Çocuklarda Hipospadias tedavisi

Doç. Dr. Gülay Aydın Tireli
Doç. Dr. Gülay Aydın Tireli
17 Haziran 2017153 görüntülenme
Randevu Al
Çocuklarda Hipospadias tedavisi

Hipospadias, idrar yolunun idrar kesesi (mesane) ile pipi ucu arasında bulunan son kısmının (üretra) ön tarafının tam olarak gelişemeyip açık kalması ve pipinin torbalara doğru eğik olması (kordi) ile tanınan bir hastalıktır. Normal yerinde olmayan idrar deliği bazen iğne deliği gibi dar olduğundan ameliyat öncesi genişletilmesi gerekebilir. Bu nedenle ameliyatı acil olmasa da hipospadili çocukların doğumdan itibaren bu hastalığın tedavisini yapan kliniklerde takibe alınması çok önemlidir.

Hastaların çoğunda (%95) sünnet derisi de gelişmemiş olduğundan pipinin sırt kısmında toplanmış halde görülür. Bazı hafif dereceli hastalarda (%5) ise sünnet derisi normaldir ve hastalığın varlığı ancak sünnet derisi sıyrıldıktan ya da çocuk bu hastalığı bilmeyen biri tarafından sünnet edildikten sonra görülebilir. Sünnet derisi bu hipospadiyi düzeltmek için yapılan ameliyatlarda kullanıldığından hastaların ameliyattan önce sünnet edilmemesi çok önemlidir.

Hastalığın derecesine bağlı olmak üzere idrarın çıktığı delik (meatus) makatın (anüs) hemen önü ile pipinin baş kısmının (glans) alt bölümüne kadar herhangi bir yerde olabilir. Çok ağır derecelerde dıştan bakıldığında çocuğun kız mı yoksa erkek mi olduğu anlaşılamayabilir. Bazı durumlarda çocuğun gerçek cinsiyeti ancak kromozom incelemesi ile belirlenebilir. Ağır dereceli hastalarda pipi gelişimi de çoğunlukla geri kaldığından ameliyat öncesi pipiyi büyütmek için iğne ya da krem şeklinde hormon tedavisi yapılması da gerekebilmektedir.

Bazı hastalarda yukarıdakilere ek olarak pipi sağ veya sola (nadiren de tamamen arkaya bakacak şekilde) dönük halde gelişmiş olabilir.

Hastaların bir kısmında idrar yollarında, böbreklerde veya yumurtalarda (testis) ek bozukluklar bulunabilir. Bu tip bozuklukların bulunup bulunmadığı, hipospadi ameliyatından önce araştırılır ve gerekiyorsa ayrıca tedavi uygulanır.

Hipospadi, birlikte yumurtalar (testis) ve hormon organlarında bir bozukluk yoksa kısırlığa neden olmaz. Çok hafif derecelerde hasta ameliyat olmasa bile normal bir yaşam sürdürebilmekte, çocuk sahibi olabilmektedir

Hipospadiasın düzeltilmesi için en uygun yaş hastalığın derecesi, pipinin büyüklüğü ve ameliyatta kullanılacak dokuların özelliklerine bağlı olduğundan her hasta için ayrı ayrı belirlenir. 

Hastalığın derecelerine göre başlıca şu ameliyat teknikleri uygulanmaktadır:

En hafif derecede olanlarda (idrar deliği pipinin baş kısmında uca çok yakın bulunur ama şekli bozuk ya da dardır, pipide eğrilik yoktur); idrar deliğinin genişletilmesi veya düzeltilmesi şeklinde olan meatoplasti, glanüloplasti ameliyatları. *TEK AMELİYAT

Orta dereceli olanlarda (idrar deliği pipinin baş kısmının alt bölümü ile pipinin orta kısmı arasındadır, pipide eğrilik yoktur); idrar deliğinden itibaren pipinin üst kısmına kadar, orada bulunan deri ile tüp yapılması ameliyatları. *TEK AMELİYAT

Ağır dereceli olanlarda (pipi normalden küçük ve çok eğri olup idrar deliği çoğunlukla pipinin orta bölümünden daha aşağıdadır); eğriliğin düzeltilmesi ve orada bulunan deri ve sünnet derisi kullanılarak idrar tüpü yapılması ameliyatları. Bu grup hastalarda bazen önce pipinin düzeltilip sünnet derisinin pipinin alt kısmına taşınması ve bundan 6 ay sonra asıl düzeltici ameliyatın yapılması gerekebilmektedir. *BAZEN İKİ AŞAMALI AMELİYAT

Sonuç: Daha önce belirtildiği gibi hipospadiaslı hastalarda hedef tek ameliyatla tam düzelme sağlanmasıdır. Ameliyatın başarı oranı yaklaşık olarak hafif derecelilerde  %95-100, orta derecelerde %85-90 ve ağır derecelerde %60-85 oranlarında tek ameliyatla iyileşme sağlanabilmektedir.

Etiketler

AmeliyatPeygamber sünnetiYarım sünnetHipospadias

Yazar Hakkında

Doç. Dr. Gülay Aydın Tireli

Doç. Dr. Gülay Aydın Tireli

Doç.Dr Gülay AYDIN TİRELİ,1972 yılında doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi  Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1995 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde yapmış ve 2000 yılında Çocuk Cerrahisi Uzmanı olmuştur. 2007 yılında, Doçent ünvanı, 2011 yılında ise Çocuk Ürolojisi yan dal uzmanlığını almıştır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır