Fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi (fess)

Fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi (fess)

Fonksiyonel Endoskopik Sinüs Cerrahisi (FESS) kritik komşulukları olan bir anatomik bölgede direk görüş olmadan, endoskopik sistemlerle elde edilen görüntüler monitörden izlenirken küçük ve hassas cerrahi aletler kullanılarak yapılan bir ameliyattır.

Günümüzde kronik sinüs iltihaplarının, sinüs kaynaklı tümörlerin ve sinüslere komşu anatomik yapıların, ön kafa kaidesi yaralanmaları, travmaya bağlı göz çukuru hasarları ve görme siniri basısı gibi durumların tedavisinde en güncel ve sık uygulanan tedavi seçeneği olup en fazla sayıda yapılan ameliyatlardan biridir

Aynı zamanda çevre dokulara zarar vermemesi nedeni ile göz yaşı kesesi ameliyatlarında (Dakriosistorinostomi) ve hipofiz bezi adenomlarının cerrahi tedavisinde (Endoskopik hipofizektomi) giderek artan oranlarda endoskopik cerrahi tercih edilmektedir.

Endoskopik sinüs cerrahisinin en sık uygulanma yeri uygun içerik ve sürede kullanılan ilaçla tedaviye cevap vermeyen kronik sinüzitlerdir. Bu ameliyatlar sırasında sinüslerdeki iltihaplı dokular ve polipler temizlenmekte, sinüslerin ürettikleri salgının buruna boşaldığı kanallar açılmakta ve burun eti küçültülmektedir.
ABD’de kronik sinüzit rahatsızlığına yönelik olarak yılda 200.000 civarında FESS yapılmaktadır.

Kronik sinüs hastalıklarında;

İltihaplı dokuların ve poliplerin temizlenmesi

Sinüs boşluklarını burna bağlayan kanallarının açılması

Burun etleri şişliği ve hava kistleri (Konka bülloza), sinüs boşluklarının birden fazla boşalma deliği (aksesuar ostium), anormal mukoza temas bölgeleri gibi anatomik problemlerin düzeltilmesi işlemleri yapılmaktadır.

Burun çevresindeki sinüslerin yerleştiği dar bölgede anatominin karmaşık olması ve beyin, gözler, görme sinirleri, gözyaşı kanalları, şah damarları gibi hayati organların komşuluğunda olması bu ameliyatların başarı ile yapılabilmesi için önemli tecrübe ve ileri teknoloji gerektirmektedir

FESS ameliyatında özellikle navigasyon, balon, shaver gibi ileri teknolojik cihazların kullanıldığı vakalarda hasta ve cerrahın konforu açısından genel anestezi tercih edilmektedir. Cerrahi süresi patolojinin yaygınlık derecesine ve aynı ameliyatta yapılacak burun içi eğikliği düzeltilmesi, estetik burun cerrahisi, burun eti küçültülmesi, anatomik varyasyonların düzeltilmesi gibi ek müdahalelerin olup olmamasına göre değişmektedir. Tek bir sinüse müdahale 20-30 dakika civarında sürerken tüm sinüsleri tutan patolojinin temizlenmesi iki saati geçebilmektedir.

Burun eti küçültülmesi gibi ek müdahalelere bağlı bir gereklilik oluşmazsa sinüs cerrahisi sonrasında burun içerisine tampon konulmamakta, hastalar burundan rahat nefes alabilmektedirler. Ameliyat sonunda, kanamayı ve iyileşme sırasında oluşabilecek doku yapışmalarını engellemek amacı ile yerleştirilen, çıkarılması kolay ve ağrısız, yapışmayan özel tamponlar ve çeşitli materyaller burun solunumunu tam engellemez.

Ameliyat sonrasında ciddi bir ağrı şikâyeti olmamakta, basit ağrı kesiciler genellikle yeterli olmaktadır.

Hastaların ameliyat günü hastanede kalması önerilmekle beraber ameliyatın içeriğine göre aynı gün taburculuk ta mümkün olabilmektedir.

Ameliyat sonrasında antibiyotik tedavisine en az 5-10 gün devam etmek önerilmektedir, gerek görülen durumlarda ek ilaçlar eklenebilmektedir.

Burnu mekanik olarak temizleyip mukozayı nemlendiren genellikle steril tuzlu su içeren spreyler kabuklanmalar geçene kadar kullanılmalıdır.

Alerjik ve polipli hastalarda ikinci haftadan itibaren kortizon içeren spreylere ve polip oluşumu riskini azaltan ilaçlara başlanmaktadır.

Mantar sinüziti düşünülen hastalara ameliyat sonrasında ağız yolu ile mantar tedavisi de önerilmektedir.

Pansumanın gerektiği gibi yapılması ameliyatın başarısı için oldukça önemlidir. Ameliyat sonrası ilk kontrol ve varsa tampon alınması 2-4 gün içinde yapılır. Birinci haftanın sonunda yapılan pansuman sırasında gerekiyorsa burun ve sinüs drenaj kanallarında oluşan kabuklar temizlenmekte, sinüs içine yapışmayı önleyici materyaller konulmuşsa bunlar alınmakta, enfeksiyon kontrolü yapılmaktadır. Hastaların yapılan ameliyatın boyutuna göre iyileşme tamamlanana kadar 1-2 haftalık aralarla kontrollere gelmeleri gerekmektedir.

Ameliyatın zorluk derecesini ve komplikasyon ihtimalini artıran bazı özel durumlar;

Ameliyat sırasında dokularda aşırı kanama olması

İleri derecede iltihap ve yaygın polip olması

Hipertansiyon

Kanama ve pıhtılaşma bozukluklarış aspirin benzeri ilaç kullanımı

Daha önce geçirilen ameliyat ve travma nedeni ile anatominin değişmiş olması

Sinüs boşluklarının özellikle damarsal içeriği fazla olan tümörlerin ameliyatları

Anatomik değişiklikler (varyasyonlar)

Ameliyat sırasında ya da sonrasında karşılaşılan önemli komplikasyonlar;

Aktif kanama

İntraorbital (göz içi) kanama

Karotis (şah damarı) yırtılması

Orbita (göz çukuru) travması

Endoftalmi (gözün geriye yer değiştirmesi)

Gözde hareket bozukluğu

Nazolakrimal kanal (göz yaşı kanalı) travması

Beyin omurilik sıvısı kaçağı

Kafa içi komplikasyonlar

Apse

Menenjit

Beyin içine hava kaçması (Pnömosefali)

Hipofiz bezi hasarı

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Mustafa Üzeyir

Etiketler
Kronik sinüs hastalıkları
Op. Dr. Mustafa Üzeyir
Op. Dr. Mustafa Üzeyir
İstanbul - Kulak Burun Boğaz hastalıkları - KBB
Facebook Twitter Instagram Youtube