Epilepsi

Epilepsi
Epilepsi (halk arasında sar'a) merkezi sinir sisteminin nöronlarının paroksismal (tekrarlayan), reversibl (geçici), anormal elektiriksel deşarjlarıdır.  Deşarjların olduğu yere göre de klinik olarak değişik özellikler gösteren nöbetler gözlenir.  Bu nöbetler, bilinç kaybı ile seyredebildiği gibi bilinç kaybı olmaksızın da gelişir.  Bu özelliklerine göre de isimlendirilmiş ve sınıflandırılmıştır. 1981'de Uluslararası Epilepsi Derneği'nin enternasyonel sınıflaması kabul edilmiştir ve belli aralıklarla bu sınıflamada değişiklikler ve düzenlemeler yapılmaktadır.


 
Epilepsi Tipleri
 
       1) Parsiyel (Lokal, Fokal) Nöbetler:  Serebral korteksin (beynin dış tarafında, sinir hücrelerini içeren gri madde) herhangi bir yerinden kaynaklanan nöbetlerdir.  Deşarj, sadece çıktığı yerde kalabildiği gibi beyindeki bağlantı lifleriyle diğer alanlara da yayılabilir.  O zaman deşarjın başladığı ve yayıldığı yer ile ilgili bulgular ortaya çıkar.  Deşarjlar yaygınlaşırsa, kasılma ve titremenin eşlik ettiği, bilinç kaybıyla beraber büyük nöbet dediğimiz grand mal tipi nöbetler gelişir. Bu nöbetler, duysal, motor ya da konuşma ile ilgili ve bilinç kaybı yoksa basit, bilinç kaybı varsa kompleks nöbetler olarak isimlendirilir.


 
          a) Basit Parsiyel Nöbetler:
 
       Motor Bulguları Olan Nöbetler:  Beynimizin, hareketleri sağlayan frontal (ön) bölgesinden kaynaklanan nöbetlerdir.
       
          Duysal Semptomlu Nöbetler:  Vücudumuzdaki duyuların değerlendirilmesini sağlayan duyu merkezlerinin olduğu bölgeden kaynaklanan ve his bozukluğu ile ortaya çıkan nöbetlerdir.
 
       Otonomik Belirtili Nöbetler:  İstem dışı olarak organlarımızın çalışmasını sağlayan bölgelerin nöbetleridir.
          Basit Otonomik Nöbetler
                
       Psişik Semptomlu Nöbetler:  Psikolojik değişiklikler şeklinde kendini gösteren nöbetlerdir.
        
       b) Kompleks Parsiyel Nöbetler:  Bilincin tamemen kaybıyla seyreden, değişik klinik özellikler gösteren nöbetlerdir.  Köken aldığı bölgeye göre klinik bulgular oluşturur.  Amaçsız koşma, ağız şapırdatma, üstü başıyla oynama, amaçsız hareketler yapma, yalanma, yutkunma, vb. klinik özlelliklerdir.  Çevreyle ilişki kopmuştur. Hasta yere düşmez, kasılmaz.  Karşıdaki kişi onun nöbet geçirdiğini anlamaz.  Otomatizmin (otomatik hareketler) iyi değerlendirilmesi gerekir, çünkü bu durum başka birçok hastalıkla karıştırılabilir.


 
 
       2) Jeneralize Nöbetler:

 
       a) Absans Nöbetleri:  Kısa süreli ve saniyeler içinde geçen, bilinç kaybıyla giden, dalma nöbetleri de denilen, daha çok çocuklukta başlayan, genetik de olabilen nöbetlerdir.  Hasta, yapmakta olduğu işi aniden durdurur, çevresine boş bakar ve nöbetten sonra yapmakta olduğu işe devam eder.
 
       b) Myoklonik Nöbetler:  Beynin derin orta hat yapılarından kaynaklanan ve beynin her tarafına aynı anda yayılan, bilinç kaybıyla seyreden, farklı klinik özelliklerle ortaya çıkabilen nöbetlerdir.
 
       c) Tonik Nöbetler:  Vücudun kasılması ile ortaya ortaya çıkan nöbetlerdir.
 
       d) Klonik Nöbetler:  Vücudun bir yarısında titreme şeklinde olan nöbet tipidir.
 
       e) Atonik - Akinetik Nöbetler:  Aniden ve çok gevşek biçimde düşme atakları şeklinde kendini gösterir.


 
       f) Tonik Klonik Nöbetler:  Grand mal olarak adlandırılan, halk arasında sar'a denilen tipik büyük nöbetlerdir.  Parsiyel nöbetler giderek şiddetlenir ve beynin diğer bölgelerine de yayılırsa bu tip nöbetler gelişir.  Bazen de jeneralize nöbetler grand male dönüşebilir.  Hastanın bu sırada çenesi kilitlenip bütün vücudu kasılır.  Gözleri açık ve bir tarafa dönmüş bir şekilde sabit bir şekilde bakarak çığlık atar ve bir kütük gibi yere devrilir.  Bu sırada hsta yaralanabilir.  Bunu izleyerek ağızdan köpük gelir.  Dilini ısırmışsa köpük kanlı olabilir ve bütün vücut titrer.  Bu sırada idrar kaçırabilir, bazen de büyük abdestini de kaçırabilir.  Nöbet sırasında hastanın ağzını açmaya çalışmamak gerekir.  Kollarını ve bacakları da diğer kişilerce tutulmamalıdır.  Sadece başının altına, travmayı önlemek için yumuşak birşey konulabilir.  Bu sırada hasta nefes alamaz ve morarmıştır.  Bunu izleyerek hasta derin ve hırıltılı nefes alıp vermeye başlar, bilinci kapalıdır.  Daha sonra hasta açılır ancak henüz bilinci tam olarak yerine gelmemiştir ve şaşkın bir şekilde etrafa bakar.  Sorulanlara net yanıtlar veremez.  Ardından da hasta uyku isteği duyar ve bir süre uyur.  Kendine geldiğinde aşırı yorgunluk, yaygın ağrılar ve baş ağrısı hisseder.


 
   B) Status Epileptikus
      
       Epilepsi nöbetlerinin uzaması veya aralıksız olarak yinelemesiyle seyreden klinik bir durumdur.  Status teriminin kullanılabilmesi için en az 30 ila 60 dakikalık sürede nöbetlerin kesintisiz olarak tekrarlanması veya nöbetler arasında bilincin hiç açılmaması gereklidir.  Status, çeşitli epilepsi tiplerinin uzaması ya da kesintisiz olması halinde kullanılan bir terimdir.  Hayatı tehdit eden bir klinik gelişmedir.  Hastanın bu durumu geliştiği anda hemen hastaneye başvurulmalıdır ve gerekli tedavi başlanmalıdır.  Status, özellikle grand mal tipinde olursa %40 gibi ölüm riski vardır ve evde tedavisi yapılmaz. 
 

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Kerim Nurihaliçi

Etiketler
Epilepsi nöbeti
Uzm. Dr. Kerim Nurihaliçi
Uzm. Dr. Kerim Nurihaliçi
İstanbul - Nöroloji (Beyin ve Sinir Hastalıkları)
Facebook Twitter Instagram Youtube