Dişlerin kendi kendini iyileştirme gizemi açıklığa kavuştu.

Dişlerin kendi kendini iyileştirme gizemi açıklığa kavuştu.

Bazen bir kaç günlüğüne dişimiz ağrırı bizi rahatsız eder ama tabiri ciaz ise dişimizi sıkarız ve bir doktora görünmeyi gerek kokrkularımızdan gerek vakitsizlikten erteleriz… Birkaç gün sonra ise bu ağrı birden bire kendi kendine yok oluverir. İşte bu gizemi bir Fransız bilim takımı çözmüş durumda.

Bu Fransız bilim takımının çalışmasına göre bazen, dişimizde bir lezyon oluştuğu zaman kök hücreleri doğal yoldan bu lezyonu onarmaya başlıyor.

Öncelikle dişimizi biraz yakından tanıyalım.

Diş ağza bir kök tarafından tutunan mineralize bir organdır. Dental kavite olarak bilinen dişin « canlı » kısmı damarlar ve sinirle oluşan “pulpa”dır. 

Etrafında ise sert bir katman vardır, dentin tabakası..

Onun da etrafında daha da sert bir tabaka, diş minesi.

Dişte bir lezyon oluştuğu anda diş pulpası içinde uyku durumunda olan kök hücreler bu lezyonu iyileştirmek için uyanışa geçer. Ne yazık ki bugüne kadar bilim dünyası bu uyanışı ve tedavi sürecini gözden kaçırdı.

Farelerin azı dişlerindeki diş pulpası üzerinde çalışan araştırmacılar dişin içinde yer alan kök hücreye ulaşmayı ve hücreyi ayrıştırmayı başardılar. Bu sayede araştırmacılar kök hücreyi analiz etme şansını yakaladılar.

Şiömdi biraz daha derine iniyoruz ve pulpanın içinde yer alan kök hücreyi yakından tanıyoruz:

Hücre yüzeyinde dopamine ve serotonine tepki gösteren beş reseptör, iki nerotransmatör (sinir taşıyıcısı) bulundu.

Kök hücre üzerinde bu reseptörlerin varlığı, lezyon oluştuğunda dopamin ve serotonin mevcudiyetine cevap verebildiğini ortaya koydu.

Bu nörotansmatörleri hangi birimler uyarıyor ?

Çalışmaya göre bu süreci başlatan, dental lezyonun oluşmasıyla uyarılan  kandaki trombositler.Trombositler tarafından salınan dopamin ve serotonin kök hücrenin yukarda bahsettiğimiz reseptörlerine sinyal gönderiyor ve lezyonu tedavi etmesi için uyarıyor.

Araştırmacılar bu beş reseptörün detaylı görevlerini ortaya koymaya çalışıyor. Beş reseptörden biri tedavi sürecinde tamamen etkisiz helde.

Bunun tersine geri kalan 4 reseptör ise bu süreçte oldukça aktif.

Ancak bu aktif dört reseptörden yalnızca birinin bile devre dışı kalması, kök hücre vasıtasıyla gerçekleşen dental tedaviyi ortadan kaldırıyor. İşte o zaman da hastalar bu diş ağrısına daha fazla dayanamayıp bizlerin kapısını çalıyor.

Günümüzde biz diş hekimleri lezyon tedavisi uygulamak için calcium hydroksit ya da trikalsium fosfat kullanıyoruz. Bu araştırma ise lezyon tedavisi için dış maddelere gereksinim duymayacak yeni tedavi yöntemleri için seçenekler sunabilir nitelikte.

Dt. Beril Horasan

Kaynak: Science Et Avenir (Fransa) 

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dt. Beril Horasan

Dt. Beril HORASAN, 1979 yılında İstanbul’da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini Üsküdar Anadolu Lisesi'nde bitirdikten sonra 1997 yılında Yeditepe Diş Hekimliği Fakültesi’nde lisans eğitimine başlamıştır. 2003 yılında eğitimini başarıyla tamamlayarak Diş Hekimi unvanı almıştır.

Mezuniyetinin ardından Horasan Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği'nde çalışmalarına başlamış olan Dt. Beril HORASAN, Diş Hekimliğinin yanı sıra Botoks ve Dermal Dolgu uygulamalarında uzmanlaşmıştır. Kendisi de bir çocuk annesi olan Dt. HORASAN, çocuklarla olan kuvvetli iletişimi sayesinde çocuk hastaların favorisidir.

Etiketler
İyileşme süreci
Dt. Beril Horasan
Dt. Beril Horasan
İstanbul - Diş Hekimi
Facebook Twitter Instagram Youtube