Çocuklarda soluk tutma veya diğer ismiyle katılma nöbetleri

Çocuklarda soluk tutma veya diğer ismiyle katılma nöbetleri

Aileleri oldukça kaygılandıran bir konuyu paylaşmak için bu makaleyi yazmak istedim. “Epilepsi nöbeti bu galiba”, ya da “bebeğimin kalbi durdu , onu kaybediyorum sandım “diyen aileler ile karşılaştığımda onlara panikleri konusunda hak vermemek mümkün değil.

Ama durumu doğru değerlendirip, neler olabileceği ya da olmayacağını ayrıntılarıyla anlamak için mutlaka doğru tespitler yaptıktan sonra çocuğu daha sakin izlemek mümkün olabiliyor. Soluk tutma veya katılma nöbetleri genellikle bebeklikte 2. Aydan itibaren görülebilir. Ancak ilk ayda da çok nadiren ortaya çıkabiliyor. 1,5-2 yaş en fazla görüldüğü dönemdir. Genellikle 4 yaşta nadiren 6 yaşta sonlanır. Çocuk ağlamaya başladığında nefesini tutar, rengi değişir genellikle morarır, vücut kasılabilir, bilinç değişikliği yaşanır. Nefes tutma kesinlikle bilinçli bir hareket değildir, istemsiz ve refleks bir davranıştır. Bazen morarma ve kasılmayı, ani bir soluklaşma , gevşeme ve uyku hali izler. Bu kısa süreli durumu takiben çocuk normal bilinçli haline geri döner. Aileye panik durumu yaşatabilen bu durum, nadir olabildiği gibi bazen sıktır, hatta gün içinde tekrarlama eğilimindedir. Ağrı veya sinirlenme bu durumu tetikleyebilir.

Kız veya erkek çocukta görülme sıklığı aynıdır. Neden ortaya çıktığına ilişkin farklı görüşler vardır. Genetik yatkınlık vakaların çoğunda saptanır. Yani çocuğun anne ve/veya babasında ya da yakın çevresinde bu durumun yaşandığına dair öykü % 20-40 arasındadır. Bir başka görüş beynin olgunlaşma sürecinde sempatik ve parasempatik sistemin aşırı aktivitesinin engellenememesidir. Bazı durumlarda vücut demir miktarındaki yetersizlik söz konusudur. Demir beyin için önemli bir elementtir çünkü beyin gelişiminde ve sinir sistemindeki bazı maddelerin yapımında yardımcı bir maddedir. Eksikliği bu durumu tetikleyebilmektedir. Teşhis koyarken mutlaka ayrınlı bir muayene, çocuğun o anda çekilmiş video görüntüleri, ve Elektroensefalografi (EEG) gereklidir. Soluk tutma nöbeti sırasında yaşanan anoksi yani oksijenlenmedeki azalma beyindeki sinir hücrelerinin ani fonksiyonal depresyonuna yol açar. Farklı klinik görüntülere yol açabilir.

Örneğin ; Basit nefes tutmada çocuk nefesini tutar, morarır, bilinç kaybı olmaz Ağır şeklinde bilincinide kaybeder. Çok nadiren dağa ağır tabloda epileptik nöbetler görülebilir. Ancak hepsinde EEG normaldir. Hastaları izlerken olayın sıklığı ve şiddeti göz önüne alınarak izlem planı yapılır. Örneğin demir eksikliği saptanırsa hemen tedavisi başlanmalı ve tedavi sonrası kontrol edilmelidir.Ağır vakalarda ilaç tedavisi planlanabilir.Seçilecek ilaç hekim tarafından belirlenir Sonuç olarak soluk tutma nöbeti bir epilepsi değildir aynı zamanda psikososyal davranış bozukluğu ile ilgisi yoktur. Dikkatle izlenmeli ancak olumsuz sonuçların yaşanmadığı bilinmeli…

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Serap Uysal

Prof.Dr. Serap UYSAL, tıp eğitimini Hacettepe Üniversitesi'nde tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlığını 1985- 1989 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi'nden, Çocuk Nöroloji  yan dalını ise 1996-1998 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden almış olan Dr. Serap UYSAL, 1993 yılında Doçent, 2000 yılında ise Profesör olmuştur. 2003-2013 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Çocuk Nörolojisi Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapmıştır. Epilepsi (Sara hastalığı), Konvülziyon (Havale, Nöbet), Gelişim Gerilikleri ve Gelişim Bozuklukları, Yürüme ve Hareket Bozuklukları, Baş ağrısı, Baş Dönmesi ve Denge Kayıpları, Kas Hastalıkları (kas distrofileri, myopati, myotoni...), Spastik Çocuk (Serebral pa ...

Etiketler
Bebek
Prof. Dr. Serap Uysal
Prof. Dr. Serap Uysal
İstanbul - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube