Varis nedir?

Varis nedir?
Çeşitli nedenlerle yüzeysel toplardamarların uzayıp büklümlü ve genişlemiş hale gelmesi varis olarak tanımlanır. Antik dönemden bu yana bilinmekte olan bir hastalıktır. Varisler bazen sadece kozmetik olarak rahatsızlık verirler. Bazen de ayakta kalmakla ağrı, kramp, dolgunluk hissi ve şişlik şikayetlere neden olurlar.
Varisin oluşma sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte asıl başlangıcın damar duvarındaki bozukluk mu, yoksa kapakçıklardaki hasar mı olduğu net değildir. Ancak bu hastalığın sebepleri;
Kalıtsal
Varise ailesel bir yatkınlık söz konusudur. Bir çalışmada anne veya babasında varis bulunan bireylerde varis gelişme olasılığının %60-70 olduğu bildirilmiştir).
-Damar duvar yapısının bozulması
-Cinsiyet
-Hamilelik
Bunun nedeni erken dönemde değişen hormonal dengedir. Bilindiği gibi hamilelik sürecinde anne de bazı hormonların düzeyi çok artar. İşte bu hormonlar damar duvarındaki düz kasları da etkiler ve damarlar genişler. Hormonlardaki değişiklik ve rahmin büyümesine bağlı bacak damarlarının karın iç kısmına oluşturduğu basınç ve hareketsizlikte rol oynar.).
-Yaşlılık Kaslarda gelişen zayıflık, hareketsizlik ve damar yapısında bozulma.
-Diğer sebepler, derin toplardamarların tıkanması, atar damarlarla toplardamarların birbiriyle bağlantılı olması.
Ülkemizde sağlıklı istatistikler bulunmadığından tam sıklığını bilmiyoruz. Yalnız batı toplumlarındaki yüzdelere baktığımızda Türkiye'de 5 milyon bireyde değişik derecelerde varis olduğunu öngörülebilir.
Kadınlarda daha sık görülmektedir. Kadınlarda bu oran %25-30 civarı iken erkeklerde %7-40 arasıdır. Antalyada ortalama 20 bin kişide büyük çaplı varisler, en az 40-50 bin kişide ise kılcal varisler olduğunu tahmin ediyoruz.
Büyük çaplı varisler eğer tedavi edilmezse damar iltihabı, damar içi pıhtı oluşumu, buradan da akciğere gidebilir. %1 oranında akciğer embolisi veya infarktüsü gibi ölümcül komplikasyonlara (istenmeyen sonuçlara) neden olabilir.
Varisiniz var ise hangi tedavi yönteminin uygulanacağı bir kalp-damar cerrahisi uzmanı tarafından belirlenmelidir. 
 
Anatomik olarak 3 tip varis vardır:  
1.İri ve yeşilimsi varisler 
2.Cilt altında ağ biçiminde yapılar oluşturan varisler 
3.Kırmızı iplik şeklindeki varisler 
Hastalığın dereceleri nedir? 
Toplardamar hastalıklarının şiddeti günümüzde 0-6 arasında belirtilmektedir:
Derece O: Görülebilen toplardamar hastalığı yok 
Derece 1: 1-3 mm çapında ince varisler 
Derece 2: Çapı 4 mm üzerinde olan gerçek varisler 
Derece 3: Bacakta şişlik 
Derece 4: Ciltte kahverengi-siyah değişiklikler 
Derece 5: Cilt değişiklikleri ve ayak bileği çevresinde iyileşmiş yara 
Derece 6: Açık yara olması (hemen daima ayak bileği içi tarafında)
 
Yakınmalar
Çapı 1 mm civarında olan genişlemelere kılcal varis denmektedir. Kılcal varisler genelde görüntü bozukluğu dışında bir yakınmaya yol açmazlar. Özellikle çapı 3-4 mm üzerinde olan varislerde ise görüntü bozukluğuna ek olarak belirgin yakınmalar başlar. Uzun süre ayakta kalma sonrası bacakta ağrı, şişme, hassasiyet ve ağırlık hissi oluşabilir. Bu yakınmalar günün sonuna doğru çok belirgin hale gelir ve hastalar ayakkabılarının dar geldiğini tanımlar. Bayan hastalarda adet dönemlerinde yakınmalar belirgin olarak artar.
Geç dönem varis hastalarında özellikle ayak bileği iç tarafında şişme ve ciltte renk değişikliği(koyulaşma,siyahlaşma) başlar. Bu alan kaşıntılıdır ve yara açılabilir. Bu yaralar tipik olarak geniş, ancak derin olmayan yaralardır. Tedavi çok güçtür. Açılan bu yaraların kapanması için uzun süren pansumanlar gereklidir.
Tedavi edilmeyen varislerde gelişebilecek bir diğer istenmeyen sonuç ise enfeksiyondur. Enfeksiyon gelişirse bu alanda kızarıklık, bölgesel ısı artışı, hassasiyet ve şişlik oluşur. Böyle bir durumda biran önce bir kalp damar cerrahisi uzmanına başvurulması gerekir. 
Tanıda kullanılan radyolojik yöntemler
Günümüzde en sık kullanılan yöntem Doppler ultrasondur. Bu yöntem ile gözle görülemeyen derin toplardamarlar ve yedek damarlar incelenebilmekte, kapak yetersizliği değerlendirilebilmektedir. Varis tedavisi öncesi Doppler ultrason gittikçe daha sık kullanılmaktadır. Bu yöntem ağrısız olup iğne kullanılmamaktadır. Pahalı bir inceleme değildir. 
Tedavi
Yakınması az olan hastalara varis çorabı önerilir. Varislerin yerleşimine göre dizaltı, dizüstü veya külotlu varis çorapları önerilmektedir. Ancak hastalar en kolay dizaltı varis çoraplarını kullanabilmektedir. Hafif, orta, yüksek ve çok yüksek basınç uygulayan varis çorapları mevcuttur. Korunma amacıyla hafif basınçlı çoraplar yeterlidir. Ancak varisleri ve şişliği olan hastalar daha yüksek basınç basınçlı çorapları giymelidir. 
Varis çorabı pek çok kişi tarafından yanlış kullanılmaktadır. Varis çorabı hastanın toplardamarlarının boşaltılarak giyilmelidir. Öncelikle hasta yatağa yatmalı ve bacağını 5-10 dakika yukarı kaldırmalıdır. Ardından varis çorabını giymelidir. Gün içinde ayakta kaldığı süre içinde varis çorabı ile dolaşmalıdır. Gece yatarken çorabın giyilmesi gerekli değildir. 
Tedavi gerekliliği ve tipi hastaya göre değişir. Genç bir bayanda görüntü bozukluğuna yol açan küçük bir varis tedavi edilebileceği gibi, yaşlı hastalarda daha yaygın varisler basınçlı çorap ile yaşam boyu izlenebilir. Genelde bireyi rahatsız edici görüntü bozukluğu, ağrı ve şişliğe yol açan varisler tedavi edilmelidir. İleri derece varisler özellikle ciltte renk değişikliği ve yara varsa mutlaka tedavi edilmelidir.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Varis tedavisinde 2 sorun birlikte giderilmelidir. Dışarıdan görülebilen varisler tedavi edilmeli, ancak belki bundan daha önemlisi altta yatan ve toplardamar içindeki basıncın artmasına yol açan sorunun giderilmesidir. Böylece hastanın görüntü sorunu giderildiği gibi ağrı ve bacakta şişme yakınlaraı düzelecektir. Belki de en önemlisi hastaların en sık sorduğu soru olan varislerin tekrarlama olasılığı en aza indirilecektir. 
Cerrahi tedavi 
Burada amaç dıştan görülen varislerin çıkartılmasının yanısıra toplardamarların içinde yüksek basınca yol açan, ve hemen daima kasık bölgesindeki kapakçıkların yol açtığı yetersizliğin giderilmesidir. Bu yetersizlik giderilmezse hastaların yakınmaları süregelecek ve varisler kısa zamanda tekrarlayacaktır. Hastaların ameliyat öncesinde Doppler ultrason ile incelenmesi bu nedenle çok önemlidir. Eskiden ayak bileğinden kasığa kadar tüm toplardamar bir tel yardımı ile soyulmakta idi. Bu girişim artık son derece nadir kullanılmaktadır. Bu damar ileride yapılabilecek olası bir bypass operasyonu için gereklidir ve olabildiğince korunmalıdır. İdeal tedavi lazer veya ses dalgası enerjisi kullanarak kasık-diz arasındaki sorunu gidermek ve kalan yan dal varislerini bölgesel olarak çıkartmaktadır. 
Hastada kapak yetersizliği yoksa tek gerekli olan genişlemiş varis yumaklarını üzerlerine yapılan küçük cilt kesileri ile çıkartmakdır. Bunlar cildin doğal çizgilerine paralel olarak yapılan 1,5-2 mm uzunlukta deliklerdir ve çoğu zaman dikiş gerektirmeden iyileşmektedi. Bu nedenle ameliyat sonrasıiz kalmamaktadır. Girişim genellikle lokal anestezi altında nadiren hastanın isteği üzerine belden uyuşturarak yapılabilmektedir. Hasta genelde işlemden 1 saat sonra evine gidebilmekte ve 1-2 hafta varis çorabı önerilmektedir
Lazer Tedavisi
Lazer teknolojisi varis tedavisinde son 5 yıldır gittikçe artan yaygınlıkta kullanılmaktadır. 
Günümüzde tüm dünyada en popüler tedavi büyük varislerin içten lazer ile kapatılmasıdır. İşlem sırasında öncelikle bir iğne ile damarın içine girilmektedir. Daha sonra bir katater içinden ince bir lazer fiberi varisli damarın uç seviyesine kadar gönderilir. Son olarak lazer kaynağı çalıştırılarak kontrollü olarak damarın içten tıkanması sağlanmaktadır.
Lazerle kılcal (damar) varis tedavisi
Son yıllarda lazer tedavileri çok büyük aşama kaydetmiştir. Günümüzde lazerler pek çok alanda güvenle kullanılmaktadır. Özellikle bacak varislerinin mavi ve kırmızı renkte olanlarında, yüzde ve vücudun herhangi bir yerindeki damar genişlemelerinin lazerle tedavisini olanaklı kılmıştır. Lazerle tedaviler gittikçe popüler olmaktadır. Çünkü yan etkileri çok azdır ve tedaviden hemen sonra günlük aktivitelerinize hemen dönmeniz mümkündür.
Kimler lazerle tedaviden faydalanabilir?
Kadın, erkek ve hatta çocuklarda lazerle tedavi mümkündür. Açık ve buğday tenli kişilere lazer tedavisi yapılabilir. Tıbbi olarak uygun olup olmadığı uzman doktorlarca değerlendirildiği için en sağlıklı şekilde yapılır. Kanama bozukluğu, epilepsi hastaları, kalp pili taşıyan hastalar ve gebelere uygulama yapılmaz.
Lazerle tedavi ne sıklıkla yapılmaktadır?
Genellikle bir veya iki seans yeterlidir. Yoğun damar ağı olan kişilerde 5-6 seans ve sıklıkla köpük tedavisi ile kombine edilmesi ğerekir. 2 seans arası ortalama 3-4haftadır. Bununla beraber tedavi sayısı damarların sayısı, rengi ve büyüklüğüne göre değişebilir.
Lazerle tedavi ne kadar zaman alır?
Tedavi uygulama süresi 15 dk ile 45 dk arasında değişir.
Yan etkiler nelerdir ve tedavi sonrasında normal hayata geri dönülebilir mi?
Bu tedavinin en güzel tarafı günlük aktivitelerinize hemen dönebilmenizdir. Ağrı şikayeti çok azdır. Yapılan alanlarda hafif kabarma ve kızarıklık görülebilir. Ancak bu şikayetler birkaç günde geriler. Uygulama sonrası 7-10 gün güneşlenmemek gereklidir. İşlem genelde güneşin çok yoğun olduğu aylarında yapılmaz ancak çok uygulamak gerekirse güneş koruyucu kremle bölge korunmalıdır.
Lazerle hangi tip damarlar tedavi edilebilir?
Lazer tedavisi bacak damarlarında özellikle ince kılcal damar tipindeki mavi ve kırmızı renkli damarlarda başarıyla uygulanır Kılcal varislerin tedavisinde besleyici dalların tesbit edilebilmesi önemlidir. Renkli Doppler ultrasonda böyle bir dal bulunamazsa kılcal varisler için şu tedavi yöntemini uyguluyoruz
Ciltten Soğutmalı Uzun Dalgalı Lazer
980 nm.uzun pulse süreli soğutmalı laser sistemi; vücudun her bölgesinde istenmeyen telenjektazileri, küçük-yüzeyel damarlardan köpük tedavisi ile kombine edildiği zaman derin-mavi renkli kadar tüm vasküler lezyonların güvenli, kolay ve etkili tedavisini sağlar. İçerdiği Pulse'lı soğutma sistemi epidermisi uygulama sırasında deri yüzeyine etki eden sıcaklıktan korur.
Soğutma Sistemi; Güvenli ve kesin soğutma sağlayan sistemidir. Atış öncesinde,sırasında ve sonrasında soğutma yapabilen ayarlanabilir soğutucu ile maksimum hasta konforu sağlanır.Deri yüzey ısısının düşürülmesi ile en aza indirilir ve her türlü deri tipinde epidermisin korunması sağlanır.
Lazerle yapılan varis tedavisinde en etkili cihaz olan sistemi kullanmaktayız. Bu tedaviyi her yaştan hastaya uygulayabilmekteyiz. Lazerle yapılan varis tedavisinde 2 mm den küçük damarları yok edebilmekteyiz. Özellikle halk arasında kılcal damar genişlemeleri olarak bilinen spider ven ve telenjiektazilerde soğutmalı lazeri ile mükemmel başarı elde edilmektedir.
Radyofrekans Tedavisi
Ven çapı 1mm'den ince damarlara yapılır. Damar cilt üzerinden uygulanan radyofrekans iğnesi yardımıyla ısıtılarak yok edilir. Etkisi uygulama anında görülür. Dokunulduğu anda damar kaybolur, birkaç tedavi seansı gerekli olabilir. Kabul edilebilir düzeyde acı olur(uyuşturucu gerekmez). Uygulama kolaydır ve herhangi bir kalıcı yan etki oluşturmaz.
Köpük Tedavisi
2-5mm üzerindeki kılcal damarlara uygulanır. Bu yöntemde sklerozan madde hava ile karıştırılarak köpük haline getirilir. Bu sayede damarın her noktasına etkiler ve damarın kapanmasını sağlar. İşlem sonrası bandajla sarılarak baskı altına alınır. Köpük içindeki gazın emilmesinden haftalar sonra işlem yapılan damar yok olur. Hastaların %90' dan fazlası bu işlemden fayda görür. Tedavi seansları bir veya birkaç seanstan oluşur. Tedavi araları 6–8 haftadır.
Hastalar tedaviden birkaç hafta sonra enjeksiyonun yapıldığı ven hattı boyunca endurasyon ve kızarıklık ile karşılaşabilirler. Böyle bir durumda doktorunuzu haberdar etmelisiniz.
Basınç Tedavisi
Lenf veya derin toplardamar hastalıklarında hastaların bacak veya kollarında şişlik, ayakta kalınca kramp şeklinde ağrı, yorgunluk ve gerginlik hissi olur. Basınç tedavisi hastaların bu problemlerini azaltmaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavi yöntemidir. Tedavi, bulguların derecesine göre günde 30 dakika ila iki saate ulaşan seanslar halinde, toplam iki hafta süre ile yapılmaktadır.
VARİSTEN KORUNMAK İÇİN NELER YAPABİLİRSİNİZ?
Varis gelişiminde muhtemel en önemli faktör genetik eğilimdir. Bunun üzerine hareket gerektirmeyen işlerde çalışma, sıcak ortamlar, uzun süreli güneşlenmeler, uzun süreli ayakta durmak varis oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle insanlar genetik yapılarını ve çalışma ortamlarırını değiştiremeyecekleri için varis oluşmasından kesin korunma mümkün değildir. Sigara ve içki kullanılmasının varis gelişmesi ile doğrudan bağlantısı yoktur. Ayrıca varis gelişimini engelleyecek bir ilaç bulunmamaktadır. Değişik kaynaklarda belirtilen varis önleyici kremlerin bilimsel olarak yararı gösterilememiştir. Bu nedenle alınabilecek önlemleri
1. Ayak ve bacak kaslarını çalıştıran sporlar (yüzme gibi) yapmak, 
2. Düzenli yürüyüşler (bacaklardaki kan pompasını çalıştırmak) 
3. Ayaklarımızı kalbimizden daha üst seviyede dinlendirmek 
4. Aşırı sıcaktan sakınmak 
5. Fazla kilo almamak ve fazla kilolardan kurtulmak 
6. Varis çorapları kullanmak 
7. Topuklu ayakkabıları olabildiğince az kullanmaları olararak sıralıyabiliriz.

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Cengiz Türkay

Etiketler
Toplardamar yetmezliği
Prof. Dr. Cengiz Türkay
Prof. Dr. Cengiz Türkay
İstanbul - Kalp Damar Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube