Alerjik rinit nedir? nasıl oluşur ve tedavi edilir?

Alerjik rinit nedir? nasıl oluşur ve tedavi edilir?

Alerjik Rinit toplumda sık görülen alerjik hastalıkların en önemlilerinden biridir. Hastalık küçük yaşlarda görülmekle birlikte, ileri yaşlarda da ortaya çıkabilir. Anne ve babasında Alerjik Rinit görülen bir çocukta ortaya çıkma olsaılığı oldukça fazladır.

Havada taşınabilecek kadar küçük ve hafif olan polenler, ev tozları, mantar sporları, hayvan tüyleri, ve bunların proteinleri, nefes alıp verirken göz, burun ve ağzımızdan girerek, bu bölgelerdeki mukozalar üzerinde birikir. Vücudumuza giren her yabancı maddeye karşı olduğu gibi, bu yabancı parçacıklara karşı da bağışıklık sistemimizde bir yanıt meydana gelir Bu doğal olarak vücudumuzun yabancı cisimlere karşı yapmış olduğu doğal bir savunma cevabıdır. Bazı kişiler alerjen maddelere karşı bir duyarlılık göstermezken, bazı kişiler bu maddelere karşı aşırı bir reaksiyon göstermektedirler. Vücudumuzda böyle reaksiyon meydana getiren maddelere alerjen, ortaya çıkan tabloya alerjik reaksiyon, etkilenen kişilere de alerjik hastalar adını vermekteyiz. Bu reaksiyonlardan biri de Alerjik rinit ( saman nezlesi- yaz gribi)dir.

Alerjik rinit mevsimsel yada yılboyu sınıflamasından farklı olarak günümüzde aralıklı yada sürekli olarak sınıflandırılmaktadır. Şiddet bakımından hafif yada orta/ağır olarak sınıflandırılır.

- Genelde mite (ev tozu akarlarının atıklarına),
- Polenlere ( ağaç, ot, yabani ot, hububat poleni),
- Ev içinde yaşayan hayvanlara ( kedi, köpek, kuş, v.s.),
- Bazen yıl boyu polenizasyon yapan bitki polenlerine ( parietaria adı verilen yapışkan bitki - otuna),
- Nadir olarak da hamam böceği çıkartılarına bağlı olabilir.

Vücudumuza giren alerjenlere karşı meydana gelen antikorlar, antijenlerle mücadele ederken, ortaya çıkan histamin adı verilen kimyasal madde ve diğer bazı maddeler, burun tıkanıklığı, hapşırık, burun akıntısı, göz yaşarması, burun-boğaz mukozasında tahriş ve burun akıntısına sebep olur.

Bu kişilerde devamlı bir burun çekme, burunun kaşınması nedeni ile özel yüz mimikleri gelişir. Aynı zamanda bu şahıslar çocukluklarından beri irade dışı burunlarını avuç içleri ile yukarı doğru sildiklerinden, bu davranışlarına alerjik selam,  burun üstünü daimi ovuşturmalarından dolayı, burun üstünde meydana gelen yatay çizgiye de  alerji çizgisi adı verilir. Alerjik rinitli hastalarda özel bir yüz görünümü de oluşabilir. Bu hastalarda, yakınmalara alerjik konjonktivit de eşlik ettiği için gözlerde yanma, batma, kaşınma, sulanma gibi bulgular da görülebilir. Yine bu hastalarda eğer alerjik sinüzit varsa, geniz akması, baş ağrısı, gece gelen öksürük nöbetleri olabilir. Astımın da birlikte görüldüğü hastalarda, nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma hissi, öksürük gibi bulgular olabilir.

Özellikle alerjik rinitli hastalarda antialerjik (antihistaminik) ilaç ve burun içine steroidli sprey tedavisi aldıktan sonra bulgularda belirgin gerileme olur. Bu şahıslar alerjisi olmayan şahıslara göre, daha sık soğuk algınlığı, sinüzit, boğaz ve kulak enfeksiyonu geçirebilirler. Hatta daha ağır olarak bu kişilerde astım gelişebilir.

Günümüzde, alerji, alerjik hastalıkların sıklığının artması birçok sistemi etkilemesi nedeni ile, Dahiliye,, Çocuk Hastalıkları, Göğüs Hastalıkları, Dermatoloji ve Kulak Burun Boğaz kliniklerinin önemli bir ünitesi haline gelmiştir.

Ne yazık ki,  yakın zamana kadar alerjik rinitli hastalar uzun süre üst solunum yolu enfeksiyonu olarak değerlendirilmişlerdir. Eğer bu şahısların ailelerinde alerji hikayesi varsa, allerjik rinit üzerinde önemle durulmalıdır.

