Akciğer hastalıkları genetik ve çevresel etkenlere bağlı gelişebiliyor

Akciğer hastalıkları genetik ve çevresel etkenlere bağlı gelişebiliyor

Solunum sisteminin temel organı olan akciğerler, kan dolaşımı ile atmosfer arasındaki gaz değişiminin gerçekleşmesinden sorumludur. Alveol olarak adlandırılan akciğerlerdeki küçük hava keseciklerine gelen solunum havasındaki oksijen, çevrede bulunan kan damarları vasıtasıyla emilir. Oksijenden zengin kan, bu damarlar vasıtası ile kalbe ulaşır ve kalp bu temiz kanı vücudun tamamına ulaşması için pompalar. 

Hava yolları, akciğer dokusu ya da bu bölgenin kan dolaşımı ile ilgili problemleri sonucunda çeşitli akciğer hastalıkları meydana gelebilir. Bu rahatsızlıklardan kronik (uzun süreli) seyirli olanları, Türkiye ve tüm dünyada en sık görülen ölüm nedenleri arasında yer almaları nedeniyle önem taşır.

Akciğer Hastalıklarının Çeşitleri Nelerdir, Tedavileri Nasıldır?

‘’ Kronik seyirli akciğer hastalıkları denilince akla ilk olarak astım hastalığı gelir. Astım hastalığı, belirtilerinin orta şiddetteki bir nefes darlığından hayatı tehdit edici hava yolu kapanmasına kadar geniş bir yelpazede olması nedeniyle önem taşır. Astım hastalığında bir tetikleyici faktör varlığında solunum işlevleri ve akciğer hacminde problem meydana gelir ve haliyle bu durum, kişinin nefes alışverişinin oldukça zorlu şekilde gerçekleşmesine neden olur. Genellikle çocukluk çağında başlayan bir rahatsızlık olan astımın günümüz şartlarında tedavisini sağlayacak bir ilaç bulunmasa da çeşitli ilaçlar ile bu hastalık esnasında ortaya çıkan öksürük, göğüste sıkışma, nefes darlığı gibi belirtiler kontrol altında tutulabilir. Kronik seyirli bir diğer akciğer hastalığı olan “kronik obstrüktif akciğer hastalığı” (KOAH), genellikle 40 yaşın üzerinde olan ve sigara içen kişilerde ortaya çıkar. KOAH hastalığında akciğer dokusunda bir enflamasyon (iltihaplanma) meydana gelir. İltihaplanmayı takiben akciğer salgılarında artış oluşur. İltihaplanma ve salgı artışı, akciğerlerde gaz değişiminden sorumlu yapılar olan alveollerde oksijen ve karbondioksit değişiminin tam olarak gerçekleşmesine engel olur.’’ 

KOAH, Ritim Bozuklukları ya da Kalp Yetmezliğine Neden Olabilir

KOAH’ın dünyadaki ölüm nedenleri arasında 3. sırada olduğunu ‘’ bu hastalığın seyrinde akciğerlerde ortaya çıkan iltihaplanma ve doku hasarının ilerlemesinin çeşitli ilaçların kullanımı ile yavaşlatılabileceğini sözlerine ekledi. Akciğer ve kalp arasında kanın taşınmasından sorumlu damarların basıncında artış meydana gelmesi halinde, pulmoner hipertansiyon olarak ifade edilen akciğer hastalığı ortaya çıkabilir. Bu hastalıkta zaman içerisinde yüksek basınca maruz kalan akciğer damarlarında kalınlaşma ve daralma oluşabilir. Bu esnada kişinin kalbi akciğerlere yeterli miktarda kanın ulaştırılmasını sağlamak amacıyla daha güçlü kasılmak zorunda kalır. Müdahale edilmediği takdirde pıhtı oluşumu, ritim bozuklukları ya da kalp yetmezliği gibi durumlara neden olabilen bu hastalıkta, kan inceltici, idrar söktürücü ya da damar genişletici özellik gösteren bazı ilaçların kullanımı ile akciğer damarlarındaki basıncın normal seviyelerde tutulması sağlanabilir.’’ 

Hastalık Ani ve Kısa Sürede Gelişebiliyor

 ‘’ Kronik seyirli ve ilerleyici hastalıklar dışında bazı akciğer hastalıkları ani olarak kısa sürede oluşabilir. Akut (ani) başlangıçlı akciğer hastalıklarının başında ARDS olarak isimlendirilen rahatsızlık gelir. “Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu” olarak bilinen bu hastalıkta, akciğer keseciklerinde biriken sıvı nedeniyle gaz değişiminin gerçekleşmesi olumsuz yönde etkilenir ve kan dolaşımına yeterince oksijen sağlanamaz. Ciddi şekilde nefes darlığının oluştuğu, kan basıncının düştüğü ve aşırı derecede bitkinlik ve sersemlik ile kendisini gösteren tehlikeli seyirli bu akciğer hastalığının tedavisinde, vücudun oksijen ihtiyacının karşılanması için kişiye durumun ciddiyetine göre maske ya da mekanik ventilatör (solunum cihazı) aracılığı ile oksijen verilir. Genetik ya da çevresel etkenlere bağlı olarak akciğer hastalıklarının oluşabilir. Özellikle nefes egzersizi yapmanın ve pasif ya da aktif olarak sigara dumanına maruz kalmanın sonlandırılmasının akciğer sağlığını korumak adına yapılabilecek uygulamaların başında gelir. ‘’

Bu makale 3 Aralık 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Taner Has

Uzm.Dr Taner Has, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1996 yılında başarıyla tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, yine İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde tamamlayarak 2001 yılında Dahiliye - İç Hastalıkları Uzmanı olmuştur.

Mesleki çalışmalarına Özel Medicana Avcılar Hastanesi'nde devam etmektedir.

Uzm. Dr. Taner Has
Uzm. Dr. Taner Has
İstanbul - Dahiliye - İç Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube