Apraksi, bireyin fiziksel olarak yeterli olduğu halde, bazı kaslarını doğru kullanamaması ve koordine edememesine neden olan bir nörölojik bozukluktur.
Konuşma Apraksisi (AOS), bir insanın beyni ile konuşma kasları arasındaki sinir yolu kaybolduğunda ve gizlendiğinde gerçekleşir.Bu da birçok kas gruplarını etkileyebilir(dil,dudak,çene v.b).Konuşabilmek veya doğru sesi üretmek için gerekli kasların planlanmasında zorluklar çekilmesine ve yanlış seslerin üretilmesine neden olur.
Çoğunlukla kişi ne söylemek istediğini bilir - hatta bunları kağıda dökebilir. Ancak beyin kaslara doğru sinyali gönderemediği için, konuşma kasları düzgün çalışsa bile söylemek istediğini net olarak ifade edemez.
Böylece Apraksi'den muzdarip kişiler sesleri, heceleri ve kelimeleri yanlış telaffuz ederler. Birey ne demek istediğini bilse de kendisini ifade etmekte zorlukluk çeker.
Apraksi, konuşma anlaşılırlığını ciddi oranda etkileyebilen bir konuşma bozukluğudur.
Apraksi tanısı konulan çocukların sayısı gün geçtikçe artmaktadır ,özellikle otizmli çocuklarda da apraksiye çok sık rastlanıyor.
Konuşma Bozukluğu olarak bilinen Apraksi, her yaşta, yetişkinlikte ve çocukluk döneminde meydana gelebilir. Yetişkinlerde beyin hasarı sonucu veya Tümör ve Beyni etkileyen hastalıklar sonucu ortaya çıkabilir. Çocuklarda ise nörolojik temelli olduğu bilinmekte. Apraksinin nedeni tam olarak bilinmiyor.Genetik faktörler ve erkek olma apraksi açısından risk faktörleri arasında.
Apraksi üzerine 2015 yılında Penn Eyaleti'nde yapılan bir araştırmada otizm teşhisi konulan çocukların yüzde 64'ünün çocukluk çağında “konuşma apraksisi” geçirdiği ortaya çıkarıldı.
Aprakside nasıl yol izlenmeli?
Konuşma bozuklukları uzmanı (konuşma terapisti) tarafından değerlendirilmiş ve Apraksi tanısı konmuş hastaların (haftada 3-5 kez) birebir konuşma terapisi seanslarına katılmaları gerekmektedir. Terapistin hazırlayacağı çalışmalar tüm gelişim alanları da göz önünde bulundurmalı.Birebir terapiler oldukça önemlidir, çünkü terapist edinilmesi gereken becerileri doğrudan uygulayarak yol gösterebilir.Tedavi sürecinde ailenin de etkisi büyüktür. Terapistin hazırladığı ve ailelere verdiği alıştırmaları düzenli uygulamaları gerekir . Bu süreçte ebeveynlerin çocuklarına karşı sabırla ve özveriyle yaklaşmaları önemli rol oynar.
Çocuğun evde de pratik yapması gelişime destek demektir. Çocuğun konuşma anlaşılırlığının yetersiz olduğu şüphesi ebeveynlerinde ya da öğretmenlerinde oluştuysa mutlaka bir uzman görüşü almakta yarar vardır. Çocuğun yaşına uygun konuşmayı değerlendirmeye yardımcı test materyaları kullanılarak, doğal konuşma örnekleri alınarak ve gerekli gözlemler yapılarak planlanma yapmak gerekir.
Yapılacak müdahalenin odak noktası, konuşma üretimi için gerekli kas hareketlerinin planlanması, seslerin ve hecelerin sıralama ve koordinasyonunun geliştirilmesidir. Konuşmayı geliştirebilmek için çocuğun sürekli olarak pratik yapması gerekmektedir. Çocuk konuşma pratiği yaparken görsel, dokunsal, işitsel olarak geribildirim alması yararlı olmaktadır. Örneğin; konuşma pratikleri ayna karşısında yapılır ya da terapiler sırasında çocuktan terapistin dil ve dudak hareketlerini izlemesi istenir. Böylece terapist seslerin üretimini gösterdikçe, çocuk da ona eşlik edebilecektir. Bu çoklu-duyumsal geri bildirim ile çocuk daha kolay bir şekilde heceleri, sözcükleri ve cümleleri tekrarlayabilir ve konuşma için kas koordinasyonunu geliştirebilir.
Uzman tavsiyem
Apraksili çocukların ilkokula başlamadan önce konusma problemlerinin cözulmesini hep tavsiye ettim.Destek alamayanlar ortada kaliyorlar.malesef.
Genellikle karşılaştığım bir sorun da şu : Ebeveyinler çocuğun okuma yazmayı öğrenirken konuşmadaki sorunlarını da çözebileceklerine inanarak okul öncesi tamamlanması gereken süreci atlıyorlar.Böylece okumayı öğrenen çocuk okurken yanlış ürettiği ve telaffuz ettiği sesleri olduğu gibi de yazıya aktarmaktadır. Apraksi tedavisinin gecikmesi çocuğun hem akademik hem psikososyal gelişim alanları olumsuz etkilenmekte.15 yıllık konuşma terapisi tecrübemle diyebilirim ki konuşma kendiliğinden zamanla düzelseydi zaten sizi veya akranlarını taklit ederek konuşurlar ve güçlük çekmezlerdi.