Çoğu insan, “bu bencilliktir” dediği için istek ve ihtiyaçlarını görmez, arka plana atarak kendini ihmal eder. Kendini ‘DE’ düşündüğünde bunu bencillik olarak görür ve yadırganıp ayıplanacağını düşündüğü için vazgeçer bundan. Asıl yargıç ve ayıplayan içindedir aslında, daha önceden oraya yerleşen, büyüyen ve konumlanan… Bir ses gibi….
Toplumda bencillik çoğunlukla olumsuz bir davranış olarak değerlendirilir, olumsuz anlamda kullanılır ve yadırganır. Fedakarlık ve yardımseverlik ise olumlu karşılanır, pekiştirilir ve takdir edilir. İnsan yapısından ve öğrenme sürecinden biliriz ki pekiştirilen davranışlar tekrarlanır, cezalandırılanlar ise çoğunlukla tekrarlanmaz. Genellersek öyle diyebiliriz, özel durumları bir kenara koyarsak tabi.
Birçok insan pekiştirildiği için yardımsever ve fedakarca davranarak kendini ihmal eder. Kendisinin istek ve ihtiyaçlarını ikinci plana atar, hatta bazen vazgeçer ve başkasına (aile, partner, arkadaş vb.) destek olur. Yani normalde Türkçe’de kullanılmayan ve benim “sencil” dediğim durumu yaşar. Sencilliği şu anlamda kullanıyorum: kendi istek ve ihtiyaçlarını genellikle ikinci plana atarak diğerlerini öncelemektir. Böylece diğeri tarafından tekrarlanan hikayesindeki gibi fedakarlığı, desteği, iyiliği takdir edilecek ve tekrardan pekiştirilecektir. “Sen, iyi birisin”, “Gerçek bir dost ve arkadaşsın”, “Çok yardımseversin”, “Harika birisin” gibi cümleler sıralanıp gider. Ne olur sonunda? Bireyin ihtiyacı geride kalır, işleri aksar, zamanı azalır ve zor durumda kalır. Bu durumda kişinin “sencilik” düzeyinin fazla “bencillik” düzeyinin ise az olduğunu söyleyebilir ve bireyin sencilik-bencillik dengesini düzenlemesine ihtiyaç olduğunu görebiliriz.
Siz ne durumdasınız?
Ne kadar bencil ve ne kadar sencil’siniz?
Bencillik dediğiniz şey aslında kendinizi de görmek ve diğerleri kadar önemsemek mi biraz da?
Hadi, düşünelim biraz.
Not: Resim 29.05.2024tarihinde https://www.nytimes.com/2023/01/25/well/mind/selfishness-benefits-dalai-lama.html sitesinden kopyalanmıştır.