Bel ağrısının binbir nedeni

Bel ağrısının binbir nedeni

BEL AĞRISININ BİNBİR NEDENİ
Bel Ağrısı günümüz toplumunda çok sık karşılaşılan ve yaşam kalitesini, iş verimini azaltan bir sorundur. Bel ağrısı denince akla haman bel fıtığı ve bel fıtığının ameliyatı gelir. Oysa bel ağrısının yüzlerce farklı nedeni olabilir. Bunların her birinin tedavisi de birbirinden fark gösteriyor. O nedenle bel ağrısında tedaviden önce kesin tanı konması çok önemli. Zira ön yargı ile hareket edilirse, tanı gecikiyor, hastalık ilerleyebiliyor, hasta düzelmeyen hastalık nedeni ile zamansal ve ekonomik kayba uğruyor. İşte bu nedenle belli bir süreyi aşan bel ağrısında mutlaka ayırıcı tanıya gitmek gerekli. Bu suretle çoğu riskli ve ağır olan gereksiz girişimlerden de kaçınılmış olunuyor.
Bel ağrılarının çok önemli bir kısmı mekanik-fonksiyonel diye adlandırabileceğimiz gruptadır. Burada kişinin yapısal özellikleri ve yaşam ve davranış tarzı, mesleği, psikolojik durumu v.b faktörler ağrıya yol açar. Birçok durumda bu hastalarda raslantısal olarak sessiz bel fıtığı da saptansa, ağrının asıl nedeni bu değildir. Bu nedenle de bel fıtığına yönelik zahmetli riskli girişimlere gereksinimleri yoktur. Ancak, hastalar uzun süreli, eğitim ve egzersiz ağırlıklı rehabilitasyon programları sonucu rahata kavuşabilir, sorunları ile baş edebilmeyi öğrenebilirler.
İltihaplı omurga romatizmaları da önemli bir bel ve sırt ağrısı nedenidir. Özellikle hafif seyreden olgularda ve erken dönemde tanı sıklıkla gözden kaçar. Hele kadın hastalarda bu olasılık daha da göz ardı edilir. Bu hastaların da küçümsenmeyecek bir bölümü ne yazık ki bel fıtığı ön yargısı ile opere bile edilir, ancak yakınımları gerilemediğinden arayış içinde kalırlar.
Bel kayması da önemli bir bel  ağrısı nedenidir. Ne yazık ki tedavisi bel fıtığından daha zordur. Operasyona ağır vakalarda başvurulmalıdır. Zira zor bir operasyondur. Bu olgular da erken dönemlerinden itibaren sürekli rehabilite edilmelidirler.
Neyse ki seyrek olarak tümör ve tümör sıçramaları da  bel ağrısı nedenidirler. Bu konuda hekim ve hastanın daima uyanık olması gereklidir. Yine seyrek de olsa mikrobik iltihaplar da omurgayı tutabilir. Bunların en önemlileri tüberküloz ve brusellozdur.
Ayrıca başta kemik erimesine bağlı olarak olmak üzere omurların kendi içine çökme şeklindeki kırıkları da kendini özellikle yaşlılarda bel ağrısı şeklinde gösterir.
Bütün  bunlardan çıkarılacak dersler şunlardır.
Bel ağrısı sık rastlanan ve çoklukla önemsenmeyen bir durum olsa da, belli bir süre direndiğinde ya da belli bir şiddette olduğunda mutlaka bel fıtığı diye bir ön yargı ile değerlendirilmemelidir. Her bel ağrısı eşittir bir başkası değildir. Birçok durumda hekim bile adını koymakta zorlanır. Onun için: ‘Önce tanı sonra tedavi’ gereklidir…
 

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Mehmet Arman

Prof. Dr. Mehmet İhsan ARMAN, 1949 yılında İstanbul'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından İstanbul Üniversitesi, Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. Almanya'da 6 yıl Romatoloji, Fizik Tedavi - Rehabilitasyon, Radyoloji ve İç Hastalıkları alanlarında Asistan olarak görev almış ve 1980 yılında Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı olmuştur. 1981 - 2014 Yılları arasında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Öğretim Üyesi olarak çalışmalarda bulunmuş ayrıca 1995 yılında ''Profesör Doktor'' unvanı almıştır.  Yurt dışında Eklem Ultrasonografisi ve Manuel Terapi kurslarını başarıyla tamamlamış, 300'e yakın bilimsel yayın, kitap, kitap bölümü çevirisi kongre bilgisi ve konferansı olmuştur.  Prof. Dr. Mehmet İhsan ARMAN, 1986-2005 yılları arasında 7 defa branşının ilk v ...

Etiketler
Bel ağrısı tedavisi
Prof. Dr. Mehmet Arman
Prof. Dr. Mehmet Arman
İstanbul - Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Facebook Twitter Instagram Youtube