Eyvah, yaşlanıyoruz!

Eyvah, yaşlanıyoruz!

Yıllar ,yıpratıcı. Çocuklar, iş, güç, kayıplarımız, koşuşturmalarımız, beslenme biçimimiz, yer çekimi, çevresel etkiler, güneşin solar etkisi ya da bazen yapısal/genetik olarak bedenimiz/yüzümüz olumsuza doğru değişiyor. Bu değişimi panikle karışık yaşlanma olarak algılıyoruz. Neler oluyor? Derimiz elastikiyetini yitiriyor, altındaki kollagenler ve elastik liflerde kırılmalar başlıyor (gülümseme, mimikler, sigara, çatık kaşlar da bu kırılmayı arttırıcı bir etki yapıyor bazen.). Kırışıklıklar, kuru bir cilt, lekeler ve deride incelme görülüyor. Cildimizin altındaki dokularda yağ bölümü yaşla birlikte eriyor, yer değiştiriyor. Örneğin:göz altımızdaki çizgileri belirleyen, elmacık kemikleri ve yanaktaki yağ kitlesinin volümü azalıyor ve daha aşağı seviyelere kayıyor. Biz bunu üzgün/yorgun ve yaşlı bir ifade gibi algılıyoruz. Aynı zamanda boynumuzdaki kaslar gevşeyip, enine/boyuna çizgilenmeler oluşuyor, gıdı diye tanımlanan boyun /çene altı sarkmaları meydana geliyor. Yüz ve mimik kaslarında ve kemiklerdeki erimeler ve fonksiyon bozuklukları bu negatif gidişe eşlik ediyor.

Yüzümüz eşsiz ve tek. Ondaki bu olumsuz değişimler bizi kaygılandırıyor. Ama aynı zamanda ona yönelik her estetik yaklaşım/değişim önerisi de bizi tedirgin ediyor, çünkü geri dönülemeyecek bir sonuçtan/hasardan kuşkulanıyoruz. Yüzüm tek ve eşsiz. O yüzden iyi irdelenip, kotarılmalı neler olduğu ve istenen halinde neler yapılabileceği. Görüldüğü gibi yaşlanma bir anlamda da yüzde volüm azalması/hacim kaybı demek. Genç bir yüz olgun bir üzüm tanesine (hacimli ve kırışıksız)benzerken, yaşlanmış bir yüzde bu hacim duygusu kayboluyor, sarkıyor, kırışıklıklar oluşuyor ve de ironiktir, kuru bir üzüme dönüyor. Avurt, alın, dudaklar ve dudak çevresindeki bu hacim kaybı ve sarkma ile örneğin avurtlar daha aşağı seviyeye iniyor, burnun iki yanından ağız kenarına dek uzanan nazo-labial oluk/sulkus derinleşiyor, dudak yanlarından aşağıya çeneye uzanan oral komisür denen çizgiler belirginleşiyor. Çene altındaki gıdıkla birlikte yüz ters bir üçgen (genç bir yüzde gözlerden geçen çizgi üçgenin tabanı, çene ise ucu)olması gerekirken giderek maskülen ve karemsi bir hal alıyor. Alın bölgesindeki hacim kayıplarında ise göz çevresi iskeletimsi bir şekilde açığa çıkıyor. Dudaklarda da benzer kayıplarda daha ince ve sınırları daha az belirgin dudak hatlarımız oluşuyor. Yüzümüz tek ve eşsiz . Bu izlerin hepsinin bir hikayesi var  ve belki onları seviyoruz. Ama ya değiştirmek istersek?...

Yüzümüz Yaşlanıyor da Çözüm Ne?

‘’Eyvah,Yaşlanıyoruz ‘’makalemizi okuduysanız ve tam bu noktada herşey değişsin istiyorsanız total yüz gençleştirme operasyonları/yaklaşımı devreye giriyor ve amaç bu negatif gidişi, yüzümüzdeki olumsuz evrimleri tersine çevirmek. Ayrıntıları ‘Yüz Gençleştirme’’,’’Erkeklerde yüz gençleştirme’’,’’Yüz germe (face lifting)’’,yaşlanan yüze yaklaşım’’,’’estetik yüz ameliyatları’’,ameliyatsız yüz germe’’,’’alın germe/front lift’’,’’şakak kaldırma/şakak askı’’,’’endo lifting’’,’’askı ameliyatı’’,’’yüz cildinizi yenileme’’,’’yağ enjeksiyonu’’,’’göz kapağı estetiği’’,’’dudak ameliyatları’’ ve ‘’burun estetiği’ gibi bölümlerde bulabilirsiniz. Örneğin sadece yüz germe operasyonu ile kırışıklıklar/sarkmalar giderilse dahi volüm kaybını/hacim azalmasını arttırmaya yönelik ek yaklaşımlar/çözüm yolları gerekiyor. Bilgi olsun diye söylersek: ABD’de estetik girişimler içinde yüz germe ameliyatları öncelikli sıralarda yer almaktayken ülkemizde bu oran çok düşük. Radikal bir girişim gibi algılanıyor çünkü kalıcı bir hasardan endişe ediliyor. Hafif girişimler:dolgu, botoks, askı v.d ile bazen şüpheli olabilecek sonuçlarla idare ediliyor. Bilinmeli ki Botoks, dolgular, askılar v.d( gerçekten yüz germe ameliyatı gerekliyse) ancak bu işin kreması /cilası olabilir ve gerçek bir operasyonun/kalıcı değişimin asla yerini tutamaz. Halbuki günümüzde özellikle 40-45 yaşları ve sonrasında(eğer gerekli ise) yapılacak bir yüz germe operasyonu (deri kalitesi ve deri altı destekleri  hala yeterince iyi durumdayken) çok iyi sonuçlar verebilmektedir. Uzun bir deneyim sürecinden sonra yöntemlerin olumluya değiştiği, izlerin natürel bir biçimde gizlenebilip /saklandığı, hafif bir sedasyon ve lokal anesteziyle yapılabilen ve hızla iyileşebilen bir süreçten bahsediyoruz çünkü artık. İzler saç hattının içinde/arkasında, kulağın yapışma oluğunda ve önden/ konuşma mesafesinden görülüp algılanamayacak şekilde oluyor demektir bu. Ayrıntılarını ilgili bölüm ve görsellerde bulacaksınız. Diğer önemli yüz gençleştirme etkinliği ise volüm kaybını/hacim eksikliğini giderme girişimleridir. Bu da apayrı bir konudur ve yüz/yanak dolgusu bölümünde irdeleyebilirsiniz.

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Mehmet Serkan Dinar

Etiketler
Sarkma
Op. Dr. Mehmet Serkan Dinar
Op. Dr. Mehmet Serkan Dinar
İstanbul - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube