Leke lazeri

Leke lazeri

Cilt Lekelerinin Çeşitleri:

•Güneş lekesi

•Hamilelik lekesi

•Yaşlılık lekesi

•Doğuştan lekeler

•Sivilce izleri

•Alerji lekeleri

•Cilt yaralarından sonra gelişen lekeler

•Çil (Efelid, Lentigo)

•Deri benleri (Nevus, Seboreik keratoz, Becker’s nevus…)

Cilt lekelerinin tedavileri lekenin cinsine göre değişmektedir. Leke tedavisinde mutlaka bir cilt doktorunun değerlendirmesi gereklidir.

Leke tedavilerinde başlıca:

•Lazer yöntemi

•Işık tedavileri

•Kryoterapi (sıvı azot ile dondurma tedavisi, buz tedavisi)

•Kimyasal peeling

•Leke açan kremler kullanılmaktadır.

Leke tedavisinde en önemlisi doğru teşhistir. Doğru teşhis sonrası cilt doktoru tarafından gerekli ve uygun tedaviler yapılır.

Yaşlılık Beni ( Seboreik Keratoz)

Seboreik keratoz yani yaşlılık benleri, selim yapıda derinin üst tabakasına ait oluşumlardır. Yaşlılık beni oluşmasında genetik eğilim söz konusudur. Orta yaş ve yaşlılarda en çok görülen deri değişikliklerinden biridir. Seboreik keratoz ismi,  oluşumun yağlı görünümünden ve deride yağ kanallarının en sık görüldüğü bölgelerde ortaya çıkmasından dolayı verilmiştir. Yaşlılık benleri deri benlerine benzer. Başlangıçta küçük, çok sayıda ten veya sarı renkli oluşumlardır.  Zamanla kahverengi veya siyah renge dönüşür, yüzeyi karnabahar görünümlüdür. Özellikle yüz, omuz, göğüs ve sırtta ortaya çıkar. Göğüs altı gibi özellikle derinin sürtünen alanlarında yoğunlaşırlar. Tanısı, klinik ve dermatoskopla konmalıdır. Çünkü bir dermatoloji uzmanı bile bazen gerçek deri benleri ile seboreik keratozu karıştırabilir. Deri benleri bazen kanser riski taşır. Ancak yaşlılık lekesi çoğu kez riskli değildir. Selim olmaları nedeniyle tedavisi daha çok kozmetik amaçlıdır. Lazer yöntemi, kryoterapi (buz tedavisi), radyofrekans  tedavisi, cerrahi müdahale ve basit küretaj başlıca tedavi yöntemleridir.

Güneş Lekesi Melazma

Güneş lekeleri  (melazma) türü lekeler doğuştan olmayan genellikle yüzde görülen kahverenkli oluşumlardır.  Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. Yüz bölgesinde sıklıkla iki taraflı ve simetriktir. Güneş lekesi histolojik olarak yüzeysel, derin ve karışık tip olarak ayrılır. Yüzeysel güneş lekeleri tedaviye daha iyi yanıt verir. Güneşlenme, hamilelik, hormon tedavileri ve doğum kontrol hapları güneş lekesini tetikler. Güneş lekesi oldukça yaygın bir problemdir. Genç kadınlarda görülme oranı yüksektir. Koyu tenli kişilerde daha sık ortaya çıkar. Nedeni bilinmemektedir. Yüzdeki güneş lekeleri genellikle üst dudak yanaklar ve alın gibi güneşe açık  bölgelerde gözlenir. Nadiren çene ve ön kollarda oluşabilir. Deriden koyu renkli düzensiz sınırlı deriden kabarık olmayan lekeler şeklinde kendini gösterir. Derin tip güneş lekesi mavi-gri, karışık tip güneş lekesi kahve-gri refle verebilir. Güneş lekesi genellikle yaz aylarında ve solaryum sonrasında koyulaşma eğilimi gösterir. Wood ışığı, (ultraviyole lamba) güneş lekesinin derinliğini tespit edebilir. Wood lambası ile leke belirginleşiyor ise yüzeysel, değişiklik olmuyorsa derindir. Melazmalı  hastaların sürekli geniş spektrumlu güneşten koruyucu kullanmaları ve solaryum benzeri yapay ışık kaynaklarından uzak durmaları gerekir. Hormon ilaçları ve doğum kontrol hapları çok gerekmedikçe kullanılmamalıdır.

Doğum Lekesi (Port Wine Stain) Şarap Lekesi

Doğum lekesi yani port wine stain (şarap lekesi) yenidoğanların  % 0.3’ de görülen damarsal bir anomalidir.  En çok boyun veya yüz bölgesinde pembeden mora kadar değişebilen bir renkte cilt lekesi olarak başlar. Ancak vücutta da ortaya çıkabilir. Bu lekeler genelde doğumda mevcuttur. Çocuk büyüdükçe leke de büyür. %40 yenidoğanda benzer görünümde yüzde veya ensede leke olabilir. Salmon patch,” “angel kiss,” veya “nevus flammeus neonatorum’’  olarak adlandırılır. Ancak bu lekeler zamanla gerilerken, şarap lekesi genellikle gerilemez. Zamanla rengi koyulaşır ve kalınlığı artar. 40 yaş sonrası %65 vakada bu lezyonlar iyice kalınlaşarak yumru haline gelebilir. Kendiliğinden veya travma ile kanama riski ortaya çıkar. Ayrıca ağız, göz ve burundaki lezyonlar görme, nefes alma veya yeme işlevlerine engel olabilir. Bazı şarap lekesi vakalarında yumuşak doku ve iskelet dokusunda da büyüme olabilir. Cerrahi düzeltmeler gerekebilir. Doğum lekesi (şarap lekesi) genellikle sadece deriye ait bir hastalıktır. Ama bazen Sturge–Weber sendromu ve Klippel–Trenaunay sendromu gibi bazı hastalıklarla birliktelik gösterebilir. Damar, yumuşak doku, göz ve beyine ait problemler olabilir. Trigeminal sinirin oftalmik dalının dağılımı (göz çevresi) boyunca leke görülmesi göz ve beyin anomalilerine yatkınlığı akla getirmelidir. Trigeminal sinirin diğer dallarının yayıldığı alanların tutulumunda eğer oftalmik sinir alanında leke mevcut değilse genellikle sorun yoktur.

Doğum lekesinin nedeni bilinmemektedir. Genetik bir hastalık değildir ama genetik olarak ailesel eğilim söz konusudur. Doğum lekesi (şarap lekesi) lezyonlarını hemanjiomlardan ayırmak gerekir. Hemanjiomlar çocukluk çağının selim huylu damarsal tümörleridir. Yenidoğanların %2-3 ünde, 1 yaşına kadar %12, erken doğanların %22’sinde görülebilir. Kadın erkek oranı 3:1’dir. Hızlı büyümeleri ile hemanjiomlar doğum lekesi (şarap lekesi )’den ayrılır. Başlangıçta beyaz veya pembe leke olarak görülür. Yaşamın ilk yılında hızla büyümeye başlar.  Bazı hastalarda kanama, infeksiyon olabilir. Göze ve solunum yollarına yakın  hemanjiomlar büyüyerek problem yaratabilir. Hemanjiomlar 1 yaşına doğru büyüme hızı azalır. 5-12 yaş arası gerileme dönemini tamamlar. Hemanjiomlar tamamen gerileyebilir. %50 kişide artık kılcal damar, iz veya leke kalabilir.

Doğum lekeleri lazer tedavileri ile giderilebilir. Tedavi prensibi lekeyi oluşturan damarların içinden geçen kan hücrelerinin, lazer ışığı ile yakalanmasıdır. Böylece damar içinde ısı etkisiyle damar zedelenir. Bir süre sonra damar kaybolur ve böylece her seansta leke solmaya başlar. Lazer tedavilerinin özelliği, hedef hücreleri etkilerken diğer hücreleri etkilememesidir. Böylece lazerler büyük olasılıkla izsiz tedavi gerçekleştirilebilme imkanı yaratmaktadırlar.

Doğum lekesi (şarap lekesi) tedavisinde kullanılan lazerler

Pulsed dye lazer

Long pulsed KTP lazer

Intense Pulsed Light (IPL)

Long pulsed Nd YAG lazer

Doğum lekesi tedavisinde en yaygın kullanımı olan lazer, pulse dye lazerdir. Pulse dye lazere dirençli vakalarda KTP lazer denenebilir. Derin yerleşimli doğum lekelerinde, daha derin dokulara inme özelliği olan  long pulsed Nd:YAG lazer tedaviye eklenebilir. IPL ışık sistemi olup, diğer lazerlerin olmadığı durumlara denenebilir. IPL tedavilerinde seans sayısı artar. Doğum lekesi lazerle tedavileri minimum 4 hafta aralıklarla yapılır. Pulse dye lazer sonrası ciltte 5-15 gün süren geçici morluk oluşabilir. Doğum lekelerinde seans sayısı (ortalama 5-15 seans) kişiden kişiye değişebilir. Doğum lekeleri (şarap lekesi) lazer yanıtları lezyonun boyutuna, anatomik yerleşimine ve damarların genişliğine bağlıdır. Baş ve boyundaki doğum lekesi (şarap lekesi)’lerden, alın ve yanağın lateral kenara yakın yerleşimde olanlar tedaviye iyi yanıt verirler. Yüzün orta kısmına yakın yerleşimlerde tedavi yanıtları yavaştır. Kol ve bacak yerleşimli olanlardan, gövdede olanlara göre daha zor yanıt alınır. Kol ve bacağın ucuna yakın yerleşenlerde tedavi güç olabilir. Küçük çaplı olanlar, büyük olanlara göre daha çabuk iyileşir. Lekenin rengi de önemlidir. Pembe renkliler küçük damarlardan, mor renkliler büyük damarlardan oluşmuştur. Kırmızı renkli olanlar daha damarların daha yüzeye yakın yerleştiğini gösterir. Kırmızı renkliler tedavi yanıtı en iyi olandır. Pembe renk ise tedaviye yanıt az olabileceğini işaret edebilir. Lazer tedavilerine erken yaşta başlamak seans sayısını azaltır. Çünkü cildin ince olması ve alanın küçük olması lazer tedavisinin daha etkili olmasını sağlamaktadır. Erişkinlerde de başarılı tedaviler yapılabilir ancak seans sayısı artabilir. Deri rengi çok koyu olanlarda lazer tedavilerinde dikkatli olunmalıdır.

Doğum lekelerinde lazerle tedavi sonuçlarını pek çok faktör etkiler. Hastanın damar lekelerinin lazer sonuçlarını etkileyen faktörler:

Hastanın yaşı, Deri rengi, Lekenin yeri, Büyüklüğü, Yapısı, Rengi.

Baş ve boyun bölgesinde orta hatta yerleşmiş damar benleri yani şarap lekesi (doğum lekeleri) lazer tedavisine daha ağır yanıt verir. Kol ve bacakta özellikle uçlarda yerleşmiş doğum lekesi gövdeye göre daha geç yanıt verir. Küçük boyutlu doğum lekesi büyüklere göre lazer tedavisiyle daha çabuk iyileşir. Koyu kırmızı doğum lekesi tedaviye en iyi yanıtı verir. Çünkü damarlar derinin yüzeyine yakındır. Mor renkli doğum lekesi derin yerleşimli geniş damarlardan oluşur. Koyu mor doğum lekesi bu yüzden tedaviye orta derecede yanıt verir. Açık pembe renkte doğum lekesi derin yerleşimli ince damarlardan oluşur. Bu tür doğum lekesi tedaviye daha zor yanıt verir. Doğum lekesi tedavisine erken başlamak en iyi sonucu getirir. 10 yaş altında olanlarda damar lekesi tedavilerinde erişkinlere göre daha iyi yanıt alınır.

Et Benleri

Et benleri tıp dilinde skin tags veya akrokordon olarak bilinmektedir. Et benleri en çok orta yaşlı ve yaşlı kişilerde görülmektedirler. Şişmanlık, hamilelik, menapoz ve hormon hastalıkları et benlerinin çoğalmasına sebep olabilirler.En çok boyun, koltuk altı, üst gövde ve göz çevresinde ortaya çıkarlar. Ağrısız oluşumlardır ve zamanla büyüyebilir ve çoğalabilirler. Nadiren et benleri tahriş olup renkleri koyulaşabilir ve ağrılı hale gelebilirler. Tek veya çok sayıda 1-3 mm çaplı ten veya kahve renkli , yumuşak ve saplı oluşumlardır. Et benleri çok fazla sayıda ve yaygınsa, hastada bağırsak polipleri ve hormon bozukluğu araştırılmalıdır. Et beni tedavisinde; radyofrekans, kryoterapi (buz tedavisi), elektrokoter, lazer, cerrahi yapılabilir.

Lazerle Kahverengi Leke Tedavisi

Lazerle leke tedavileri yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Lazerle leke tedavilerinin etkinliği lekenin cinsine göre değişmektedir. Bir takım lekelerde lazerle tedavi çok etkili olurken bazı lekelerde lazer tedavilerinin başarısı düşüktür. Bu yüzden leke tedavisi öncesi lekenizin bir cilt doktoru tarafından teşhis edilmesi çok önemlidir. Ayrıca lazer tedavileri konusunda tecrübeli bir dermatolog tercih edilmelidir.

Kahverengi lekelerde kullanılan  başlıca lazerler şunlardır

•Q switch Nd: YAG ( 532 nm) lazer ( KTP lazer)

•Q switch Nd: YAG ( 1064 nm) lazer

•Q switch alendrite ( 755 nm) lazer

•Q switch ruby (694 nm) lazer

•Intense pulsed light (IPL)

•Fractional resurfacing lazer

Tüm leke tedavilerinde koyu ten rengine sahip hastalarda dikkatli olunmalıdır. Koyu ten renkli hastalarda, tedavi sonrası yan etki ortaya çıkma olasılığı yüksektir. Ayrıca lazerle leke tedavileri kış döneminde yapılması tedavi başarısını yükseltir. Tüm leke tedavilerinde tedavi öncesinde ve sonrasında yüksek koruma faktörlü güneşten koruyucular kullanılmalıdır.

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Erol Koç

Prof. Dr. Erol KOÇ, 17 Ekim 1968 tarihinde Kayseri' de doğmuştur. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara'da tamamlamıştır. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından GATA Askeri Tıp Fakültesi' nde başladığı tıp eğitimini 1991 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1994-1997 yılları arasında GATA Dermatoloji Anabilim Dalı' nda tamamlamıştır. Prof. Dr. Erol KOÇ, Diyarbakır ve Isparta Asker Hastanelerinde Dermatoloji Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 2004'te GATA Dermatoloji AD'nda Yardımcı Doçentliğe başladı. 2010 yılında Doçent unvanı, Eylül 2015 yılında da Profesör unvanını aldı. İyi derecede İngilizce bilmektedir. Lazer, dolgu uygulamaları, ip ile cilt germe yöntemlerinde ulusal/uluslararası düzeyde eğitimler vermekte ve birçok kongre/sempozyum/workshop uygulamalarına önderlik etmektedir. Ulusal/Uluslararası birçok hak ...

Prof. Dr. Erol Koç
Prof. Dr. Erol Koç
Ankara - Dermatoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube