Lazer tedavisi !

Lazer tedavisi !

Lazer tedavisi günümüzde deri hastalıkları uygulamaları içinde başlıca vasküler (damarsal) hastalıklar ve hiperpigmentasyon (deri renginde koyulaşma) tedavisinde, epilasyon ve deri yenileme amacıyla kullanılmaktadır.

Deri tipi (güneşte yanma veya bronzlaşabilirlik derecesi) değerlendirildikten sonra, lazer yapılacak bölgede uçuk gelişip gelişmediği, mevcut şikayet veya kişinin bilinen hastalıkları, yapılmış tedaviler, isotretinoin gibi tedavinin yan etkilerini arttırabilecek ilaç kullanıp kullanmadığı sorgulanır. Tedavi uygulanacak bölgede ben veya dövme olup olmadığına dikkat edilir. Lazer epilasyon amacıyla yapılacaksa kılların rengi, kılların kalınlığı, yerleşim yeri değerlendirilir, eşlik edebilecek hormonal hastalıklar araştırılır. Hiperpigmentasyon nedeniyle başvuranlar deri renginde koyulaşma ile giden hastalıklar yönünden incelenir. Damarsal şikayetleri olanlarda neden olabilecek hastalıklar ile eşlik edebilecek derin damarlardaki değişiklikler araştırılır. İhtiyaç halinde koruyucu amaçla uçuk gelişimini önlemek için tedavi önerilebilir.

Başlıca lazer uygulamaları:

- Vasküler lazer damarsal hastalıkların tedavisinde kullanılır. Damarsal hastalıkların tedavisinde kullanılan lazer ışığı kana rengini veren oksihemoglobini hedef alır. Hastalığın derine yerleşmesi ve kalın olması lazerin ulaşabileceği alanı sınırlandırır.

-Hiperpigmentasyon tedavisinde uygulanır. Lazer, deri renginde koyulaşma ile giden hastalıkların ortadan kaldırılabilmesi veya azaltılması için kullanılır. Bu hastalıklarda kullanılan lazer ışığı; deride bulunan melanin, hemosiderin veya dışarıdan uygulanan dövme pigmentidir.

-Epilasyon amaçlı kullanılır. Lazer ile epilasyon uygulamasında, deriye ve kıllara renk veren melanin pigmenti lazer ışığını emmekte, böylece oluşan ısı hedef dokuda yıkım oluşturur.

-Lazer ile nonablatif (soymadan) deri yenileme, yüz bölgesindeki ince çizgilenmeler ve kırışıklıkları azaltmak, sivilce izlerini yüzeyselleştirmek, deri gerginliğini ve canlılığını arttırmak amacıyla yapılır. Bu uygulamada lazer derinin üst kısmını koruyarak aşağı tabakalarda hasarlanma meydana getirerek yara iyileşmesi işlemi uyarılır. Böylelikle kollajenin yeniden yapılanması ve yeni kollajen üretimi gelişmesi beklenir.

Tedavi sürecinde kişinin dikkat etmesi gereken durumlar vardır. Lazer uygulamaları öncesi ve sonrasında solaryum, güneş banyosu ve lazer uygulanacak bölgeyi zedeleyici işlemler (bölgeyi ovalamak, keselemek, peeling, deri bakımı yaptırmak ve aşırı güneşe maruz kalmak gibi) yan etkileri arttırabilir bu nedenle bunlardan kaçınılması önerilir.

Uygulanacak hastalığa göre hedef alınan maddenin yoğunluğu değişir. Uygulama bölgesi, kılların rengi, kılların yoğunluğu ve kalınlığı, kişisel özellikler (deri rengi, hormonal bozukluk, daha önce uygulanmış olan tedaviler gibi) ile ilişkili olarak tedaviye alınan cevap değişken olabilir. Uygulanan doz ve uygulama seans sayıları kişiden kişiye farklılık gösterirken hastalıkların bazılarında belirgin iyilik gözlenebilir bazılarında kısmi iyileşme görülebilir. Bazılarında ise yanıt alınamamaktadır. Ancak bu durum tedavi öncesinde her zaman öngörülememektedir.

Tıbbi tüm girişimlerde olduğu gibi, bu işlemde de bazı olası yan etkiler gelişebilir. Lazer uygulamaları sırasında hasta tarafından hafif veya şiddetli, uygulanan bölgeye göre de değişen şiddette ağrı hissedilebilir. Lazer ile tedavilerde uygulama yapılan yerlerde kızarıklık, şişlik, kabarcık, yara, kabuklanma, kanama veya leke oluşumu ve nadiren iz kalması ve kıllarda artış gibi yan etkiler gözlenebilmektedir. Bu nedenle uygulama sonrasında bu durumları azaltmak için gerekirse hekim tarafından soğuk uygulama yapılması, ayrıca gerektiğinde nemlendirici ve steroidli kremler de önerilebilir. Lazer tedavisi öncesinde ve sonrasında güneşten kaçınma ve güneşten koruyucu ürünler kullanılması önemlidir. Tedavi başarısını arttırmak ve oluşabilecek zararları azaltmak için tedavi süresince yaşanılan problemler hekimle mutlaka paylaşılmalıdır. Uygulamadan sonra gerekli görülebilecek tedavileri düzenli olarak kullanılmalı ve kontroller aksatılmamalıdır.

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Erol Koç

Prof. Dr. Erol KOÇ, 17 Ekim 1968 tarihinde Kayseri' de doğmuştur. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara'da tamamlamıştır. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından GATA Askeri Tıp Fakültesi' nde başladığı tıp eğitimini 1991 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1994-1997 yılları arasında GATA Dermatoloji Anabilim Dalı' nda tamamlamıştır. Prof. Dr. Erol KOÇ, Diyarbakır ve Isparta Asker Hastanelerinde Dermatoloji Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 2004'te GATA Dermatoloji AD'nda Yardımcı Doçentliğe başladı. 2010 yılında Doçent unvanı, Eylül 2015 yılında da Profesör unvanını aldı. İyi derecede İngilizce bilmektedir. Lazer, dolgu uygulamaları, ip ile cilt germe yöntemlerinde ulusal/uluslararası düzeyde eğitimler vermekte ve birçok kongre/sempozyum/workshop uygulamalarına önderlik etmektedir. Ulusal/Uluslararası birçok hak ...

Prof. Dr. Erol Koç
Prof. Dr. Erol Koç
Ankara - Dermatoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube