Çocukla iletişim

Çocukla  iletişim

Çocuklarınızı kendinize dert yoldaşı etmeyelim.. Zoraki yürüyen evliliklerde (ki bu evlilikler çocuklar için yürütülmeye çalışılır ), sağlıklı iletişim kuramayan ebeveynler ya çocuklarını “stres topu “ yaparlar, yada eşlerine duydukları tüm öfkelerini çocuklarına yöneltirler. Çocuğun “çocukluklarına”  ergenin “acemiliğine” katlanamaz, çocuğun sürekli olumsuz yönlerinin altını çizer, olumlu taraflarını göremez hale gelir, olumsuzluklarına öyle bir büyüteçle bakar ve damgalar ki “………. çocuğu ne olacak” diye de yaftalar.  Bu durumda kendi kendini gerçekleştiren kehanete dönüşür ( kırk kere deli dersen deli olur gibi), kırk kere “aptal” denilen çocuktan çok başarılı bir öğrenci çıkmaz, yada uslu sakin çocuğuna eşinin yaptığı tüm yanlışlıkları ve hatayı anlatır, şikayet edilen ebeveyne karşı çocuğun duyguları ihmal edilir, hesap edilemez (anneyi aldatmış olsada çocuğun babası ile ilişkisi ayrıdır) çocukların anne-baba ile çözümlenememiş ilişkileri anne- baba ölsede, çocuk 50 yaşına gelsede, iç enerjisini tüketen bir yara olarak kalmaktadır. Çocuğun ana-baba ile çözümlenememiş ilişkileri, ana-babanın ölümünden sonrada devam eder, yaşamın doğal parçası olan YAS reaksiyonu, PATALOJİK YAS olarak yaşanır ve psikiyatrik yardım ihtiyacı doğar. 

Daha bu dünyada yakınlarımızla yüzleşmek,hesaplaşmak, helalleşmek gerekir. Hatalar hataları doğurmadan konuşup problemleri anne-babanın kendileri çözmelidirler,çocuklara hiç  bulaşmadan,onları şahit tutmadan… Geniş aile üyeleri de çocukla dedikodu yapar. Babaanne; günah keçisi ilan ettiği gelinine lakaplar takar (Kraliçe Elizabeth sanki, hiç bir iş yapmıyor, bizim oğlanda sümsük) , küçük torunların bazen işitme engelli muamelesi yaparlar. Oysa çocuklar için bilinen gerçek “bağırırsın duymazlar, fısıldarsın duyarlar” yada çocuk sırdaş tutulup en yakınıyla ilgili sırrı tutması yükü ile yalnız bırakılır. (Baban, annenin sert tutumları yüzünden onu aldattı, gibi... )

Bir duvar sözü ile yazımızı noktalıyalım, 

BİR EBEVEYNİN ÇOCUĞUNA YAPACAĞI EN BÜYÜK İYİLİK, DİĞER EBEVEYNİ SEVMEK VE SAYMAKTIR !!!

                      

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Zeynep Pınar

Uzm. Dr. Zeynep Pınar, ilköğretim öğrenimini Manisa'nın Alaşehir ilçesinde, lise öğrenimini ise İzmir Kız Lisesi’nde tamamladı. Tıp eğitimini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sürdüren Dr. Pınar 1986 yılında mezun olarak tıp doktoru unvanını aldı. Dr. Pınar, 1987 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde psikiyatri ihtisasına başladı, ihtisası sırasında kadın ve erkek psikoz servisi, adli psikiyari servisi, alkol ve madde bağımlılığı kliniği (AMATEM) nevroz kliniği, nöroloji kliniği yanısıra çocuk ve ergen psikiyatrisi için İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, acil dahiliye için Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde eğitim gördü. “Şizofrenide Sol El Kullanımı” konulu tezini bitirerek 1991’de uzmanlık eğitimini tamamladı. Dr. Pınar, 1991 ile 1992 yılları arasında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastanesi Eğ ...

Etiketler
Evlilik problemlerinde çocukla doğru iletişim
Uzm. Dr. Zeynep Pınar
Uzm. Dr. Zeynep Pınar
İstanbul - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube