Evlilikte cinsel sorunların nedenleri

Uzm. Dr. Mehmet Levent Soylu
Uzm. Dr. Mehmet Levent Soylu
16 Eylül 202429 görüntülenme
Randevu Al
Evlilikte cinsel sorunların nedenleri
Evlilikte cinsel sorunların nedenleri

Evlilikte cinsel sorunların nedenleri
Evlilikte cinsel sorun dendiğinde ilk aklımıza gelen ve en sık görülen, cinsel isteksizliktir. Aynı
şekilde orgazm bozuklukları, orgazm olamama, erken boşalma, psikolojik sertleşme
bozuklukları
sayılabilir. Benzer biçimde erken boşalma, vajinusmus, orgazm sorunları
çoğunlukla evlilik öncesi başlamış olsa da, bu sorunların kötü bir evlilik içerisinde düzelmediği
hatta daha da kötüye gittiği gözlenir.
Evlilikte cinsel sorunların nedenlerine baktığımızda her 2 cinsel sorundan birisinin evliliğin
genel sorunlarına tepki olarak ortaya çıktığı görülür. Benzer biçimde evlilik sorunlarının da
yüzde ellisi cinsel sorunlardan kaynaklanmaktadır.
*Evlilikte görülen cinsel sorunların nedenlerini aşağıda özetlemeye çalıştım:
Geçmişe sitem ve gücenmeler; Geçmişle ilgili gücenme ve sitemler evlilikte cinselliğe
isteksizlik ya da orgazm bozuklukları biçiminde yansır. Geçmişle ilgili kavgalardan sonra bazı
çiftlerin güzel seks yapması kendilerini ifade etmelerinden kaynaklanmış olabilir.
Eşe duyulan gizli öfke: En sıklıkla rastladığımız evlilikte cinsel sorun nedenlerden biridir.
İsteksizlik, orgazm bozukluğu ve erkeklerde sertleşme bozukluğuna neden olurken, erken
boşalma ve vajinusmusu kötüleştirebilir.
Dominant eşe tepki: Pasif eş cinselliği sabote eder. Farketmeden bu durumu bir tür
cezalandırma olarak kullanır. Erkeklerde psikolojik sertleşme bozukluğunun en sık görülen
nedenlerindendir. Hem erkek hem kadında isteksizlik ve orgazm sorunları yaşanabilir.
Bakımsızlık-rehavet: Çiftlerin genelde birbirlerine iletmeye çekindikleri ancak düzelttiğinde
evlilikteki cinsel sorunlara hızla olumlu yansıyan bir durumdur. Banyo yapmayan kişisel
hijyene dikkat etmeyen, cinselliği sıradanlaştıran eşe karşı ortaya çıkar.
Sürekli eşe dokunmak: Cinsellik dışında, sürekli dokunmaya çalışma özellikle kadınlar
açısından itici bulunan ve cinsel isteksizliğe ve orgazm sorunlarına neden olan bir durumdur.
Mesafe ayarlayamama: Aşırı yakın, her şeyi birlikte yapmaya çalışan çiftlerde cinsel istekte
azalma ortaya çıkabilir.
Genel ilgisizlik: Genel ilginin, sadece cinsellik öncesi gösterilmesi ve diğer durumlardaki
ilgisizlik cinsel istek ve uyarılmayı azaltır. Kadınların çoğunlukla dile getirdikleri sitemlerden
birisidir.
Cinsel iletişim ve geri bildirim eksikliği: Çiftlerin nelerden hoşlandıklarını ya da
hoşlanmadıklarını, birbirlerine belirtmeleri yani cinsel geri bildirim ve fantezi paylaşımı
genelde kültürümüzde kısıtlı olarak kabul gören ya da dile getirilen bir durumdur. Bazen bir
geri bildirimi cesurca eşle paylaşmak evlilikteki birçok cinsel sorunu oluşmadan ya da
derinleşmeden engeller.
Cinsel Perspektif farkı: Cinsellikle ilgili inanış ve mitler bir çok soruna neden olabilir. Örneğin
aynı anda orgazm olmaya çalışan bir çift tamamen cinsellikten soğuyabilir. Oral seks ile ilgili
çatışma ya da seksi erkek başlatır inancı, evlilikte cinselliği bozan önemli farklılıklardandır.

Ciddiye alınmama-değersizlik duygusu: “Sen beni sadece yatakta istiyorsun” algısı özellikle
kadınlarda cinsel soğukluğa neden olabilir.
Eşe bağımlılık (anne oğul /baba kız kalıbı): Kadın erkek enerjisine odaklanmayıp, sadece
şevkate odaklanıldığında, evlilikte cinsellik bozulur.
Kutsal kadın (Madonna) sendromu: Yukardakine benzer biçimde evlenilecek kadın,
eğlenilecek kadın şeması, seksin tutkusunu azaltacak ve evlilikte cinsel sorun oluşturabilecek
önemli bir faktördür.
Doğum kontrol korkusu: Hamile kalma korkusu, bilinçdışı bir biçimde cinsel isteği,
sertleşmeyi ve orgazmı negatif biçimde etkileyerek evlilikte cinselliği bozabilir. Buna ek
olarak; doktor önerisiyle adetin 14 üncü güne seks yapılmaya çalışılması ve bu konudaki
mecburiyet hissi, cinsel isteksizlik ya da sertleşme sorunları yaratabilir.
Aşırı saygı, güven ve aynılık: Evlilikte vurgu hep sadakat, monotonluk ve güvene yapılır ve
bu durum rehavete neden olabilir. Burada Ester Perel’in lafını hatırlatmak isterim “yatakta
demokrasi olmaz” mükemmeliyetçi olmayın, şaşırtın, renk katın önerilerini hatırlatmak
isterim

Yazar Hakkında

Uzm. Dr. Mehmet Levent Soylu

Uzm. Dr. Mehmet Levent Soylu

Uzm. Dr. Mehmet Levent SOYLU, 1965 yılında Adana'da doğmuştur. Liseyi Tarsus Amerikan Lisesi'nde bitirdikten sonra Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp dokotru unvanı almıştır. İhtisasını ise yine aynı fakültede yapmış ve Psikiyatri Uzmanı olmuştur.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.