler, podofilin gibi sitotoksik ajanlar, imikimod gibi immunmodülatör ajanlar genital siğil tedavisinde yaygın olarak kullanılmakta olan tedavi yöntemleridir. Tüm tedavi seçeneklerinde siğilin yok edilmesi gerçekleşirken virüsün ortadan kaldırılması mümkün olamadığından zaman zaman tekrarlamalar görülebilmekte, bu da hastanın hekim kontrolünde uzun süre kalmasını gerektirmektedir.

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Can Ceylan

1966 Doğumluyum.  İlk ve orta öğrenimimi sırasıyla Erzincan, Kayseri ve Zonguldak illerinde tamamladım. 1983 yılında Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi’nden  mezun olduktan sonra Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi ‘ne girdim. 1989-1990 yılları arasında Erzurum Narman Şekerli Sağlık Ocağı’nda pratisyen hekim olarak zorunlu hizmetimi  yaptım. 1990 yılında tıpta uzmanlık sınavıyla Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji bölümüne  girdim. “Bacak ülserasyonlarında Helium-Neon lazer tedavisinin etkinliği” konulu tezimle 1995 yılında dermatoloji uzmanı oldum. Uzmanlık dönemim boyunca, deri kanserlerinde yüzeyel radyoterapi uygulaması, “Fototerapi” biriminin kurulması, Türkiye’de ilk kez  “Fotodinamik tedavi” yöntemininin deri hastalıklarında kullanılması gibi konularda çalışmalarım oldu. 2004 yılında doçent, 2011 yılında profesör ünvanı aldım. Me ...

Etiketler
Genital siğiller
Prof. Dr. Can Ceylan
Prof. Dr. Can Ceylan
İzmir - Dermatoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube