Çocuklarda tansiyon ölçümünün önemi ve sık görülebilecek böbrek sorunları

Çocuklarda tansiyon ölçümünün önemi ve sık görülebilecek böbrek sorunları

Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz bir çocuğun gözlerinin içine bakın; çünkü bir çocuğun bir yetişkine öğretebileceği her zaman üç şey vardır: Nedensiz yere mutlu olmak, her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak ve elde etmek istediği şey için var gücüyle dayatmaktır”. Paulo Coelho (Romancı ve söz yazarı)

  Sağlıklı toplumun temelleri ancak sağlıklı doğan ve sağlıkla büyüyen çocuklar ile atılacaktır. Büyürken en çok emek gerektiren canlı türü insandır. Belli bir genetik alt yapı ile doğan çocukları büyüme sürecinde bekleyen çeşitli zorluklar vardır. Çünkü başta beslenme olmak üzere, hareket etmek ve derdini anlatabilmek için dahi mutlaka bir erişkine muhtaçtır. Bir önceki neslin deneyimleriyle çocuk büyütenler olsa da, bu süreçte ebeveynlerin en yakın yardımcısı hekimler olmaktadır.  Bu yazıda kısa başlıklar altında çocuklarda tansiyon ölçümünün önemi ve çsık karşılaşılan bazı böbrek hastalıklarına değinilecektir.

  Çocuklarda tansiyon olur mu?
Normal düzeydeki kan basıncı (tansiyon) bebeklikten itibaren hepimizin sağlıklı yaşam sürmesini sağlar. Tansiyon ölçümü fizik muayenenin önemli bir parçasıdır. Çoğu kişi şaşkınlıkla karşılasa da yeni doğan bebeğin dahi tansiyonu ölçülmelidir.  Erişkinlerde genellikle sistolik kan basıncının (büyük tansiyon) üst sınırı 120 mmHg, diyastolik kan basıncının (küçük tansiyon) üst sınırı ise 80 mmHg olarak kabul edilmektedir. Çocuklarda ise tansiyon yaş, cinsiyet ve boya göre farklılık gösterir. Bu nedenle öncelikle tansiyon ölçümü uygun manşon kullanılarak ve çocuk sakin iken, doğru şekilde yapılmalı ve yukardaki kriterler dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Erken dönemde saptanan tansiyon yüksekliği, böbrekler ya da kalp-damar sistemiyle ilgili bir sorunun habercisi olabilir ve erken tedavi şansı yakalanabilir. Huzursuzluk, kusma, kilo alamama, büyüme-gelişme geriliği, başağrısı, ağır vakalarda havale geçirme tansiyon yüksekliğinin önemli belirtilerindendir.

  Çocuklar idrar yolu enfeksiyonu olur mu? Önemi nedir?
Aslında çocuklarda yaygın görülebilen bakteriel enfeksiyonlardan biridir. Yaşam kalitesini etkilemenin yanı sıra  uzun süreli istenmeyen sonuçları nedeniyle de iyi bilinmeli, aileler bu açıdan bilgilendirilmelidir.
İdrar yolları normalde idrar çıkışına kadar sterildir ve hiçbir mikrop barındırmaz. Ancak  mikroorganizmaların kana karışmasıyla ya da idrar çıkış yerinin kirli olması nedeniyle aşağıdan ilerleyerek idrar yolu enfeksiyonu oluşabilmektedir. Sünnetsiz erkek çocuklarda ve kızlarda görülme sıklığı daha yüksektir. Her çocuk bu açıdan risk altında olabilir.
Küçük çocuklarda iştahsızlık, kilo alamama, büyüme hızının yetersizliği, sarılığın uzun sürmesi gibi özgül olmayan belirtiler olabilir. Büyük çocuklarda ise karın ağrısı, idrar yaparken ağrı ve yanma hissi, sık sık idrar yapma isteği, altını ıslatma, idrarda renk değişikliği veya kötü koku olması idrar yolu enfeksiyonu belirtilerindendir. İdrar yolu enfeksiyonu sırasında yüksek ateş olması (>380C) böbreğin yaralanma ihtimalini artırır. Enfeksiyonun erken dönemde saptanamayıp yetersiz tedavi edilmesi  böbrek sağlığını  tehdit eder. Maalesef ülkemizde tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu ve idrarın idrar torbasından böbreklere geri kaçışı, çocuklardaki böbrek yetmezliği nedenleri arasında halen üst sıralarda yer almaktadır. Oysa idrar yolu enfeksiyonu önlenebilir veya kötü gidişatı durdurulabilir bir durumdur.

Bu nedenle ailelere idrar yolu enfeksiyonundan korunma konusunda mutlaka bilgi verilmelidir. Bunlar;
• Erkek çocuklarda sünnet (1 yaşından önce sünnet yapılması idrar yolu enfeksiyonundan korumaktadır)
• Günlük yeterli miktarda sıvı tüketimi
• Kabızlığın önlenmesi
• Doğru şekilde tuvalet temizliği (tuvalet kağıdı kullanımı, kız çocuklarda genital bölge temizliğinin önden arkaya doğru yapılması önemlidir)
• Düzgün işeme alışkanlığının edinilmesi (idrarın uzun süre tutulması idrar torbasına ulaşan mikroorganizmaların kolayca üremesine ve enfeksiyon oluşmasına yol açar).

  Çocuklarda idrar kaçırma bir diğer önemli sorun olup, tuvalet eğitimi tamamlandığı halde gece altını ıslatan çocukların sayısı tahminlerinizden daha fazladır. Beş yaşındaki çocukların %16’sı geceleri altını ıslatırken, bu oran 10 yaşında %5’e , 15 yaşından sonra ise %1-2’lere düşmektedir.  Eğer idrar yolları ile ilgili bir anormallik yoksa bu çocukların çoğu yıllar içinde düzelmektedir. Hatta genetik yatkınlık olduğu için anne-baba veya yakın akrabalardan birinde çocukluk döneminde idrar kaçırma hikayesi varsa çoğu aile sabırla düzelmeyi beklemekte ve hekime başvuru gecikebilmektedir. İdrar kaçırma sorununun devamı çocuğun kendine güvenini giderek azaltmakta ve psikolojik sorunlara yol açabilmektedir.

İdrar kaçıran çocukta ne zaman endişelenilmelidir?
• İdrar kaçırma sıklığı yıllar içinde azalma göstermiyorsa,
• Gündüzleri de idrar kaçırma oluyorsa,
• Çocuğunuz bacaklarını çaprazlayarak veya çömelerek idrarını tutmaya çalışıyorsa, bu belirtiler altta yatan ciddi bir sorunun işareti olabilir.

  Çocuklarda böbrek taşı olur mu?
Böbrek taşı dünyadaki yaygın sağlık sorunlarından biridir. Ülkemiz sıcak olması nedeniyle taş kuşağında olan ülkeler arasındadır. Taş oluşumu küçük çocuklarda da olabilmekte ve maalesef tekrarlayabilmektedir. Bu nedenle taş oluşumunun nedeni belirlenerek tekrarlar önlenmelidir.
Sıcak iklim, genetik özellikler , diyetteki alışkanlıklar (az su içme, obezite,  fazla tuz ve hazır gıda tüketimi, vb), sosyo ekonomik faktörler taş oluşumunda önemlidir. İdrar yolu anormalliği ya da idrar yolu enfeksiyonu, bazı ilaçların alınması da (idrar söktürücüler, fazla miktarda C ve D vitamini, kalsiyum desteği, antibiyotikler, vb)  taş oluşumu için risk faktörleri arasındadır.

  Hangi durumlarda taştan şüphelenilmelidir?
Ani başlayan karın ve/veya yan ağrısı, idrar renginde koyulaşma (kanama varsa), sık ve ağrılı idrar yapma, hatta idrar yapamama (taş idrar çıkış yerini tıkamış ise) taş hastalığının belirtisi olabilmektedir. Küçük çocuklarda ateş (taşla birlikte enfeksiyon varsa), huzursuzluk, devamlı ve/veya idrar yaparken ağlama taşın belirtilerinden olabilmektedir.
Taş teşhis edildikten sonra “neden oluştuğu” konusunda ipucu veren tetkikler yapılmalıdır: Kan ve idrarda elektrolitler-mineraller (sodyum, potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum), böbrek fonksiyon testleri, ürik asit, vitamin D düzeyi, parathormon, kan gazı, idrar analizi, idrar kültürü, idrarda sitrat ve okzalat düzeyi, vb. Bazı olgularda genetik testler yapmak gerekebilir.
Bu çocuklarda bol sıvı alımı sağlanmalıdır. Ağrı kesiciler ve kas gevşeticiler uygun dozda, uygun olgulara önerilebilir. Tuz alımı azaltılmalı, yüksek früktoz içeren gıdalardan (hazır meyve suları gibi) kaçınmalıdır. Özel bir durum söz konusu değilse kalsiyum alımı kısıtlanmamalı, günlük ihtiyacına uygun olan miktar verilmelidir. Taşa bağlı tıkanıklık varsa ve düşme ihtimali yoksa cerrahi müdahele gerekebilmektedir. Düşen veya cerrahi olarak çıkarılan taş mutlaka analiz edilmelidir. Taşın cinsi saptanırsa tekrarların olmaması için önlem alınabilecektir.

 

 

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Ayşe Balat

Prof.Dr. Ayşe BALAT, 1962 yılında Gaziantep'te doğmuştur. 1986 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tıp eğitimini tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır.Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nda ihtisas eğitimine başlamış ve 1992 yılında Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olmuştur. 2000 yılında Çocuk Nefrolojisi Bilim Dalı'nda yan dal eğitimini, daha sonra 2011 yılında Çocuk Romatolojisi eğitimini tamamlamıştır.1998 yılında Doçent ünvanı,2005 yılında ise Profösör ünvanını almıştır. Uzmanlık eğitimi sonrasında,1987-1992 yılları arası Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde,1992-1999 yılları arası İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde,1994-1996 yılları arası Texas Children’s Hospital'de,1999-2005 yılları arası Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde,European Society ...

Etiketler
Kan basıncı
Prof. Dr. Ayşe Balat
Prof. Dr. Ayşe Balat
İstanbul - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube