Çocukluk çağı arka çukur tümörleri

Prof. Dr. Derviş Mansuri Yılmaz
Prof. Dr. Derviş Mansuri Yılmaz
29 Aralık 20151545 görüntülenme
Randevu Al
Çocukluk çağı arka çukur tümörleri

Ameliyat sonrası Beyin Tomografisi

Ameliyat öncesi Beyin MRG( Aksiyal Kesit)

Ameliyat Öncesi Beyin MRG ( Koronal Kesit)

Beyin tümörlerinin yerleşim yerleri yaşa bağlı olarak değişmektedir. Çocukluk çağıda görülen beyin tümörlerinin çoğunluğu bizim posterior fossa olarak isimlendirdiğimiz kafatasının arka çukurunda yerleşim göstermektedir. Çocukluk çağında lösemilerden sonra en sık görülen malignitelerdir. Beyin ve omuriliğin  her bölgesi çok kıymetli olmakla birlikte, posterior fossa bölgesi, beyine gelen ve beyinden çıkan iletilerin geçiş yaptığı kavşak bölgesini oluşturan beyin sapı, hareketlerimizin koordinasyonunu sağlayan beyincik,  beyin omurilik sıvısının dolaştığı karıncıkların bir bölümü ve kraniyal sinirleri içermektedir. Bu bölgenin tümörleride beyin sapı, beyincik ve diğer anatomik beyin yapılarından kaynaklanmaktadır.  Yenidoğan dönemi  ve yaşamın ilk yıllarında  çoğunlukla embriyonel kaynaklı tümörler görülmektedir.Tümörün köken aldığı hücre ve anatomik yapıya göre, medulloblastom, beyin sapı gliomu, astrositom, şeklinde isimlendirilmektedir. Posterior fossa tümörleri histopatolojik özelliklerine göre çok agresif olabilecekleri gibi, yavaş büyüme gösteren iyi huylu karakterde sergileyebilirler.

Posterior fossa tümörlerinin semptom ve bulguları çoğunlukla kafa içi basınç artışına bağlıdır. Bu basınç artışı tümör tarafından beyin omurilik sıvısının dolaştığı karıncığın bası altında kalması neticesinde hidrosefali olarak isimlendirdiğimiz sıvı birikimi sonucu olmaktadır. İkincil olarakta tümör bu lokalizasyonda bulunan beyin sapına, beyinciğe bası yaparak semptomları  ortaya çıkarmaktadır. Büyük çocuklarda ve erişkin hastalarda kafa içi basınç artışının en önemli göstergesi başağrısıdır. Yenidoğan döneminde ve hayatın ilk yıllarında ise fontaneller (halk arasında bıngıldak olarak isimlendirilen) kapanmamış ise,  baş çevresinde normalin üzerinde artma, fontanelde gerginlik, bulantı, kusma, irritabilite, uykuya eğilim, beslenmeme gibi şikayetler ön plandadır. Normalde erken çocukluk döneminde başağrısı sık karşılaştığımız bir şikayet değildir. Eğer çocuklarda başağrısı sürekli olursa veya tekrarlarsa mutlaka hekime müracaat etmek gerekir. Bununla birlikte, kilo kaybı, yürürken denge bozukluğunun olması, çift görme, ense sertliği ngibi şikayetlerde posterior fossa tümörlerinde sık karşılaşılan semptomlardır.
Beyin tümörlerinin tanısı son yıllardaki teknolojik ilerlemelere paralel olarak kolaylıkla ve yüksek kesinlikte konulmaktadır.Tanıda Bilgisayarlı beyin tomografisi (BBT) ve Magnetik rezonans görüntüleme(MRG) tanıda  ilk tercih ettiğimiz görüntüleme yöntemleridir. MRG yöntemi  hem tümör, hemde komşu nöral ve damarsal yapılar hakkında çok faydalı bilgiler vermektedir. Ayrıca çekim tekniği olarak radyasyon kullanılmamasından dolayıda tanıda çoğunlukla tercih ettiğimiz yöntemdir. Embriyonel kökenli tümörlerde de intrauterin dönemde ultrason kullanılarak rutin inceleme sırasındada tümör tanısı konulabilmektedir.
Günümüzde beyin ve sinir cerrahisi pratiğinde gerek posterior fossa tümörleri gerekse santral sinir sisteminin diğer tümörleri mikrocerrahi tekniklerinin ilerlemesi ilebaşarılı bir şekilde tedavi edilmektedir. İnvazif karakterli tümörlerde  cerrahi tedaviye ilaveten kemoterapi ve radyoterapi  seçenekleride tedaviye eklenmektedir.
Çocuk hastalar erişkinlerin minyatürü değildir. Yenidoğan ve fontanellerin açık olduğu dönemde baş çevresinde hızlı büyüme , çocuklarda başağrısı, kusma ve denge bozukluğunun ortaya çıkması durumunda  posterior fossa tümörü olabileceğini akılda tutmamız gerekir.
Posterior fossa  tümörleri beynin en girift ve hassas anatomik bölgesinde yerleşim gösteren tümörlerdir. Bu sebepten dolayı cerrahisi zordur. Bu tümörlerin tedavisi, çocuk ve yenidoğan yoğunbakım ünitelerinin bulunduğu kliniklerde, pediatrik  beyin ve sinir cerrahı, nöroanestezi, pediatri, onkoloji uzmanlarından oluşan ekip tarafından gerçekleştirildiğinde tedavide başarı artmaktadır.
 

Etiketler

Beyin tümörü ameliyatıÇocukluk çağı beyin tümörüBeyin tümörüPosterior fossa tümörleri

Yazar Hakkında

Prof. Dr. Derviş Mansuri Yılmaz

Prof. Dr. Derviş Mansuri Yılmaz

Doç. Dr. Derviş Mansuri Yılmaz, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimini Adana’da tamamlamasının ardından tıp eğitimine Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladı ve eğitimini 1999 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlayarak tıp doktoru unvanını aldı. Mezuniyetinin ardından tıpta uzmanlık sınavını kazandı ve Ç.Ü.T.F. Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı'nda ihtisasına başladı ve 2005 yılında tamamlayarak uzman doktor unvanını aldı.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır