Anksiyete duyarlılığı ve panik

Anksiyete duyarlılığı ve panik

Anksiyete duyarlılığı ve Panik Anksiyete duyarlılığı zararlı fizyolojik ve sosyal sonuçları olduğuna inanılan anksiyeteye bağlı duyum ve belirtilere karşı aşırı düzeyde bir korku olarak nitelendirilmiştir. Korku beklentisi modeline göre insanlarda korku yaratan bir olaydan ya da durumdan kaçınma güdüsünün temelinde anksiyete beklentisi ve anksiyete duyarlılığı olarak adlandırılan süreçler rol oynamaktadır. Anksiyete beklentisi kişinin belirli bir durumda anksiyete ya da korku yaşayacağı beklentisidir. Teorik ve klinik önemi açısından anksiyete duyarlılığı panik atak, anksiyete ve anksiyete bozukluklarının bilişsel teorilerinin gelişmesinden sonra tanımlanmaya başlamıştır. Anksiyete duyarlılığı korkmaktan korkmak ya da anksiyeteden korkmak olarak tanımlanan bir bireysel farklılık değişkendir. Bu korku, kişinin anksiyete ya da korku yaşantılarının utanmaya, hastalığa, ölüme neden olabileceği inancından kaynaklanmaktadır Anksiyete duyarlılığı yüksek kişiler toplumda % 10 –20 civarında bir oranda görülmektedir. Anksiyete duyarlılığı yüksek olan kişiler, aniden ortaya çıkan görece daha şiddetli olan ve açıklanamayan fiziksel anksiyete belirtilerini yanlış bir şekilde, tehlikeli olarak yorumlamaya yatkın olup sıklıkla kaçınma eğilimindelerken; görece daha düşük anksiyete duyarlılığına sahip olanlar anksiyete belirtilerini hoş olmayan ancak zararsız belirtiler olarak değerlendirmektedirler. Anksiyete duyarlılığı kavramı beklenti anksiyetesi ile ilişkili gibi görünmekte ve klinik olarak kısmen örtüşmektedir. Fakat beklenti anksiyetesi farklı olarak; panik ataklarından sonra edinilmiş, yeniden ve kaçınılmaz olan bir tehlike oluşacağına dair bir anksiyetedir. Beklenti anksiyetesinin üç öğesi mevcuttur. 1. Bir panik atak geçirmeyle ilişkili olan huzursuz edici ve endişeli yoğun düşünce uğraşları 2. Yine bir panik atağı olacak, bu da tehlike yaratacak inancı ve beklentisi 3. Süregiden bir korku eğilimi ya da korkuyla oluşan bedensel duyumlardan korkma. Bazen duyarlılık o kadar yoğun olur ki, korkudan korkmaktan bile korkma olabilir. Bir örnek vermek gerekirse; kapalı yerde panik atak geçiririm korkusu yaşayan biri önce “panik atak geçirmekten korkma” ya başlar ve kapalı alanlardan kaçmaya çalışır. Sonraki aşama da artık “panik atak geçirme korkusundan” da kaçmaya başlar. Panik bozukluğu ile ilişkisi Önceleri anksiyete duyarlılığının panik ataklar sonrası geliştiği düşünülürken son zamanlarda yapılan çalışmalarda aslında ankisyete duyarlılığı olan kişilerde ilerde panik atak gelişme riskinin daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Yani anksiyete duyarlılığı panik ataklardan önce vardır, panik ataklarla artmaktadır. Yüksek anksiyete duyarlılığına sahip olan bireyler düşük olanlar ile karşılaştırıldıklarında isteğe bağlı hiperventilasyon sonrası panik belirtileri daha yoğun yaşadıkları görülmüştür. Hastalık gruplarında yapılan çalışmalarda panik bozukluğu olan hastalar; sağlıklılardan ve diğer anksiyete bozukluğu olan hastalardan daha yüksek anksiyete duyarlılığı skoruna sahip oldukları bulunmuştur. Yüksek anksiyete duyarlılığı skoruna sahip olan bireylerin panik atak esnasında çok daha fazla sayıda fiziksel belirti yaşadıkları da gözlenmiştir. Sonuç olarak anksiyete duyarlılığının anksiyete bozuklarının gelişiminde ve devamında önemli bir risk faktörü olduğu ve panik atak yaşamaya bir yatkınlık oluşturduğu söylenebilir. Panik nöbet yaşamayan kişilerde bile anksiyete duyarlılığının etkili ilaç ve psikoterapi yöntemleri ile tedavi edilmesi gerekmektedir

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Öğr. Üyesi Sabri Burhanoğlu

Yard. Doç. Dr. Sabri Burhanoğlu, tıp eğitimini 1996 yılında başladığı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde 2002 yılında tamamlamış ve ardından aynı yıl Londra King's College Hospital, Luminal Gastroenterology Unitesinde gözlemci olarak görev yapmıştır. Uzmanlık eğitimine ise 2003 yılında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Genel Cerrahi bölümünde başlamış ancak bu alandaki eğitimini kendi isteği ile yarıda bırakmış ve 2004 yılında azi Üniversitesi Tıp Fakültesinde Psikiyatri uzmanlığı eğitimine başlamıştır. Yrd. Doç. Dr. Burhanoğlu, 2009 yılında “Erkek Alkol Bağımlılarında Yürütücü İşlevler Ve Problem Çözmenin Ayıklık Süresi ve İçme Miktarı İle İlişkisi” adlı uzmanlık tezi ile Psikiyatri Uzmanı unvanını almış ve mecburi hizmet görevini Trabzon Ataköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde gerçekleştirmiştir. Yrd. Doç. Dr. ...

Etiketler
Anksiyete
Dr. Öğr. Üyesi Sabri Burhanoğlu
Dr. Öğr. Üyesi Sabri Burhanoğlu
İstanbul - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube