Çağımızın cerrahisi: laparoskopi

Çağımızın cerrahisi: laparoskopi

Gelişen teknolojiyle birlikte birçok hastanın korktuğu ameliyatlar artık ağrısız ve kolay bir şekilde, karına küçük delikler açılarak yapılabilmektedir (Laparoskopi). Laparoskopi ilk başladığı yıllarda sadece teşhis amacı ile kullanılırken, son 20 yıldır jinekolojik hastalıklarının tedavisi amacıyla da uygulanan bir yöntem olmuştur. Günümüzde artık açık ameliyatlar  gittikçe azalmaktadır. Ülkemizde özellikle son 15 yıldır, daha önce açık teknikle yapılan operasyonların %90’dan fazlası laparoskopiyle yapılabilmektedir. Hatta birkaç delikle uyguladığımız ameliyatlar bile şu anda tek delikten yapılabilmektedir.

İşlem genel anestezi altında uygulanır. Göbek içinden 1 cm’ lik kesi yapılarak karın boşluğu, 3-4 litre karbon dioksit gazı verilerek şişirilir. Ardından göbekten girilerek karın içerisine kamera sistemine bağlı bir optik sistem yerleştirilir. Daha sonra kasık bölgelerinden açılan iki delik yardımıyla operasyon gerçekleştirilir.

Genel durumu operasyona elverişli olan herkeste laparoskopi yapılabilir. Ağır solunum veya kalp problemleri olanlarda işlem sırasında baş aşağı pozisyon kullanıldığından laparoskopi tercih edilmez.

Bu tekniğin, klasik açık cerrahiye göre pekçok avantajı vardır. Laparoskopi ile ilgili en sık sorulan sorulardan birisi kozmetik bir problem oluşturup oluşturmayacağıdır. Operasyonlar geniş kesi yapılmadan gerçekleştirilmektedir. Ciltte estetik açıdan rahatsız eden bir iz bırakmaz. Laparoskopi ameliyatları sonrası iyileşme daha kolay ve çabuk, karın içerisinde operasyona bağlı yapışıklıklar daha az olmaktadır. Karın içinde gözlenmesi en zor bölgeler laparoskopi yöntemiyle rahatlıkla görülebilmektedir. Ağrı kesici kullanma ihtiyacı fazla değildir. Ameliyatlar sonrası hastanede kalış süresi oldukça kısa olup hasta 1 hafta içerisinde işine dönebilmektedir. Bu süre açık ameliyatlarda 6-7 haftayı bulmaktadır. Kan nakli ihtiyacında azalma olur. Aşırı kilolu hastalarda operasyon açık ameliyata göre daha kolay olmaktadır.  Karın açılmadığı için iltihaplanma ve kesi yeri fıtığı görülme riski çok azdır .

Laparoskopide de birtakım komplikasyonlar görülebilir. Cerrah ne kadar tecrübeli ise komplikasyon oranları o kadar azalır. Teleskopun ve trokarların karın içine sokulması sırasında büyük damar ve barsak yaralanmaları olabilir. Cerrahi müdahale esnasında ise barsak, idrar torbası, idrar yoları ve damar yaralanmaları görülebilir.  İşlem sırasında her an için açık cerrahiye geçme olasılığı mevcuttur. Bu konularda hasta muhakkak bilgilendirilmeli ve onayı alınmalıdır.

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Aydın Köşüş

Doç. Dr. Aydın KÖŞÜŞ, 8 Ocak 1972 tarihinde Ankara'da doğmuştur. Tıp eğitimini Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1997-2002 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapmış ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur. Mecburi hizmetini Tokat Reşadiye Devlet Hastanesi’nde yerine getirmiş olan Doç. Dr. Aydın KÖŞÜŞ, hastanenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nin ve ameliyathanesinin kurulmasında aktif görev almıştır. 2009 yılında Ankara’da Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışmalarına başlamış olan Doç. Dr. Aydın KÖŞÜŞ, 2011 yılında Yardımcı Doçent, 2013 yılında ise Doçent unvanı almıştır. Yurtiçi ve yurtdışı dergilerde basılmış, kongrelerde yayınlanmış birçok makalesi bulunan  Doç. Dr. Aydın KÖŞÜŞ, mesleki çalışmalarına Ankara Ticare ...

Etiketler
Laparoskopik histereskopi
Doç. Dr. Aydın Köşüş
Doç. Dr. Aydın Köşüş
Ankara - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube