Çocuğum mu şımarık yoksa benim ondan beklentim mi çok düşük ?

Çocuğum mu şımarık yoksa benim ondan beklentim mi çok düşük ?

Günümüzde büyük kentlerde ki çekirdek ailelerin yaşam biçimleri çocuklarının da yaşam biçimlerini etkilemektedir. Çalışan annenin de eşlik ettiği, iş dünyasında fiziksel olarak gün boyu birbirinden ayrı kalan aile bireyleri, iletişimlerini genelde cep telefonu, internet aracı ile mail, ya da sms göndererek sağlar oldular. Gün içindeki dış dünyanın yorgunluğu ile akşamları eve yorgun gelen aile bireyleri birbirleri ile bedensel, sessel, göz teması ya da dokunsal gibi iletişimleri ellerinde olmadan az yapmaktadırlar. Bu da beraberinde iletişim kazalarına yada birbirinden habersiz bireylerin duvarlar arasında dolaşmasına neden olmakta. Yada aileler çocukları üzerindeki hakları,  yaptırımları ve ya paylaşımları konusunda tedirgin olmakta, biz uzmanların kapılarını aşındırmaktadırlar.

 

Öncelikle ailelere soruyorum: Çocuklarınız ile aranızda nasıl bir talep- sorumluluk ilişkiniz var?

 

1-Talepleriniz çok yüksek ama çocuğunuza yüklediğiniz sorumluluk az mı? O zaman buyurun tanışın: Çocuğunuz otoriter bir çocuk olarak gelişmekte ve eğer önlem almazsanız  otoriter bir yetişkin olacaktır.

 

2-Çocuğunuza yüklediğiniz sorumluluk ile beraber beklenti düzeyiniz de oldukça düşük mü? Bu şartlar altında özgüveni düşük, kendinden emin olmayan, kimlik gelişimi zayıf, hani toplumda farklı bireyler dediğimiz bireyler var ya işte onlardan yetiştiriyorsunuz. Kolay gelsin diyorum.

 

3-Peki siz çocuğunuzdan pek bir şey beklemeyen, ona inancı zayıf,  talebiniz düşük ama ona kaldıramayacağı kadar sorumluluğu omuzlarına mı yüklediniz? Çocuğumuzun egosunu gereksiz yere boş şekilde şişirdiğimizin farkına fardınız diye düşünüyorum. Çünkü karşınızda şımarık, her istediği hemen olsun isteyen talepleri bitmeyen yetişkin adayı ile baş başa kaldınız.

 

4-Yerinde ve zamanında aynı zaman da da çocuğunuzun ihtiyacı kadar, ancak zaman zaman bu sınırı da biraz zorlayarak sorumluluklar verip, taleplerinizi de yüksek mi tutuyorsunuz? Sizi tebrik ediyorum! Hayatta ne istediğini bilen, başarı odaklı, lider, yetki sahibi hedefine ulaşmayı başarabilen birey sizin evinizde minik adımlar atıyor.

 

Yukarıda saydığım maddeler çocuklarımıza sorumluluk verirken ve onlardan beklediklerimizi tartmamız gerektiğini vurgulamak içindir. Tüketimin hızlı şekilde olduğu “hatta kullan at” mantığının endüstriyel anlamdaki uygulamasının maalesef duygulara da sıçraması ile çağımızda çocuklarımız bir takım duygularını geliştirmekte zorlanabiliyorlar.  Bunlar : Şefkat, anlayış, affetme, karşısındakine değer verme, kabullenme, alçakgönüllülük, vb. gibi.  İnsanı insan yapan değerler dediğimiz iç dengemizi oluşturan değerler. Burada biz yetişkinler çocuklarımıza örnek olacağız. Unutmamak gerekir ki bir çocuk kendi akranları ile sosyalleşirken, yaşamda kendi karalarını verme, kendinin değerini bilme, kendini topluluk içinde ifade etme , kendi doğru ve yanlış tecrübeleri ile ahlaki değerleri kazanma, yaşadığı kültürde nelerin kabul edilebilir davranışlar olduğunu öğrenmede şu yolları kullanır:

 

1-Takviye

2-Model alma

3-Cezalandırma

 

Gelişmiş toplumlar, gelişmiş beyinlerin eseridir. Bu beyinleri yetiştirmek de sağlıklı aile iletişiminden geçmektedir. Birbirini anlayan, dinleyen, gerektiğinde özveri gösterebilen, saygıyı içselleştiren, karşısındakini gerektiğinde toplumun ayrı bir bireyi olarak kabul edip onu olduğu gibi kabul edebilen yapıda gelişen çocuklar aynı şekilde yeni nesiller yetiştireceklerdir.  Bedenin ve ruhun aynı harmoni içinde yürümesi, birbirini yormadan yaşamın içinde var olabilmesi için sadece sağlıklı bir bebek olarak doğmakla yeterli olmuyor. Bu bebeği aynı şekilde koruyabilmek için, o sağlıklı ortamın sürdürülebilir kılınması da bir o kadar elzemdir. Dünyaya getirdiğiniz bebeğinizin cinsiyeti, mizacı gibi genetik unsurlarını seçemezsiniz. Ancak; kendi davranışlarınızı seçerek ona sağlıklı birey olma yolundaki seçenekleri sunabilirsiniz.

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Ülkü Alaca Aytiş

Uzm.Psk.Ülkü Alaca Aytiş,lisans öncesi öğrenimlerinin ardından İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünü başarıyla tamamlayarak psikolog unvanını almıştır.İstanul Aydın Üniversitesi Sağlık bilimleri Enstitüsi Aile Danışmanlıgı bölümünde Yüksek Lisansını  tamamlamıştır. KURSLAR, EĞİTİM VE SEMİNER VE KONGRELER 1-İSTKA Proje yazımı Sertifikası, (2016), Bayrampaşa Kaymakamlığı 2-AEP (Aile Eğitim Programı) sertifikası, (2012), İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü 3-IFTA –International Family Therapy Association(Uluslar arası Aile Terapileri Derneği) Aile Danışmanlığı Sertifika Eğitimi, Şubat-Mart 2012, İstanbul (100 saatlik eğitim tamamlanmıştır.) 4-Türk kendilik psikolojisi topluluğu 22-25 mayıs 2000; İstanbul 5- Küçük adımlar sertifikası; gelişimsel geriliği olan çocuklar için küçük adımlar erken eğitim programı. 11-1 ...

Etiketler
Şımarık çocuk
Uzm. Psk. Ülkü Alaca Aytiş
Uzm. Psk. Ülkü Alaca Aytiş
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube