Bu cerrahi işlem sosyal güvenlik kurumları ve sigortalarca karşılanıyor mu?
Yurtdışında pek çok sigorta şirketi bu ameliyatı karşılamaktadır. Ancak firmalar arasında çeşitli uygulama farklılıkları vardır. Ülkemizde olduğu gibi, dünyada da pek çok sigorta şirketi bu işlemleri karşılamaya yanaşmamaktadır. Sosyal güvenlik kurumları tarafından ise, hastanelere ameliyatın neredeyse ¼’ünü karşılayabilecek bir ödeme yapılabilmektedir. Sorunla karşılaşmamanız için bizzat sigorta şirketiniz ya da kurumunuzdan doğrudan bilgi almanız daha uygun olacaktır.
Kalori hesabı yapmaya devam edecek miyim?
Hayır. Diyet son derece basittir. Her öğün meyve ve sebzelere ek olarak hayvansal protein alacaksınız.
Alkol alabilir miyim?
Alkol vücut tarafından şekere dönüştürülebildiğinden, kilo verme periodunda alkollü içecekler almanız tavsiye edilmez. Hedef kilonuza ulaştıktan sonra, aşırı olmamak kaydı ile alkol kullanabilirsiniz.
Tekrar tatlı yiyebilecek miyim?
Bu hastadan hastaya değişiklik göstermektedir. Bazı hastalarda problem yaşanmazken, bazıları şekere ciddi reaksiyon göstermektedir. Bu tepki zamanla azalma eğilimindedir.
Kötü bir yara izi kalacak mı? Vitamin E almamın faydası olur mu?
Her ameliyatta olduğu gibi yara izi mutlaka kalacaktır. Vitamin E kullanımının skarların iyileşmesine etkisini gösteren bilimsel kanıt olmamasına karşın, bazı hastalar yardımı olduğunu hissetmektedir.
Ne zaman yüzebilirim? Gebe kalmam mümkün mü?
4-6 hafta sonra yüzme gibi sporlara başlayabilirsiniz. Gebe kalabilirsiniz, ama bunun kilo verme periodunda olması tavsiye edilmez.
Gastrik Bypass ameliyatı ve sonrasında neler olur?
Güncel Gastrik Bypass Programı aslında genel olarak temel, sağlıklı yaşam stratejilerinden ibarettir. Basit ama mutlaka uyulması gereken 10 kuralı vardır:
1. Günde 3 öğün yemelisiniz ve öğün atlamamalısınız. Her öğün yaklaşık 30-45 dakika sürmelidir.
2. Her öğün mutlaka tavuk, hindi ve balık gibi, “Yüksek Biolojik Protein” dediğimiz düşük yağlı hayvansal proteinlerden almalısınız. Bir porsiyon sebze ve meyve de yiyebilirsiniz. Vitamin ve besin desteği eklenebilir. Non-steroid antiinflamatuar ilaçlar ve Aspirin gibi, uzak durmanız gereken bazı ilaçlar vardır.
3. Yemekle beraber sıvı almayınız. Su dahil, içecekleri öğünlerden 30 dakika önce veya sonra alınız.
4. İçecek seçimi tercihlerinize bağlı olmakla birlikte, tüm içecekler “Sıfır” kalori olmalıdır. Bu nedenle hazır meyve suları, alkol veya çorbalar tercih edilmemelidir. Gazlı içeceklerden de kaçınılmalıdır.
5. Yavaş yemeli ve gıdaları iyice öğütene dek çiğnemelisiniz.
6. Tahıl ve sebze şeklindeki nişastalı besinler haftada iki öğünle sınırlanmalıdır.
7. Şeker ve yağdan kaçınılmasını öneren bu kurallar relatif olarak basitliğine karşın, tipik Amerikan tarzı diyet ve yaşam biçimine çok terstir. Bu nedenle, bu program aynı zamanda davranışsal değişimleri de içermektedir.
8. Cerrahiden sonra, yemekten maksimum keyif ve doyumu almak için hastalarımıza öğünler sırasında ve sonrasında mümkün olduğunca rahatlamalarını öneriyoruz.
9. Bütün hastalar kendi kişisel yatkınlıklarına uygun ve giderek yoğunlaşan bir egzersiz programına katılmalıdır. Daha hastanedeyken hastalar yürümeleri konusunda yüreklendirilmektedir. Bu aktivite solunum fonksiyonlarını iyileştirir, cerrahiden sonra ağrı hassasiyetini azaltır, mobiliteyi arttırır ve toparlanma sürecini iyileştirir. Cerrahiyi izleyen ilk haftalarda zamanı ve hızı giderek arttırılan yürüyüşler önerilir. Bu aşamada yürüyüş aerobik yönden yararı (oksijen kullanımı artar, metabolik etkinlik artar ve kilo kaybı sonuçları düzelir) için desteklenir.
Zaman geçtikçe ve hasta gücünü kazandıkça haftada her biri 30 dakikalık 4 aerobik egzersizden oluşan bir egzersiz sistemine geçilir. Yürüyüş, koşu bandı ve bisiklet en popüler aerobik tarz aktivitelerdir. Nihayet, cerrahiden birkaç ay sonra haftada ortalama iki kez ağırlık çalışmalarına başlanabilir. Bu aşama hastaların vücut kas kitlesini arttırmasını, dolayısı ile vücut ağırlığının kas değil, yağ dokusundan kaybedilmesini sağlar. Bu durum, genel sağlık açısından son derece önemlidir.
10. Başarı: Masif vücut ağırlığı kaybı, ilişkili medikal problemlerde düzelme, kendini iyi hissetme ve sağlanan kilo kaybının korunması. Bunlar, bu kılavuzlara en azından % 80 uyumlu olmanızı ve doktorunuzun tavsiyelerine uymanızı gerektirir. Bunun dışında bir yol yoktur. Son olarak da mutlaka aylık kontrollere gelmeniz önerilir. Bu, erken tedbirlerle çözülebilecek ufak problemlerin krize dönüşmeden yakalanmasını sağlar.
Bu program bazen imkansız gibi görünse de, operasyon geçirmenin kendisi de bu major davranışsal ve diyetsel değişiklikleri sadece mümkün değil; aynı zamanda da yapılabilir kılar.
Geldiğim kiloyu hayatımın geri kalanında yıllarca koruyabilir miyim?
Evet! Programın 10 kuralına en azından % 80 bağlı kalır ve bariatrik cerrahi ekibinizle bağlantıyı koparmazsanız, evet. Morbid obezitenin kronik bir hastalık olduğunu, ve hayatınızın sonuna kadar olumlu sağlık kurallarına ve doktor tavsiyelerine uymak zorunda olduğunuzu unutmayınız.
Kilom nedeniyle kendimi umutsuz ve moralsiz hissediyorum. Kendimi çirkin gördüğüm için dışarıya çıkmaktan bile çekiniyorum. Eğer tüm bu kilolarımı verirsem bu hayatımı nasıl değiştirecek?
Elbette 50-60 kilo verdikten sonra hayatınızın nasıl değişeceğini tam olarak tahmin edemeyiz. Eski bir tıbbi tabir “hastalık yoktur, hasta vardır” der, herkes kendine özgü bir bireydir. Ancak hayatınızın değişeceğini ve bu değişimin büyük ihtimalle dramatik şekilde hızlı olacağını söyleyebiliriz. Ameliyat geçiren hastaların yıllar içindeki takiplerinden edinilen bilgilere göre:
Fiziksel Durum düzelmektedir. Kan basıncı, kan şekeri ve solunum fonksiyonları düzelmektedir. Hastalar kendini daha enerjik hissetmekte, ağrı ve sızılar azalmakta, uyku düzeni normale dönmektedir.
Psikolojik Durum düzelmektedir. Depresyon azalmakta, kendine güven duygusu yerine gelmekte, içgörü normalleşmekte, sosyal beceriler düzelmekte, geleceğe daha güvenle ve gerçekçi bakış gelişmektedir.
Aile, gönül ilişkileri, arkadaşlarla ve iş arkadaşlarıyla olan ilişkiler olumlu yönde değişmektedir. Bu programa giren hastalar, kendi sağlık seçimlerini realistik olarak ortaya koymalıdırlar. Pek çok hasta depressif ve umutsuz hissettiğinden, kendi yaşamlarına en düşük düzeyde öncelik tanırlar. Tedavi sonrası hastalarda sıklıkla görülen bir değişim ise, kendileri hakkında bazen sevdiklerini mutsuz etse de, sağlıklı kararlar verebilmeyi öğrenmeleridir. Örneğin arkadaşları ile oturup bir şeyler atıştırmak dururken, egzersiz için onlardan ayrılmalıdırlar. Veya, onlar giderek çekici ve bağımsız hale geldikçe sevdiklerinde görülebilecek huzursuzluk veya kıskançlıkları göze almalıdırlar.
Beden Algısı: Hastalar bedenlerindeki değişiklikleri görme ve hissetmenin inanılmaz duygusunu yaşamaktadır. 50-60 kilo kaybetmek beden boyutunda, görünümde ve hatta giysi seçimlerinde müthiş değişikliklere yol açar, çekici ve seksi hissetme duygusunu yaşatır.
Normal beden algısını kabullenmek bazen obezite cerrahisi geçiren hastalarda major bir gelişme olmaktadır. Hayattaki en büyük idealleri birkaç beden küçük bir elbisenin içine sığmak olsa da, bazı hastalar bu duruma adapte olmak için biraz zamana ihtiyaç duyabilir. Bazıları kendilerini hala şiman hissetmeye devam edebilir veya kaybettikleri kiloları geri alma endişesi yaşayabilirler. Ancak, ne olursa olsun sonuçta yeni ve sağlıklı beden algıları çok daha konforlu ve güvenilir gelmektedir.
Gastrik bypass hakkında en sık sorulan sorular
