Diyabet beslenme ile önlenebilir

Diyabet beslenme ile önlenebilir

Diyabet Beslenme ile önlenebilir..
 
Yükselmiş kan şekeri ile karakterize olan diyabet hastalığı genetik yatkınlıkların yanı sıra kötü yaşam tarzı alışkanlıklarının bir sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Yapılan araştırmalar ailesinde diyabet hastalığı olan kişilerin hastalığa yatkınlıkları fazla iken kaliteli bir yaşam tarzı ile diyabet hastalığına yakalanma risklerini azaltabileceğini göstermekte. Aynı zamanda da diyabete genetik yatkınlığı olmayan kişilerin kötü yaşam tarzı ile diyabet hastalığına neden olabileceği çeşitli çalışmalar ile desteklenmektedir.
 
Hastalığın tedavisinde tıbbi tedavinin yanı sıra beslenme düzeni de önemlidir.
 
Basit karbonhidratlar denilen karbonhidrat kaynaklarının fazla tüketilmesi diyabet hastalığı riskini arttıran en önemli beslenme faktörüdür.
Basit karbonhidratlar genellikle beyaz un, beyaz şeker, beyaz pirinç, bal, pekmez, patates, mısır gibi yiyeceklerde bulunurlar, kana geçiş süreleri çok hızlıdır. Bunlar yerine her zaman kompleks karbonhidrat kaynakları tercih edilmelidir. Kompleks karbonhidratlar ise tam tahıllı ekmekler, bulgur, kurubaklagiller, kepekli makarna gibi besinlerde bulunurlar ve kana geçiş süreleri daha yavaştır. Şeker, pişmiş havuç, muz, üzüm, patates, bal gibi besinler ve rafine edilmiş (işlenmiş) unlu yiyecekler,  rafine tahıl ürünleri gibi gıdalar kısa sürede kan şekerini yükseltici etkiye sebep oldukları için bunların tüketiminde ölçülü olmak gerekir.
 
Beslenmeyle ilgili diğer önemli bir nokta da liften zengin gıdaların yani posalı gıdaların tüketilmesidir. Lifli gıdalar birlikte yenildikleri besinlerin emilim hızlarını da yavaşlatarak kan şekerinin yavaş yükselmesini sağlarlar. Hayvansal besinler ( et, tavuk, süt ürünleri gibi) dışında birçok gıdada bol miktarda lif bulunur. Başlıca örnekleri işlenmemiş tahıl ürünleri (bulgur, esmer ekmek gibi), kuru baklagiller, sebzeler (bamya, kereviz, balkabağı gibi) ve meyvelerdir (elma, armut, kiraz gibi).
 
Diyabet hastalığında yenilen yiyecekler kadar beslenme düzeni de önemlidir. Gün içerisinde üç ana öğünün yanı sıra her 2-3 saatte bir düzenli ara öğün alışkanlığı olmalıdır. Öğünlerdeki porsiyonlar kontrollü olmalıdır. Bir öğünde et, tavuk veya balık yeniliyorsa diğer öğünde mutlaka sebze veya kurubaklagil yemekleri tercih edilmelidir. Salata çeşitleri, yoğurt ve esmer ekmek çeşitleri ile dengeli öğünler hazırlanmalıdır. Pilav, makarna yenilmek istenirse beyaz pirinç yerine bulgur pilavı veya kepekli makarna olmasına özen gösterilmelidir. Ara öğünlerde ise taze meyve çeşitleri, kepekli girisini veya bisküviler, fındık, ceviz, badem gibi kuruyemişler, süt, yoğurt gibi kan şekerini hızlı yükseltmeyecek besinler tercih edilmelidir.
 
Şekerli yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Tatlı yenilmek istenirse sütlü tatlı çeşitleri veya meyve tatlıları tercih edilerek mutlaka doğal insülin görevi görebilecek tarçın çayı ile veya tarçın eklenerek tüketilmelidir.
 
Pişirme yöntemleri de yiyeceklerin kana karışmasını etkilediği için özellikle fazla yağ kullanılarak hazırlanmış kızartılmış yiyecekler azaltılarak bunun yerine fırında, haşlama, yağsız tavada gibi sağlıklı pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.
 
Tedavide amaç yüksek kan şekerinin normal seviyelere getirilmesi ve daha az insülin döngüsünün sağlanmasıdır. Yükselen kan şekerini düşürmek için pankreas insülin olarak adlandırılan bir hormon salgılar. Kan şekeri ani ve şiddetli bir yükselme gösterirse insülin kısa sürede gereğinden fazla salgılanır. Böylece kısır bir döngü halinde kan şekeri hızlı düşer, tekrar yemek yeme ihtiyacı duyulur. İnsülin salgılanma hızı ve şiddeti besinden besine farklılık gösterir ve bu özellik besinlerin protein, posa ve yağ içeriği, hazırlanma ve pişirme şekilleri gibi birçok faktöre bağlıdır.
 

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Müge Başer

Etiketler
Karbonhidrat
Dyt. Müge Başer
Dyt. Müge Başer
İstanbul - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube