Çocuk cinsel eğitimi üzerine

Çocuk cinsel eğitimi üzerine

“ İnsanlar nesnelerden zarar görmezler, onlara yükledikleri anlamdan zarar görürler.” -  Epictetus M.S 1.yy                                                 Toplum olarak sağlıklı nesiller yetiştirmek; bedensel, ruhsal, zihinsel, sosyal ve cinsel yönden kendisi ve çevresi ile barışık bireyler yetiştirmekle mümkündür. Bireyler doğumlarından itibaren; bedensel, ruhsal, zihinsel, sosyal yönlerden desteklenmelerine rağmen pek çok araştırma sonucunda da tesbit edilmiş olduğu gibi ; ana – babaların çoğunun üreme ve cinsellik konusunda çocuklara küçük yaşta bilgi vermeyi savunduğu fakat yine üreme ve cinsellik, anne – babaların hatta öğretmenlerin bile yok saydığı bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

                 Oysa ki; Cinsel eğitimi, yaşına uygun olarak alan bir çocuğun sonraki yaşamında karşı cinsle kurduğu ilişkilerde daha dengeli olduğu, kendi bedenine ve karşı cinsin bedenine saygı duymayı öğrendiği, karşı cinsten kişilerle daha sağlıklı iletişim kurmasına yardımcı olduğu, çocuğun kendi bedenini, özelliklerini tanıması kendine olan güvenini artırdığı ve kendi bedenine karşı olan sorumluluklarını öğrenmesini desteklediği bilinmektedir.

                Ebeveynlerin hatta eğitimcilerin bu konudaki tutumlarından en önemli nedenlerinden birini Bulut ( 2005 ), çağlar boyunca çocukların cinsel konularda eğitilmelerinin ihmal edildiğini, bunu da muhtemelen çocukların henüz üreme yeteneklerinin olmamasının neden olduğu şeklinde açıklarken, Artan ( 2002 ) cinsel eğitim denince akla ilk olarak üreme ve buna bağlı olarak da cinsel ilişkinin gelmiş olduğu seklinde değerlendirmektedir.

                Ebeveynlerin bu konudaki tutumlarının temel nedenlerinden birisi de; Anne – babaların, çocukların yaşamın bu doğal parçasını küçük yaşta öğrenmesinin sakıncalı etkileri olabileceği düşüncesinden çok, bu konudaki bilgisizliklerinden ve de konunun ebeveynleri tedirgin edici özelliği olduğu düşünülmektedir. Çünkü; bir çoğumuz geçmiş yaşamımızda, ebeveynlerimiz tarafından cinsiyet ve üreme konusunda yeterince eğitilmemiş olmamızın zorluklarını şimdiki zamanda yaşamakta olabiliriz. Bu nedenle her ne kadar da cinsellikle ilgili konularda çocuklarımıza küçük yaşta bilgi vermeyi savunsakta kendimizi rahat hissetmediğimiz bir konuda çocuğumuza yardım edebilmemiz çoğu zaman mümkün olmadığı için cinsel eğitim konusunu yok sayma konusundaki yanlış tutumlarımızı çocuklarımıza karşı sürdürmekte direniriz.

Genellikle, cinsellikle ilgili sorularla karşılaştığımız zamanlarda da;

-” Bu işi nasıl açıklayacağımı bilemiyorum ”

-” Acele etmeme gerek yok nasıl olsa öğrenir ”

-” Bunu anlatırken hangi kelimeleri kullanmam gerektiğinin bilmiyorum ”

şeklinde tipik tepkiler veririz.

               Ebeveynlerin, bu konudaki çekingenliği bilgi vermeyi hep yarına bırakma eğilimini doğurduğu gibi çocuğun da bu konudaki sorularının yanıtsız kalmasına neden olur.

              Kimimiz bu konuda hiç konuşmamayı tercih ederiz. Bu yaklaşım çocuğa bu konudaki merakını bastırması gerektiği izlenimini verir. Böylelikle; cinsellik tabu haline gelir, giderek düşünmek bile yasaklanır. Çocuk böylece susar, soru sormaktan vazgeçer ve görünüşte bu konulara ilgi göstermez. Ancak cevaplanmamış bir çok soru durur. Bu durumda en büyük tehlike bu soruları daha “bilgili” bir arkadaşın cevaplamasıdır.

             Bazı ebeveynlerde de bunun tam tersi davranırlar ve hiç bir şey gizlemeyerek cinsel eğitim konusunda en doğrusunu verdiklerini düşünürler. Bu durum da çocuğun merakını gereksiz yere kamçılar, kavramaya hazır olmadığı gözlemlerle aklı karışır. Ayrıca ailenin bu tutumu toplumun cinsel davranışlardan beklediği gizlilik ve özerklik anlayışı ile çelişir.

“ Cinsel gerçeğin erkenden öğretilmesi daha iffetli ve daha verimli olmasını sağlar, yoksa herkes onu kendi hayal gücünün keyfine ve ateşine göre bulmaya kalkar” -  Montaigne                                                                                                                                                                       

Bu aşamada en önemli soru cinsellikle ilgili doğru tutumlar neler olmalıdır?

Unutulmamalıdır ki; İnsan doğduğu günden bu yana cinselliği olan bir varlıktır.

– Cinsel eğitim doğumdan başlayarak ergenlik dönemine kadar olan dönemi kapsar. Bu yaşam dönemlerinin en önemlisi ise 0-6 yaş dönemidir.

– Cinsel eğitime başlamak için belirli bir yaş aralığı bulunmamasına rağmen ebeveynler bu sorularla ilk olarak 3-4 yaşlarında karşılaşmaya başlarlar.

– Çünkü bu yaşlarda bir erişkin gibi bağımsız ve aktif olarak cinsel konuların çeşitli kaynaklardan araştırılıp öğrenilmesi mümkün değildir.

– Bu yaşta öğrenilen bilgiler erişkin yaşa gelindiğinde cinsel tutum ve davranışların sağlıklı olması açısından belirleyicidir.

– Bu nedenle bilgilenmenin ve cinsel eğitimin yaşam boyunca sürmesi gerekir. Ancak cinsellikle ilgili bilmemiz gerekenler her yaşta aynı değildir.

Örneğin; gebelik dönemi içerisinde bir kadın gebeliğin vücüdunda ve cinsel yaşantısında ne gibi değişikliklere neden olacağını bilmek ister.

Benzer bir biçimde 12 yaşındaki bir erkek yada kız çocuğunun merakı ise ergenlik ve onun getirdiği bedensel ve duygusal değişikliklere odaklanmıştır.

Henüz okul ve öğretmenler çocuğun yaşantısına girmedikleri için bu sorumluluk ebeveynlerdedir.

Bu nedenle; çocuğunuz soru sorduğu zaman cevap verin

Genel prensip olarak açıklamalar sade bir dille, dürüşt bir şekilde ve bilimsel kaynaklardan yararlanılarak yapıldığı takdirde gelecekte karşılaşılabilecek olası zorluklar yaşanmayacaktır. Genital bölgede yer alan organların isimleri hakkında konuşma yapılırkan tıbbi terimlerin kullanılması bu konuda bilgi verirken tedirginliğimizin azalmasına yardımcı olacaktır.

Öncelikle; zihin karmaşasını engellemek için tüm bilgiler bir anda verilmeden, bilmesi gerektiği yani ihtiyacı kadar olan bilginin aktarılması gerekir.

Döllenme ve doğum hakkında konuşurken şüpheli, belirsiz veya gerçek olmayan ifadeler kullanmayın. Çocuğunuz soru soracak kadar büyükse doğru yanıtları ve doğru sözcükleri öğrenecek kadar büyüktür.

Bilgilendirme yaşına uygun resim ve kitaplar kullanın.

Çocuğunuz soru sormasa bile fırsatlar oluşturun.

Diğer canlılardan örnekler vererek somutlaştırmalar yapmayın ve benzetmeler kullanırken dikkatli olun.

Bazen çocuğunuzun sorduğu sorunun cevabını bilemeyebilirsiniz. Bilemediğiniz bir soru olursa yada bu sorunun cevaplanabilmesi için uygun bir ortamda değilseniz soruyu cevaplamak için süre isteyebilirsiniz.

Son olarak; şimdiki zamanda cinsel eğitim almamış olan bireyler, cinsel eğitimle ilgili hissetmiş olduklaları bilgi ihtiyacının çevre, medya, akran guruplarında yer alan “bilgili arkadaşlar” tarafından karşılanmış olması, bu kişilerin yetişkinlik dönemlerinde yanlış bilgilendirmeler sonucu cinsel işlev bozuklukları yaşamalarına neden olabileceği unutulmamalıdır.

Pedagog Halil DÖNMEZ

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Pedagog Halil Dönmez

Etiketler
Cinsellik
Pedagog Halil Dönmez
Pedagog Halil Dönmez
Antalya - Pedagoji
Facebook Twitter Instagram Youtube