Bebeklerde reflü

Bebeklerde reflü

Bebeklerde beslenme sonrası kusma oldukça sık görülür. Halk arasında fazlasını çıkardı diye tabir edilen bu durum çoğu aileleri haklı olarak tedirgin eder. Bu bir hastalık mıdır? Doktora götürmeme gerek var mı? Ne kadar sürecek? Ne zaman tedirgin olmalıyım? Önlemek için neler yapmalıyım? Soruları peşisıra akla gelir. Bu kusmalar çoğu kez fizyolojik bazen de patolojik olan reflü sebebiyledir. Halk arasında mide reflüsü yada bizlerin söylemiyle gastroözefagial reflü…

Gastroözefagial reflü mide ile yemek borusu arası yer alan kapakçığın yetersiz çalışması sonucu- açık kalması sonucu- mide içeriğinin istemsiz olarak yemek borusuna geri kaçışıdır. Yemek borusuna kaçan bu içerik yenilen katı ve sıvı gıdalar olabildiği gibi mide, safra ve pankreas sıvısı da olabilir. Reflü fizyolojik olarak yaşamın ilk 2 ayında sık olarak görülür ve kendiliğinden geçer. Bu bebekler ağız kenarından sızıntısı olan gayet huzurlu ve mutlu bebeklerdir.

Sağlıklı olan bebeklerin ve çocukların bir çoğunda normalde fizyolojik olarak gözüken bu reflü, 1/300-1000 oranında GASTROÖZEFAGİAL REFLÜ HASTALIĞI OLARAK yani vücudumuzda belirti vererek kendini belli eder.

Bebeklik çağında kusmanın en önemli nedeni mide reflüsüdür (gastroözofageal reflü). Başlangıçta normal (fizyolojik) olan reflüye bağlı kusmanın 6-12 ay arasında azalarak geçmesi beklenir. Ancak 2 yaşından sonra devam eden reflü araştırılmalıdır.

Mide Reflüsü Nedir?

Yediğimiz besinler yemek borusu yolu ile mideye oradan da oniki parmak bağırsağına geçer. Midenin girişinde ve çıkışında, kasların kalınlaşması ile oluşan kapıcıklar (sfinkter) vardır.

Bu kapıcıklar, sindirim işlemi sırasında gelen besinlerin mide içinde kalmasını sağlar. Yemek borusu ile mide arasında bulunan kapıcık (gastroözofageal sfinkter), mide içeriğinin yemek borusuna doğru geriye kaçmasını engeller. Bebeklik çağında görülen reflünün en önemli nedeni, henüz bu yapının oluşmamış olmasıdır.

Bebeklerde Reflü Bulguları Nelerdir?

• Bebeklerde reflü ye bağlı olarak oluşan kusma, beslendikten hemen ya da bir süre sonra ve genellikle ağızdan taşar tarzda olur. Bebeklerde emilen süt ya da mama peynirimsi görünümde ve ekşimsi bir kokudadır.

• Bebek ne kadar küçükse kusmaya bağlı olarak ortaya çıkabilecek sorunlar da o kadar tehlikelidir. Genellikle sırtüstü yatan bebeklerde olmak üzere, kusma sırasında mamanın bir kısmı soluk borusuna kaçabilir. Öksürük, solunum sıkıntısı ve morarama ile kendini gösteren akciğer enfeksiyonu tablosu ortaya çıkabilir. Aspirasyon pnömonisi olarak da bilinen bu tablo hastanede yatırılarak tedavi edilmeyi gerektirir. Genellikle yenidoğan bebeklerde olmak üzere, soluk borusuna kaçan mamanın burayı tümüyle tıkaması durumunda, eğer çok kısa süre içinde girişimde bulunulmazsa ani bebek ölümü oluşabilir (Ani bebek ölümü sendromu).

• Uzun süre kusan çocuklarda eğer gerekli önlemler zamanında alınmayacak olursa gerekli kalori gereksinimi karşılanamayacağından çocukta yaşıtlarına göre büyüme ve gelişmede gerilik ortaya çıkabilir.

• Mide reflüsü olan her hastada kusma olmayabilir. Mide içeriği yemek borusunun bir kısmına ya da ağız içine kadar gelip orada kalabilir. Özellikle geceleri görülen bu durum yineleyen orta kulak iltihabı, ağız kokusu ve dişlerde erken çürümeye neden olabilir.

• Daha büyük çocuklarda ise geğirme, göğüste yanma hissi, yemeğe karşı isteksizlik, kusma, hıçkırık, yiyeceklerin ağza gelmesi ve geviş getirme hareketleri, öğürme ve kronik öksürüktür. Daha nadir olarak hırıltı, boğaz ağrısı-yanması, ses kısıklığı, tekrarlayan pnömoni atakları, astım krizlerinin şiddetlenmesi ve yemek borusunda daralmaya bağlı yutma güçlüğü olmasıdır.

• Küçük çocuklarda reflü sinir yollarını etkileyerek solunum tutma, kalp hızında yavaşlama gibi acil bakım gerektiren durumlara neden olabilir.

Bebeklerde Reflü Ne Zaman Dek Normal Kabul Edilmelidir?

İlk altı ay içinde reflüye bağlı olarak oluşan kusmaların azalması, bir yaşına dek ise uygulanan destekleyici tedaviye yanıt vermesi beklenir. Ancak, eğer bebeğin kusmaları ilk bir iki ay içinde azalmak yerine artıyorsa o zaman mide çıkışında olabilecek doğumsal darlık açısından araştırılmalıdır.

Bebeklerde Reflü Tanısı:

Beslendikten bir süre sonra ağızdan taşar tarzda gelen ve midede beklediği için peynirimsi bir görünümde olan kusma reflüye bağlı olarak oluşan bir kusmadır. Eğer koruyucu önlemler ve tedavi ile bir yanıt alınamazsa, o zaman reflünün varlığını ve derecesini tanımlamak için belli başlı görüntüleme yöntemlerinden yararlanılır. Gastroözofageal reflü hastalığının tanısında kullanılan birçok test vardır. Bu testlerin sıralaması ve gerekliliği doktorun görüşüne ve hastanın durumuna göre seçilir.

1. Akciğer Grafisi: Kusmaya bağlı akciğerlerde zatürre gelişimi olup olmadığını görmek için kullanılır.

2. Özofagus-Mide-Duodenum Grafisi (ÖMD): Çocuğa ağızdan içirilen bir ilaç ile yemek borusu, mide ve oniki parmak bağırsağına geçiş görüntülenir. Bu sırada bebeğin ayakları yukarı kaldırılarak ya da midesine bastırılarak yemek borusuna kaçış olup olmadığına bakılır. Eğer sadece yemek borusunun alt kısmına bir kaçış varsa hafif, yemek borusunun orta kısmına kadar bir kaçış varsa orta ve eğer ağıza kadar kaçış var ise ağır tipte mide reflüsünden bahsedilir. Ayrıca yemek borusu, mide veya ince bağırsaklarda bir takılma/tıkanma olup olmadığı bu filmlerle görülebilir.

3. Reflü Sintigrafisi: Aynen mide filminde olduğu gibi, bebeğe içinde özel bir madde bulunan mama içirilir. Ardından bebek yatırılarak mamanın yemek borusuna geçip geçmediği gözlenir. Bu yöntem ile ağır tipteki reflülerde akciğerlere kaçış olup olmadığı da saptanabilir.

4. Endoskopi: Endoskopi yapılarak yemek borusu mide ve bağırsakların iç kısmı incelenir. Bu ince bükülebilir ışık kaynağı bulunan bir kamera sistemidir. Reflünün yemek borusunda herhangi bir yapısal değişiklik yapıp yapmadığı araştırılır.

5. 24 Saatlik Ph Metre: Yemek borusundaki asiditeyi ölçmek için geliştirilmiş ince bir tüp şeklinde bir alettir 12-24 saat boyunca tüm pH değerlerini kaydederek bir bilgisayar programına aktarır. Kesin tanı koydurucu yöntemdir.

6. İntraluminal Empedans Ölçümleri: Yemek borusuna geri gelen mide içeriğinin tamamını kaydeder. Çocuğunuz ağlarken, eğilirken, öksürürken, öğürürken ve kusarken tüm yemek borusuna geri gelenleri kaydeder. Asidik olup olmadığını, ne kadar süreyle özofagusta kaldığını kaydeder. Asit reflülerin asit olmayanlardan ayırt edilmesini sağlamak için pH metre ile birlikte yapılması uygundur.

Mide reflüsü tedavisi başlıca iki bölümden oluşur:

1. Koruyucu Tedavi:

Çocuğun kusmasını önlemeye yöneliktir. Burada dikkat edilmesi gereken konular başlıca şunlardır:

• Öncelikle bebek sık aralıklarla ve azar azar beslenmelidir.

• Bebek beslenirken ağlamamasına özen gösterilmelidir. Beslenirken ağlayan bebek hava yutar ve bu da kusmayı kolaylaştırır.

• Bebekler beslendikten sonra hemen yatırılmamalı, bir süre kucakta dik tutularak beklenmelidir.

• Kusan bebeklerin sırtüstü yatırılmaları doğru değildir. Yaklaşık olarak 45 derecelik bir açıyla yatırılmaları ve yan tarafına doğru yatırılması daha doğrudur.

Bunun için ya bebeğin başının altına yastık konabilir ya da bu amaçla üretilmiş olan ana kucağı kullanılabilir. Günümüzde pek çok çocuk mağazasında bu amaçla üretilmiş bebekler için reflü yatağı, reflü yastığı bulunabilmekte. Ben hastalarıma bir seçenek olarakta bebeklerini beslenme sonrası puset koltuğunda bekletmeyi önermekteyim.

2. Mama Ve İlaç Tedavisi:

Koruyucu tedavi uygulanmasına karşın kusmaya devam eden bebeklere uygulanır.

• Anne sütü ve anne sütü yerine geçen mamaların kıvamı suludur. Midede bulunan içerik ne denli yoğun ise geriye doğru kaçış da o denli az olacaktır. Kusan bebeklerde bu amaçla üretilmiş olan antireflü mamalar kullanılabilir.

• Midenin içeriği asit yapıdadır. Bunun yemek borusuna zarar vermesini önlemek amacıyla anti asit özelliği olan şurupların kullanılması yararlıdır.

• Mide ve bağırsak hareketlerini hızlandıracak bazı ilaçların kullanılması midenin daha erken boşalmasını, dolayısı ile de reflüyü önleyecektir.

• Hastaların %90’ında yukarıdaki bu iki tedavi yöntemi yeterlidir.

3. Reflü Ameliyatı

Mide reflüsü olan bebeklerin çok büyük bir çoğunluğu uygulanan tedavi yöntemlerine yanıt verir.

• İlaç tedavisinin başarısız olması veya ciddi komplikasyonların geliştiği hastalarda ameliyat gereklidir.

• Ancak, kimi zaman yemek borusu ile midenin birleştiği noktada anatomik yapıda anormallik olması reflünün izlem sırasında kaybolmasını engeller. Bu hastalarda da reflünün ileride oluşabilecek olumsuz etkilerini önlemek amacıyla cerrahi tedavi uygulanması gerekebilir.

• Doğumsal olarak beyin-sinir sistemi anormalliği olan bebeklerde görülen reflü genellikle koruyucu önlemler ile mama ve ilaç tedavisine yanıt vermez. Bu bebeklerde cerrahi tedavi daha erken yaşlarda uygulanmalıdır.

Reflü cerrahisinin amacı alt özofagusdan yiyeceklerin mideye geçişine izin verirken aynı zamanda alt özofagus basıncını da arttırmaktır. Bunun için midenin üst kısmı yemek borusunun alt kısmına sarılır, böylece yiyecekler mideye geçtikten sonra tekrar yemek borusuna geri dönmez. Günümüzde bu ameliyat pek çok çocuk cerrahı tarafından kapalı yöntemle (laparoskopik) olarak yapılmaktadır.

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Erdal Karakaya

Op. Dr. Erdal KARAKAYA, 1977 yılında Afyon'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarılı bir şekilde tamamlayarak 2001 yılında tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamlayarak 2006 yılında Çocuk Cerrahisi uzmanı olmuştur.

Mecburi hizmetini Nevşehir Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde yapan Op. Dr. Erdal KARAKAYA, Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Uşak Devlet Hastanesi'nde hasta kabulü yapmış mesleki çalışmalarına ise, Bursa'da bulunan özel muayenehanesi'nde devam etmektedir.

Etiketler
Çocuklarda reflü
Op. Dr. Erdal Karakaya
Op. Dr. Erdal Karakaya
Bursa - Çocuk Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube