12.2.2017
Üst premolar ve molar dişlerden kaynaklı dental akut maksiller sinüzitte genellikle anaerobik bakteriler izole edilmiştir. Anaerobik bakteriler hem akut hem de kronik sinuzit vakalarında baskın olarak bulunur. Maksiller sinüzit vakalarında baskın olarak bulunan bu anaerob mikroorganizmalar odontojenik (diş) kaynaklı kronik maksiller, etmoid, frontal ve sfenoid sinüzit vakalarında da etkindir.
Wassmund'un istatiklerine göre, sinüs maksillaris enfeksiyonlarının üçte birinin nednei diş kaynaklıdır. bunların içinde % 42 birinci büyük azıdan, %10 ikinci premolardan, %17 ikinci büyük azıdan, %10 birinci premolardan kaynaklanır.
Diş kaynaklı sinüzitte tek taraflı klinik belirtiler gözlenir.
1. Burun kanatlarında kızarıklıkla birlikte kendini gösteren burun akıntısı,
2. Farinkste pürülan eksuda,
3. Maksiller sinüste basınçla kendini gösteren ağrı,
4. Etkilenen tarafta cilt kızarıklığı,
5. Vestibülde, özellikle zigoma ve molar bölgesinde baskıda ağrı,
6. Canlı dişlerde perküsyonda hassasiyet,
7. Vestibül yumuşak dokularda yaygın şişlik,
8. Molar dişlerde vitalite kaybı,
9. Ağız boşluğu ve maksiller sinüs arasında açıklık
10. Vestibül veya palatinal de abse oluşumu
Tedavisi
Etiyolojik etken ortadan kaldırıldıktan sonra odontojen kökenli sinüzit kendiliğinden kalkar. Diş ve oroantral açıklıklar tedavi edilerek, enfeksiyon kaynağı, ortadan kaldırılmalıdır.(endodontik tedavi, diş çekimi, sinüs açıklığının kapatılması)
ORO-ANTRAL FİSTÜLLER
Oro-antral açıklık (OAA) ve oro-antral fistül oluşumu oral ve maksillofasiyal cerrahların sık karşılaştığı problemlerdendir.(13) Ağız boşluğu ile sinüs maksillaris'in patolojik olarak birleşmesi antrum perforasyonu ya da oroantral fistül olarak adlandırılmaktadır. Genellikle maksiller sinüs tabanına çok yakın komşuluk gösteren dişlerin çekiminden sonra meydana gelir.(4) OAA tipik olarak maksiller molarlarla maksiler sinüs arasındaki yakın ilişkiye bağlıdır. OAA'nın en sık nedeni diş çekimidir.
. Oro-Antral Fistüllü Hastalarda Klinik Semptomlar
Hastaların yakınmaları fistülün büyüklüğüne, enfeksiyonun varlığına ya da yokluğuna göre değişiklikler gösterir. (22)
a) Kötü Kokulu Akıntı: Hastaların büyük çoğunluğunda vardır. Akıntı genellikle ağız içinedir ama hem ağız içine hem de burun boşluğuna olabilir.
b) Ağrı: Olaya enfeksiyonun katılmasıyla ortaya çıkar. Yüzün o bölgesindeki ağrıdan ve baş ağrısından şikayet edilir. (22)
c) Şişme: Özellikle sinüs kanserleri sonucu oluşan ora-antral fistüllerde belirgindir. Duruma göre vestibül veya palatinal tarafta şişlik olabilir. Vestibülde gingivo-jugal çukurluk hafifçe kaybolmuş ve mukoza hiperemiktir. Şişlikten ziyade fistül ağzının parmak gibi uzaması yakınması da vardır.(22)
d) Bulantı: Akıntı nazofarenkse de dökülür, mideye ulaşarak gastrit yapar ve bu da bulantıya sebep verir. Akıntının ağız boşluğuna olduğu durumlarda ise kusma refleksine yol açabilir. (22)
e) Ağızdaki gıdaların burundan gelmesi: Yakınma fistülün büyüklüğüne göre değişir. Sulu besin alınırken veya su içilirken bunlar burundan gelir. (22) 29
f) Solunum bozukluğu: Hastanın nefesi kötü kokar. Normal solunumda, burundan alınan havanın bir kısmının fistülden ağza sızdığı hasta tarafından hissedilir. (22)
g) Konuşma bozukluğu: Bu yakınma geniş oro-antral fistüllerde belirgindir. Sesin tonu değişir, hasta bazı harfleri çıkaramaz. Vestibüle açılan fistüllerde dinlenme halinde yanağın fistülü kapamasından dolayı yakınmalar hemen hemen kaybolur. Ama alveol ve damak fistüllerinde yakınmalar devamlıdır.(22)
Oro-Antral Fistüllerin Tedavisi
Oroantral fistüllerin tedavisi cerrahi bir girişim gerektirmektedir. Bu cerrahi girişim hastadan hastaya değişmekle birlikte, tecrübeli bir çene cerrahı uygun yöntemi seçmekte zorlanmayacaktır. Gerekli cerrahi girişimden sonra bu açıklık 15-30 gün içerinde tamamen kapanacaktır.