Menopoz ve cinsellik

Menopoz ve cinsellik

 

Cinsellik insan hayatının en önemli değerlerinden biridir. Menopoz döneminde cinsellik ile ilgili olumlu ve olumsuz değişiklikler kadının hayatını iyi ya da kötü biçimde etkileyecektir.

 

Olumsuz etkiler:

Menopoz öncesi ve sonrası dönemin en belirgin değişimi östrojen dediğimiz "kadınlık" hormonundaki azalmadır. Bu azalmaya bağlı olarak gerek yapısal gerekse ruhsal değişiklikler olacaktır. Östrojen hormonunun azalması sonucu genital organlardaki kuruluk ve bu kuruluğa bağlı ilişki sırasında acı ve yanma ve bunun sürekli bir hale gelişi bu dönemdeki cinsel isteksizliğin başlıca kaynağıdır. Yine östrojen eksikliğinin derideki dokunma hissini azaltması, uyarılara vücudun verdiği cevapları olumsuz etkileyecektir.

 

Üzerinde fazla durulmayan konulardan biri de östrojen yokluğunda ter ve yağ salgılayan bezlerden salgılanan "feromon" denen ve cinsel çekicilikte rolü olan "kadın kokusu" nun azalmasıdır.

 

Bu yaşlarda görülen başta şeker hastalığı olmak üzere çeşitli hastalıklar, sürekli kullanılması gereken ilaçlar (hipertansiyon vs.) kadının cinsel yaşamını olumsuz etkileyecektir.

 

Eşin yaşlılığı ve bazı hastalıkları gerek cinsel istekte gerekse ilişkideki başarıyı azaltacaktır. Bu da kadının hayatındaki ters etkilerden biri olacaktır.

 

Menopozdan önce cinsel soğukluğu olan ve çeşitli nedenlerle eşiyle ilişkiye girmek istemeyen kadınlardan bir bölümü menopozu bir bahane olarak kullanabilirler.

 

Olumlu Etkiler:

Menopozdan önceki ve sonraki dönemin kadın cinselliği üzerine olumlu etkileri de olacaktır.

 

Beyinden salgılanan LH hormonunun yumurtalığı uyarması sonucu testosteron adı verilen, kadında ve erkekte libido yani cinsel isteği arttıran hormonda hafif bir artış görülür. Bu nedenle bazı kadınlarda arzu ve istek önemli ölçüde artar.

 

Ellili yaşlarda aile cocuklarını yetiştirmiştir. Çocuklar birer birer evlenerek evi anne ve babalarına bırakırlar, bu da onlar için ikinci bir balayı yerine geçmektedir. Baş başa kalan çiftler emeklilik yaşlarını anılarıyla birlikte hayatlarının en güzel dönemi olarak yaşayabilirler. Her ikisi de artık bazı tabuları yıkmış olarak değişik bir cinsel yaşama ilk adımlarını keyifle atarlar.

 

Gebe kalma olasılığının azalma ve yok olması da menopoz döneminde cinselliğin korkusuzca yaşanmasını sağlayan etkenlerden biridir.

 

Genel olarak menopoz öncesi dönemde cinsel yaşamı hareketli olan kadınların menopoz sonrası dönemlerinin de aktif olduğu bilinmektedir.

 

Cinsellik sadece cinsel birleşme olarak algılanmamalıdır. Bu çok basite indirgenmiş bir yanılmadır. Bu dönemde kadın sevgi, okşanma ve yakınlaşmaya ihtiyacı olan bir bireydir. Eşlerin buna çok dikkat etmesi gerekir.

 

Çözümler:

Evli çiftler, tüm yaşamları boyunca cinselliği konuşulması yasak, tabu bir konu olarak algılamamalıdır. Sorunlar basit, anlaşılır bir şekilde, eşle kırmadan, üzmeden konuşulmalıdır.

 

Çözüm arayışlarında doktora başvurulmasından çekinilmemelidir. Beraber ve daha sonra eşlerle ayrı ayrı konuşan doktor, muayene sonucu sebebe yönelik çözümler üretecektir.

 

Cinsel organlardaki kuruluğa ve buna bağlı cinsel ilişki sırasında duyulan sancı ve yanmalar, isteksizlik basit bir hormon tedavisiyle giderilebilir. Doktor kişinin biyolojik yapısının dışında psikolojik ve sosyokültürel yapısını da göz önüne alarak uygun bir tedavi uygulayacaktır.

 

Kuşkusuz her kadın hormon tedavisine uygun değildir. Böyle durumlarda alternatif veya tamamlayıcı tedaviler önerilebilir.

 

Hidroterapi ; Soğuk ve sıcak su vücudun belirli bölgelerinde kan akımını arttırarak faydalı olabilir.Suya katılan çeşitli tuz, mineral ve bitkiler eklenmiş banyoların ferahlatıcı etkisi yüzyıllardır bilinmektedir.

 

Masaj ; Menopozdaki stres faktörünü azalttığı gibi, deri ve dokulardaki dolaşımı arttırarak olumlu etki yapar. Masaja katılan bitkisel özler , kokular, deriyi yumuşatan kremler ayrıca bu etkiyi attırır.

 

Refleksoloji; El ve ayağa yapılan özel bir dokunma ve bası terapisidir.

 

Aromaterapi; Değişik kokuların gerek nefes yoluyla gerekse masaj yoluyla alınması vücudu olumlu etkiler.

 

Yoga, akupunktur, nefes alma teknikleri, bitkisel tedaviler de cinsel hayata katkıda bulunabilirler. Burada önemli olan kişinin, doğaya uygun bir şekilde, herhangi bir zarar görmeden, çevresindeki ve doğadaki olanakları kendi mutluluğu için kullanabilmesidir.

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Tarık Altınok

Etiketler
Cinsellik
Prof. Dr. Tarık Altınok
Prof. Dr. Tarık Altınok
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube