Epilepsi beyindeki sinir hücreleri arasındaki iletimdeki bozukluk sonrası anormal elektriksel yayılıma verilen isimdir. Epilepsi gerek çocuklar da gerekse erişkinler de çok sık görülmektedir. Epilepsi nöbetleri çok hafif olabildiği gibi bazende ağır nöbetler geçirerek hastanelerin acil servislerine başvurmaktadırlar. Hasta yakınları ise çok endişeli olarak acil servislerde tıbbı müdahale arayışı içidedirler. Epilepsi teşhisinde epilepsiyi taklid eden hastalıklar ayırıcı taşhiste çok önemlidir. Epilepsilerin pek çok değişik tipleri vardır. Epilepsi teşhisinde hangi epilepsi olduğu tanımlanması oldukça önemlidir. Epilepsi çocuklarda ve erişkinlerde ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Epilepsilerin görülme oranları;
1 yaşın altındakiler de 100 000/ 135-155
18 yaş üzerindekiler de 100 000/ 47,
60 yaşın üzerindekiler de 100 000/63-68 sıklığında görülmektedir.
Görüldüğü gibi epilepsilerin görülme oranları oldukça yüksektir.
Tüm epilepsilerin takriben % 75-80'ni yüksek oranda epilepsi önleyici ilaçlarla tedavi edilirken, geriye kalanların % 20-25 oranında epilepsiler ise ilaçlara rağmen nöbeter önlenemezler. Bu yazıda daha çok ilaca cevapsız epilepsiler ve/veya ameliyatlık epilepsiler üzerinde bilgiler paylaşılacaktır.
Ilaca dirençli epilepsiler tanımı, yeterli doz ve sürede bir veya birden fazla nöbet önleyici ilaçlar kullanılmasına rağmen sara nöbetleri önlemeyen hastalardır. Dirençli epilepsiler uzun yıllardır epilepsilerle ilgilenen doktorları pek çok araştırmalara ve çalışmalar yapmalarına yöneltmiştir. Böylece araştırmalar sonrası bu zor ve komplike durumdaki epilepsi hastalarına alternatif tedavi seçenekleri ( epilepsi cerrahisi) umut ışığı olmuştur. Epilepsili hastalar ister çocuk yaşta ister erişkin yaştaki hastalara beyin ameliyatlarıyla başarılı sonuçlar alınmaya başlanılmıştır. Epilepsi cerrahisi tarihçesinde 1886 yıllarından beri ilgi alanı olmasına rağmen birinci dünya savaşından sonra özellikle beyin yaralanmalarına bağlı beyindeki nedbe dokusunun ameliyatyla çıkarılmasıyla epilepsi nöbetlerin önlenmesi başarılmıştır. Bu öncü beyin ameliyatlarının sonuçları diğer dirençli epilepsi nöbetlerine umut ışığı olmuştur. 1930 yıllardaki yapılan bilimsel çalışmalarda beyindeki elektriksel uyarıların yeri tesbiti çok önemli buluşlar arasındadır. Özellikle 1980 yıllarda teşhis yöntemlerindeki yeni buluşlardan beyin Magnetik Rezonans (MR) tekniği kullanıma girmesiyle epilepsi cerrahisine altın standart bir gelişmedir. Dünyada böylece dirençli epilepsi hastalarına ameliyatlar artarak yapılmaya başlanılmış. Aynı yıllarda ülkemizde de çok az merkezde dirençli epilepsi hastalarına beyin ameliyatları yapılmaya başlatılmıştır. Öncelikle dirençli epilepsi hastalar tecrübeli epilepsi ve cerrahisi ekibi (Nörolok, Nöroşirürjyen,Nöropsikolok tan) oluşan ekibler kuruldu. Bu ekiblerin birlikte çalışması sonrası hangi tip epilepsiler ilaçla tedavi edilleceği veya hangi tip epilepsi nöbetleri ameliyat edileceğini tesbit ettiler.
Deneyimli epilepsi tıbbı ekiplerin çalışmaları sonrası epilepsi nöbeti ilaca cevapsız
olduğu tanımlandıktan sonra uygun tarama testleri sırasıyla ( rutin EEG, uyku EEG, devamlı kayıtlı EEG,Beyin MR, Beyin Pet-CT, invazif elektrod kayıtlı EEG ve nöropsikolojik testler ) yaptırılmaktadır. Bu tıbbı testler sonrası ve klinik muayeneler birlikte değerlendirme sonrası beyin amelliyatlık epilepsileri kanaatine varılmaktadır. Ayrıca epilepsi cerrahisinde çok önemli bir konuda sara taklid eden hastalıklar ( psikojen, vitamin eksikleri, kas hastalıkları v.b.) ameliyat öncesi dönemde çok iyi ayırd edilmelidir.Uygun hasta ve uygun tıbbı testler sonrası epilepsisnin ameliyatlık olduğu tıbbı kararı verilenlerde yapılan beyin mikrocerrahi ameliyatı ile beyindeki elektriksel aktivite ortadan kaldırılırsa hastalar da epilepsilerilerin % 70-80 inde nöbetler başarı ile önlenebilmektedir. Eğer beyin ameliyatı sonrası bir yıllık hasta takibinde hiç sara nöbeti görümez ve yapılan testler den beyin EEG aktiviteleri düzelirse ameliyat öncesi yıllarca kullandığı tek veya birden fala nöbet önleyici ilaç dozları ve sayısı azaltılabilir.
Sonuç olarak
ilaçlara dirençli epilepsilerilerin cerrahisi özellikle üstün teknolojisi olan gelişmiş hastanelerde ve deneyimli hekimlerin özellikle epilepsi tecrübesi olan hekimlerce yapılan beyin mikrocerrahi ameliyatlar sonrası çok başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Dünyada ve ülkemizde epilepsi cerrahisi ameliyatların sayısı arttıkça hem ülkelerin hemde hasta yakınların bütçesine çok önemli olumlu katkılar sağlamaktadır. Epilepsi cerrahisi hem hastanın yaşadığı dramları hemde yakınlarının yaşadığı acil üzücü olayları azaltabilmek için alternatif bir tedavi seçeneğidir.Epilepsi cerrahisi bir muldisipliner ekip çalışmasıdır.
Bu tecrübeli epilepi tıbbı ekiplerin birlikte aldıkları ortak karar sonrası hastanemizde olduğu gibi gelişmiş ve son teknolojileri bulunduran tııbı merkezlerde yapılan başarılı beyin mikrocerrahi ameliyatı ile mükemmel sonuçlar alınmakta ve en önemlisi ise bu zor ve komplike bir hastalık tedavi edilebilmekte olduğu kanaatindeyim.