Farmakoterapi (ilaç tedavisi)

Farmakoterapi (ilaç tedavisi)

Ruhsal bozukluklar için tedavi alan insanların bir kısmı psikoterapi ve ilaç tedavisini bir arada alırlar. Bu birleşik tedavi yaklaşımı için ilaç tedavisi yönelimli psikoterapi deyimi kullanılır. Bu tedavi yaklaşımında psikiyatrik tanının konulduğu, uygun tedavinin düzenlenip, ilaç etkilerini gözden geçirmek ve düzelmeyi değerlendirmek için ihtiyaca bağlı olarak düzenli ya da düzensiz aralıklarla psikoterapi ehliyeti olan bir psikiyatri doktorunun hastası ile buluştuğu bir sistemi içerir. Her iki tedavi yöntemi seanslar içine bütünleştirilmiştir ve sinerjik şekilde uygulanır.

Psikiyatride ilaç kullanımının terapiye faydaları: 

İlaç kullanımı psikoterapiye ulaşmayı kolaylaştırır, ego işlevlerini psikoterapiye katılma yönünde destekler.

Bilinçdışı materyalin işlenmesini teşvik eder.

Tutumlarda ve beklentilerde pozitif bir etki yaratır.

İlaç tedavisi olan birine terapinin faydaları:

Psikoterapi de ilaç tedavisine uyumu kolaylaştırır.

Tekrarlama ihtimalini önlemeye yarayan yetiler kazandırır.

İlaç ve psikoterapiyi bir arada alan hastaların terapiyi, terapistlerinin kendilerine önerdiği süreden erken sonlandırmamaya dikkat etmeleri gerekir. Çünkü ilaçlar çok etkili olduklarından şikayeti kalmayan kişi terapiye devam etmek istemeyebilir. Tekrarlama yaşamamak için şikayetler kalmasa bile sosyal konuların terapide ele alınması amacıyla psikoterapinin bir süre devam ettirilmesi daha uygun olabilir.

Pek çok çalışma, psikoterapi ve ilaç tedavisinin birlikte verilmesinin tek başına verilmesine göre daha üstün olduğunu, tekrarlama ve hastaneye yatış riskini önemli derecede azalttığını, hastaların yaşam kalitesini arttırdığını göstermektedir.  Tek bir tedavi biçimi hastanın yaşamakta olduğu duygusal zorlanmanın, işlevsel olmayan veya kendine zarar verici davranışlarının tümünü hedef almayabilir. Birleşik tedavinin diğer bir kullanım alanı, hastanın şikayetlerinin  şiddetli olmasından dolayı tek başına psikoterapi ile bunların ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığı, daha hızlı bir klinik iyileşmenin zorunlu olduğu durumlardır. İlaç tedavisinin amacı psikiyatrik bozukluğun dışa vuran tüm belirtilerini silmektir.

İlaç tedavisi mi yoksa psikoterapi mi uygulanacağı ya da birleşik tedavi mi uygulanacağı her hasta için ayrı, bir psikiyatri doktoru tarafından değerlendirilmelidir. Birleşik tedavi kararı alınıyorsa tedaviyi yürütecek ruh sağlığı çalışanı (örneğin aynı zaman aralığında bir doktor, bireysel terapist ve çift olarak da çift terapisti gibi) sayısının sınırı yoktur.

Birleşik tedaviyi birden çok kişinin yürüttüğü durumlarda, ilaç tedavisini bir psikiyatri doktoru (psikiyatri doktoru ile kast edilen, tıp fakültesi mezunu olan tıp doktorudur. Doktora yapmış başka bir üniversite mezunu meslek uzmanı kişi değildir) yürütürken, psikoterapiyi diğer terapistler (terapi ehliyeti olan bir psikiyatri doktoru, klinik masterı yapmış ve terapi ehliyeti olan uzman bir psikolog veya grup terapileri için terapi ehliyeti olan bir sosyal hizmet uzmanı veya psikiyatri hemşiresi olabilir) bireysel, aile veya grup terapisi şeklinde sürdürebilirler.

Tedaviyi birden çok sağlık çalışanın yürüttüğü durumlarda, psikiyatri doktoru klinik karar verici olarak ruh sağlığı ekibi içinde koordinasyonu sağlar, düzenli olarak bilgi alışverişi yapılır. Birleşik tedaviyi aynı şekilde terapi ehliyeti olan bir psikiyatri doktoru tek başına da sürdürebilir. İlaç tedavisi yönelimli psikoterapiyi uygulayan psikiyatr, bir ya da daha fazla psikoanalitik veya psikoterapötik teknik konusunda iyi bir eğitim görmüş olmasının yanında psikofarmakoloji konusunda da kapsamlı bir bilgi sahibi olmalıdır. Tek veya birden çok kişi ile izleme kararına hastanın kendi özelinde karar verilir.

Ruhsal sorunlarla ilgili her türlü teşhisi koymak, tedaviyi planlamak, ilaç ve diğer tedavi yöntemlerinin yanı sıra, uygun görülen psikoterapiyi uygulamak da tamamen psikiyatri uzmanlarının sorumluluğu ve yetkisi içindedir. Başka hiçbir meslek grubunun, bu uygulamaları bağımsız olarak yapma yetkisi yoktur. TC Yasaları ile de bu yetki sadece psikiyatri hekimlerine verilmiştir.

Hastaya uygulanacak tedavinin planlanması ve yürütülen tedavinin değerlendirilmesi tamamıyla psikiyatri doktorunun sorumluluğundadır.  
Psikiyatri doktoru, 6 yıllık Tıp fakültesinden mezun olmuş ve ondan sonra 4 yıl psikiyatri ihtisası yapmış uzman doktordur. Aldığı tıp eğitimiyle insanın hem genel hastalıkları hakkında bilgi sahibi olan hem de ruhsal yapısını tanımlama ve gerektiğinde tedavi etme yetki, bilgi ve donanımına sahip olan kişidir. İlaç seçimi ve kullanımı yalnızca tanıya bağlı değildir (google doktorluğu veya ezcane/komşu doktorluğu) ;  aynı zaman da hastanın belirtileri ve eş hastalıkları, dahili durumu, yaşam öyküsü, aile öyküsü, fizik muayenesi ve tedavi koşulları da etkilidir. Deneyimli bir doktorun verdiği ilaçlar, o ilacın yazılı prospektüs açıklamasında belirtilmeyen özgül bir uygulamayı yansıtıyor olabilir. İlaç tedavisi için her ilacın kullanım alanlarını, kullanılmaması gereken durumları, ilaçların farmakokinetiğini ve farmakodinamiğini, ilaç etkileşimlerini (yalnızca psikiyatri ilaçları değil, tüm ilaçlar dahil) bilmek gerekir. Bu bilgi, eğitim ve deneyim  sadece psikiyatri uzmanlığı ile mümkündür. Psikiyatri dışı hekimler bile genellikle psikiyatri ilaçlarını gereğinden çok kısa ya da çok uzun bir süre için, gereğinden çok düşük ya da çok yüksek doz ile yanlış biçimde yanlış tanı ile kullanma eğiliminde olurlar.

Psikiyatri beyin ile ilgilenen bir tıp dalıdır. Beyin ile ilgili diğer bir tıp dalı da Nörolojidir. Nöroloji epilepsi (sara), serebrovasküler olay (damarsal olaylara bağlı felç), parkinsonizm ve istemsiz hareketler, baş ağrıları, multipl skleroz, kas hastalıkları gibi alanlarda hizmet verir. Ruhsal Rahatsızlıklar nörolojinin ilgi ve uzmanlık alanı değildir.

Psikiyatrinin ilgi alanları ise genel olarak:

Depresyon, Anksiyete (Kaygı) bozukluğu (Panik bozukluk,Yaygın anksiyete bozukluğu, Obsesif kompulsif bozukluk, Sosyal Fobi, Travma sonrası stres bozukluğu), İki uçlu bozukluk (Manik depresif bozukluk, Bipolar bozukluk), Şizofreni, Alkol-madde bağımlılığı, Cinsel işlev bozuklukları, Kişilik bozuklukları, Yeme bozuklukları, Histeri-konversiyon, Hipokondriazis, Tikler, Yaşlılık psikiyatrisi-demans (bunama), Uzun süren yas, Dürtü kontrol bozuklukları gibi alanlardır.

Bu makale 18 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Ayça Can Uz

Uzm. Dr. Ayça CAN UZ, 1979 yılında Çanakkale'de doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 2004 yılında başarıyla tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, Prof. Dr. Mazhar Osman Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tamamlayarak Psikiyatri Ana Bilim Dalı'nda tamamlamıştır. İhtisası boyunca çalıştığı kliniğe bağlı Kadın yataklı servisi ve Dahiliye servisi’nde Perinatal Psikiyatri ve Kronik hastalıklar konularında tecrübe kazanmış olan Uzm. Dr. Ayça CAN UZ, Alkol ve madde bağımlılığı konusunda AMATEM Kliniği'nde tedavi ve grup terapileri ile rehabilitasyon çalışmalarında bulunmuş ayrıca, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi Kliniği’nde özellikle DEHB ve Kaygı Bozuklukları konusunda çocuklar ve ai ...

Etiketler
İlaç tedavisi
Uzm. Dr. Ayça Can Uz
Uzm. Dr. Ayça Can Uz
İstanbul - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube