Yaz aylarının gelmesi ve okulların kapanması ile birlikte yaşam şeklimizde olduğu gibi beslenme alışkanlıklarımızda tatile uyarlandı. Dış mekanlarda geçirilen süre arttıkça dişlere yapışan şekerli gıdalar ile beslenme oranında da artış olmaktadır. Patates kızartması, cips, bisküvi, dondurma külahı, çikolata,… gibi yiyecekler dişlerimizin çiğnediğimiz yüzeylerine yapışır. Etkin bir diş temizliği yapılmadığı sürece bu gıdalar ağız ortamındaki bakteriler tarafından fermente edilir ve ortaya çıkan asit diş çürüğüne sebep olur.
Sıcak havanın bunaltıcı etkisi ile asitli içeceklerin tüketimi de artmaktadır. Asitli içecekler dişin mine dokusunda aşınmalara sebep olacağından bu içeceklerin tüketimi minimumda tutulmalıdır. Eğer asitli içecekler tüketiliyor ise mine erozyonunu en aza indirmek için bu içecekler tüketildikten sonra dişler su ile çalkalanmalı ve 20dk. sonra da fırçalanmalıdır. 20 dakikalık bekleme süresi asit atağı sebebi ile yumuşama gösterip yıkıma uğrayan mine dokusunun mineralizasyonunu dengelemesi için önemli bir süredir. Ayrıca bu içeceklerin tüketimi sırasında pipet kullanımı da asitin diş yüzeyine temasını azaltacaktır.
Tatilde değişen uyku düzeni ve beslenme saatlerindeki farklılar ne yazık ki ilk olarak ağız hijyeni alışkanlıklarımızı değiştiriyor. Oysa ki dişler sabah, öğle ve akşam düzenli olarak fırçalanmalıdır. Diş ipi kullanımı, ağız çalkalama sularının kullanımı ihmal edilmemelidir. Sakız çiğneyerek geçiştirilmeye çalışılan oral bakım ağız hijyenini sağlamak için yeterli değildir. Sakız sadece geçici bir süre ve kısıtlı bir temizliğe yardımcıdır. Çiğnediğimiz sakızlar şekersiz olmalıdır ve sonrasında dişler mutlaka fırçalanmalıdır.