Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı giderek artan, ülkemizi ve tüm dünyayı tehdit eden ciddi bir sağlık sorunudur. Bireyin kişilik özellikleri, ailesiyle ve toplumla olan ilişkisi, çevresel risk faktörleri gibi pek çok değişken bağımlılıkta rol oynayan etkenlerdendir. Bağımlılık sadece bağımlı olan hastayı etkilemekle kalmamakta, bağımlı hastanın ailesini de ciddi anlamda etkilemektedir. Bu yüzden bağımlılık için aynı zamanda bir “aile hastalığı”
kavramı kullanılabilir. Hastanın rahatsızlık sebebiyle çalışmaması gelir kaybı yaşaması ve madde satın almak için finansal desteği aileden sağlaması ailenin maddi yükünü daha da arttırmaktadır Yapılan bilimsel çalışmalarda bağımlı hastaların ailelerinde ruhsal hastalıkların arttığı bulunmuştur. Evet, bağımlı hastaların ailelerinde maddi yüklerin yanında ciddi ruhsal yüklerde oluşmaktadır.
Peki ne gibi sorunlar olabilmektedir?
Bağımlı hastaların ailelerinde depresyon, kaygı ve uyku bozukluğu gibi psikiyatrik durumlar artmaktadır. Bağımlı hastaların ailelerinde tükenmişlik ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Bağımlı hastaların ailelerindeki bu ruhsal yükler stres kaynağı oluşturmakta ve bu stres ciddi fiziksel hastalıklara yatkınlık oluşturmaktadır.
Peki ne yapmalı?
Bağımlı hastaların ailelerinin de bu rahatsızlıklarla ilgili profesyonel destek almaları gerekmektedir. Bağımlılık bir aile hastalığıdır ve bağımlı hastaların aileleri ile ilgili koruyucu psikiyatrik tedbirler çok önemlidir. Sonuçta; aile ve sosyal çevre madde bağımlılığına yönelme nedenlerinden biri olarak görülse de bu durumun düzeltilmesi koruyucu ve iyileştirici bir güç haline dönüşebilir.
Bağımlılık aynı zamanda bir aile hastalığıdır