Alerjik rinit düşünülen bir hastanın, burun içi mukozası ödemli, şiş ve soluktur. Kan testlerinde, total IgE düzeyi genellikle yüksektir, Ayrıca kanlarındaki ve burun sürüntülerindeki eozinofil denen alerjiyi gösteren hücre sayıları ve spesifik IgE düzeyi artmıştır.
Bu hastalarda tanıyı desteklemek ve sorumlu alerjeni saptamak için cilt testleri uygulanır. Cilt testleri içerisinde özgüllüğü ve duyarlılığı en yüksek olan test ön kol iç yüzüne ya da sırta uygulanabilen prick (delme) testidir.

Prick cilt testinin negatif bulunduğu ama alerji düşünülen vakalarda ise cilt içine bir miktar alerjen ekstresi verilerek yapılan intra dermal test pozitif sonuç verebilir.
 
Kesin tanı için, özellikle araştırma amaçlı çalışmalarda burun basıncını ölçen aletler yardımı ile burun içine alerjen verildikten 15 dakika sonra burun basıncı tekrar ölçülür.
(nazal provakasyon testi). Burun içi basınçta belirli bir oranda artış olur ise pozitif olarak kabul edilir.

Alınacak önlemler arasında;

Ev tozları, dumanlı kirli ortamlar'dan uzak durmalı, mümkünse polen filtreli klimalar kullanılmalıdır. Yatak odası sık sık temizlenmeli, çarşaflar 60'C suda yıkanarak haftada bir değiştirilmelidir.

Hayvan artıkları, kozmetik, temizlik malzemeleriyle temastan, bozulmuş yiyecekler, ve alkollü içeceklerden kaçınılmalıdır.

Çamaşır odaları, bodrum katları gibi nemli yerler'den uzak durmalıdır.

Çok sıcak, çok soğuk ortamlar, ani sıcaklık değişmeleri, de hastaları etkilemektedir, bunun önlemleri alınabilir.
 
Allerjik rinit için, hastanın mutlaka allerjenle kontağını bitirmesi veya bunu minumum düzeye indirmesi gereklidir.

Bunun dışında ilaç olarak burun içine uygulanacak veya ağızdan antihistaminikler uygulanır. Burun içine uygulanan kortizonlu spreylerden de belirgin yarar sağlanır.

Bu tür kortizon preparatlarının yan etkisi yok denecek kadar azdır. Ayrıca ilaç tedavisinden fayda görmeyen, alerjende kaçınması mümkün olmayan ve tedaviye uyum gösterebilecek hastalarda, immünoterapi (aşı tedavisi) alerjik astımdan korumada da belirgin şekilde etkin olduğu kanıtlanmıştır. Bu tedavi, hastanın verdiği klinik ve laboratuvar sonuçlarına göre 3 veya 5 yıl kadar sürer.
 
Sonuçta; Alerjik Rinit, sosyal yaşamı etkileyen, çalışanlarının iş performansını, çocukların okul başarısını etkileyen ve uyku yu etkileyerek yaşam kalitelerini önemli derece de bozan bir hastalıktır. Eşlik eden kronik rinosinüzit, konjuktivit ve astım gibi hastalıklarda ekonomik yükünü oldukça artırmaktadır. Bu nedenlerle yakın takip ve tedavi edilmesi gereken bir hastalı

Bu makale 11 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Selçuk Onart

Prof. Dr. Selçuk Onart, 12 Temmuz 1945'de İstanbul'da dünyaya gelmiştir. Lise öğrenimini Kabataş Erkek Lisesi'nde tamamlamasının ardından 1972 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olmuştur. Uzmanlık eğitimini ise 1975 ile 1978 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Bursa Tıp Fakültesi KBB anabilim dalında tamamlamıştır.1982 yılında üniversite Doçenti, 1988 yılında Profesör unvanlarını almıştır. Prof. Dr. Onart'ın mesleki ilgi alanları arasında Burun ve Paranazal Sinüs Hastalıkları bulunmaktadır. Pek çok ulusal ve uluslararası kuruluşun üyesi olan Prof. Dr. Onart'ın çok sayıda ulusal ve uluslararası bilimsel yayını bulunmaktadır. Prof. Dr. Onart, Bursa Lions Kulubü üyesidir; İngilizce bilmektedir; evlidir; hobileri arasında su sporları, klasik müzik ve güzel sanatlar yer almaktadır.                    ...

Etiketler
Göz yaşarması
Prof. Dr. Selçuk Onart
Prof. Dr. Selçuk Onart
Bursa - Kulak Burun Boğaz hastalıkları - KBB
Facebook Twitter Instagram Youtube