Evcil hayvanlar nasıl alerji yapar?

Evcil hayvanlar nasıl alerji yapar?

Ev içi alerjenlerin en belli başlıları ev tozu akarları, küf ve hayvan tüyleridir. Aslında “hayvan tüyü” demek sadece yerleşmiş bir  ifade biçimidir. Çünkü alerjiye yol açan o uzun tüyler değildir.

Bir maddenin alerjen olabilmesi için bazı özelliklere sahip olması gerekir.  Ayrıca  hangi organda etki edeceğine göre de değişir. Göz, burun, deri gibi dışa açık organlarda allerji yapacak olan alerjenler, büyük parçalar halinde olabilir. Hatta deri için çok büyük maddelere sürtünmekle bile allerji olabilir. Solunum yolunda  etki edebilmesi için  5 ile 60 mikron büyüklüğünde olmalıdır. Daha küçük parçalar, alerjen özelliği gösteremez, solunum yolunda ilerleyemez. Daha büyük parçalar;  burun kılları, burun boşluğu, ağız boşluğu gibi üst solunum yollarını geçemez .  Alt solunum yoluna ulaşan bu maddeler, oradaki koruyucu hücreler tarafından alınıp işlem görür ve alerjik reaksiyonu başlatır.

5-60 mikron büyüklük; çıplak gözle kolay kolay görülemeyecek bir büyüklüktür. Bazen  bir perde aralığından  odaya güneş ışığı  huzmesi girdiğinde; o ışık huzmesi içinde toz gibi kaynaşan partiküller görürüz.  İşte onlar bahsettiğimiz boyuttaki parçalardır. Yani özellikle üzerine ışık tutulmazsa çıplak gözle görülmezler. O zaman da sakınma  sadece tahminlerle yapılır.

Gelelim konumuza; hayvanların allerji yapma mekanizmasına. En iyi örnek kedilerde görülür. Kediler devamlı olarak yalanarak tüylerini temizler. Bu sırada pürtüklü dillerinden tüylere bulaşan ve son derece yapışkan olan  tükrük parçacıkları tüyün üzerinde kalır. Orada kurur, bu kez havaya karışır. Ev içindeki hava akımları ile evin her yerine dağılır. Kuru iken hareket eden bu partiküller, insan nefes alırken nefes borusuna, göze, buruna girince tekrar ıslanır, şişer, yapışkan ve alerjen özelliği alevlenir. Moleküler yapısının özelliği nedeniyle de alerjik reaksiyonları şiddetle uyaran bir özelliği vardır. Sağa sola yapışan bu alerjen zerrecikler, yapışkan özelliği ile vakumlu elektrik süpürgelerine bile direnir, havada uçar ve ortamda varlığını korur. Tüm bu partiküllerin yok olabilmesi için, kedi evden gitse bile sık sık temizlik yapılarak ancak 2 ayda kurtulmak mümkün olur.  Hayvan evde yaşadığı sürece, yeni alerjenleri ortaya saçan bir kaynak görevi görür. Bu partiküller, alerjik yapıya sahip olmayan bireylerde zarar vermez, vücut tarafından tolere edilir. Ancak alerjisi olan bireyin solunum yoluna girince şiddetli belirtiler yapar.

Aynı mekanizma, sadece salyalarla değil, hareket ettikçe yere dökülen deri döküntüleri; kepek ile de olur.  Tüm canlılarda deri, alttan gelen taze hücrelerle devamlı yenilenir. Üstteki ölü deri hücreleri kepek şeklinde dökülüp durur. Bu dökülme, tüylü hayvanlarda çok daha fazladır. Kafesin içinde çırpınan kuşun deri döküntüsü, kafeste yaptığı dışkının kuruyup havaya saçılması, ağzı açık evde koşup oynarken salyasını oraya buraya akıtan köpeğin tüyü, salyası, kepeği, kapalı mekanda da beslense aynen alerjenlerini ortaya salan diğer fare, sincap ve benzeri tüylü hayvanlar, hep allerji kaynağı olabilir.

Yemek kırıntılarının ortalığa dökülmesi ile davet edilen hamamböceği, küçük kara böcekler de  bir yandan etrafa dışkı bulaştırırken, bir yandan kapı pervaz kenarların, duvar çatlaklarına vs. girip sıkışır, orada kurur  ve etrafa devamlı partikül alerjen saçan bir kaynak haline döner.

İstenmeyen hayvanlarda korunmak için temizlik kuralları kabaca  yeterlidir. Ama evcil hayvanı hem evde beslemek, hem de alerjisinden sakınmak söz konusu olamaz. Allerjisi olanların evde tüylü hayvan beslememesi gerekir. Eve hayvan bir kez geldi mi,  evin bir ferdi gibi olacağından, onu göndermek çok zordur. Ben kolay kolay evde yaşamasına alışılmış bir hayvan için “onu evden gönderin” demem. Çünkü bilirim ki gönderilemez. Arada kurulan duygusal bağ o kadar kolay yıkılmaz. Onun içindir ki evde hayvan yokken “ aman almayın” derim.

Tüm çocuklarımıza hayvanlarla iç içe yaşayabilecekleri alerjisiz günler diliyorum. Sevgilerimle.

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Reha Cengizlier

Prof. Dr. Reha CENGİZLİER, 2 Temmuz 1959 tarihinde Adana'da doğmuştur. 1977-1983 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tıp eğitimini tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1986-1990 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nda ihtisas eğitimini tamamlayarak uzman doktor unvanı almıştır. 1990-1993 yılları arasında ise yine Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Pediatrik Allerji yan dal ihtisasını tamamlamıştır.1997 yılında Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Doçençti, 2006 yılında Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Profesörü olmuştur. Prof. Dr. Reha CENGİZLİER, 1983-1985 yılları arasında Korgan Merkez Sağlık Ocağı'nda (Ordu) görev yapmıştır. 1993 yılında Konya'da 200 Yataklı Hava Hastanesi'nde bedelli askerlik görevini yer ...

Prof. Dr. Reha Cengizlier
Prof. Dr. Reha Cengizlier
İstanbul - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube