Ankisiyete

Ankisiyete

Ankisiyete kabaca duygusal tehlike beklentisiyle birlikte olan huzursuzluk olarak tanımlanabilir. Aslında kaygı gelişim boyunca normal sayılan, gerçek ya da hayali tehlike veya durum karşısında insanı korumaya ve uyuma yönelik bir tepkidir.

Çocukluk dönemi söz konusu olduğu zaman geçici korkular ve kaygı normal gelişimin bir parçasıdır. Ancak kaygılar belirgin sıkıntıya yol açtığında; bu endişe ve/veya korkular bireyin sosyal, akademik işlevlerinde bozukluğa yol açmaya başlar. Eğer bu durum normal kabul edilen düzeyin üzerinde ise incelenmesi gereken bir sorun olarak görülmektedir. Kaygı çocuklarda huzursuzluk, yorgunluk, uyku ve iştahta sorunlar, dikkat sorunları baş ağrısı, kas gerginliği gibi bedensel sorunlara yol açabilir.

Güncel tanı sınıflama sistemi olan DSM-5’te anksiyete bozuklukları başlığı altında; ayrılma anksiyetesi bozukluğu, selektif mutizm, panik bozukluk, özgül fobi, sosyal fobi ve yaygın anksiyete bozukluğu yer almaktadır. DSM-5’e kadar obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozuklukları başlığı altında yer alırken DSM-5’te obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozuklukları grubundan çıkarılıp, obsesif kompulsif bozukluk ve ilişkili bozukluklar olarak ayrı bir gruba dahil edilmiştir.

Anksiyete bozuklukları çocukluk çağının en sık gözlenen psikopatolojilerinden biridir. Yapılan çalışmalarda çocuk ve ergenlerde yaşam boyu herhangi bir anksiyete bozukluğu görülme sıklığı %15-20 arasında değişmektedir. Toplum çalışmalarının verilerine göre 13-18 yaş aralığında herhangi bir anksiyete bozukluğunun görülme sıklığı %31,9 olarak bulunmuştur. Çocuk ve ergenlerde anksiyete bozukluklarının görülme sıklığına bakıldığında yaşla birlikte anlamlı değişiklikler olduğu bilinmektedir. Ergenlik döneminde; hem kız hem de erkeklerde ayrılma anksiyetesi sıklığı azalırken panik bozukluk, agarofobi ve obsesif kompulsif bozukluk sıklığında artış olduğu gösterilmiştir. Ayrıca kızlarda yaşla birlikte sosyal fobi ve yaygın ankiyete bozukluğu sıklığında artış olduğu bilinmektedir. Anksiyete bozukluklarına ilişkin güncel veriler çocuk ve ergenlerdeki anksiyete bozukluklarının kronik seyrettiğini, işlevsellikte belirgin bozulmaya yol açtığını ve erişkin dönemde görülen anksiyete bozukları, depresyon, madde kullanımı ve yıkıcı davranış bozuklukları açısından belirgin risk faktörü olduğunu göstermektedir.

Bu makale 5 Kasım 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Ahmet H. ALPASLAN

Etiketler
Anksiyete
Doç. Dr. Ahmet H. ALPASLAN
Doç. Dr. Ahmet H. ALPASLAN
Bursa - Çocuk ve Ergen Psikiyatristi
Facebook Twitter Instagram Youtube