Bir iğne oyası gibi yapılması gereken işlem: liposuction

Bir iğne oyası gibi yapılması gereken işlem:  liposuction

Liposuction bir zayıflatma değil, bir şekillendirme ameliyatıdır. Amaç vücudun, fazlalıklar nedeniyle şekil bozukluğu olan bölgelerini daha biçimli hale getirmektir. Bu ameliyatta, kalemden daha ince kanüllerle vakum yoluyla fazla yağlar alınmaktadır.

Liposuction yapısal nedenlerden ötürü zayıfladığımızda dahi gitmeyen fazlalıkları almak ve istenilen bölgeyi şekillendirmek için yapılır ve tamamen bu amaçla, uzman doktorlar tarafından yapıldığında da hiçbir sakıncası yoktur.

Ancak, hastayı zayıflatmak amacıyla gerekenden çok daha fazla yağ çekilmesi sakınca yaratır. Fazla yağ çekilmesi öncelikle hastanın sağlığı açısından büyük risk taşır. Ayrıca ameliyatın sonuçlarında da bazı şekil bozuklukları, deformiteler oluşabilir. Derinin belirli bir küçülebilme kapasitesi vardır ve bu kapasitenin üzerine çıkıldığında deride sarkıklıklar, çukurluklar meydana gelmesi kaçınılmaz bir hal alabilir.

Sağlıklı olan herkese ve sistemik sağlık sorunu olan kişilere belirli kontroller yapılmak kaydıyla Liposuction uygulanabilir. Hatta central obezite denilen göbek ve karın bölgesindeki yağlanmanın azaltılmasının kalp hastalıkları riskini azaltmada etkili olduğunu gösteren çalışmalar dahi vardır.

Günümüzde lazerle, ultrasonic yollarla, vibrasyonlu yöntemlerle birçok Liposuction operasyonugerçekleştirilmektedir. Ancak en güvenli, en sağlıklı ve iyi sonuçlar veren yöntem, enjektörle yani makine olmaksızın yapılanıdır. Bu yöntemle her alandan alınan yağ miktarı ve bunun kalitesini cerrahın anında görme ve kontrol etme, dolayısıyla her alandan eşit yağ alma imkanı vardır.  Tabii ki bu yöntem cerrah açısından diğer yöntemlere göre daha yorucudur.  

Liposuction yapılırken “Islak Yöntem”in tercih edilmesi de olumsuz sonuçların doğmasını engeller. Islak yöntemde, emilecek yağ kadar sıvı vücuda zerk edilir. Zerk edilen bu sıvının içinde aynı zamanda yağı sıvılaştıran ve kanamayı engelleyen maddeler bulunur. Hastaya damardan da sıvı verilir ve böylece pıhtı oluşması riski azaltılır.

Liposuction’da kullanılan teknik çok önemlidir, her şeyden önce operasyonun uygun koşullarda yapılması, ameliyat sırasında ve sonrasında hastaya damar yoluyla sıvı verilmesi önemlidir. Ayrıca yukarıda değinilen ıslak tekniğin kullanılması, komplikasyonları azaltmakta, sonucun daha başarılı olmasını sağlar. Burada ben aspiratör makinesi yerine enjektör ile vakum yapılmasını, makine işi ile iğne oyası arasındaki farka benzetiyorum.  

Bu ameliyat genel ya da lokal anesteziyle uygulanabilir. Alınacak yağ miktarına ve hastanın koşullarına göre 1 -2  saat sonra hastaneden çıkılabilir ya da hastanede bir gece kalınabilir.   

Ameliyat olan kişi öncelikle bol sıvı almalı ve doktorun önerdiği korseyi düzenli olarak kullanmalıdır.

Eğer yağ alma işlemi doğru yapıldıysa hasta kilo alsa bile form bozulmayacaktır. Yani her yerden eşit kilo alacaktır. Örneğin basenden yağ alındığında ileri ki zamanlarda kilo alındığında hastanın basenlerindeki eski çıkıntı tekrar oluşmayacaktır. Bu hastanın kilo almayacağı anlamını taşımaz.

Liposuction operasyonlarında makine yerine enjektör kullanılması pek çok sorunu çözüyor.

Liposuction operasyonu geçirmiş hastaların zaman içerisinde ciltlerinde meydana gelen çukurlaşma ve dalgalanmalar, operasyonla ilgili şikayetler arasında ilk sıralara yerleşmektedir. Bunların nedeni, işlem sırasında aspirator olarak adlandırılan vakum makinesinin kullanılıyor olmasıdır. Derinin belirli bir küçülme kapasitesi bulunmakta ve vakum ile yapılan kontrolsüz işlemler sonrasında da istenmeyen sonuçlar alınabilmektedir.

Oysa dalgalanma, çukurlaşma ve düzensizliklerin önüne geçmek mümkün hem de sadece bir enjektör ile. Enjektör kullanımıyla gerçekleştirilen operasyonlarda yağlar daha kontrollü bir şekilde çekilebilmektedir. Hekim adına oldukça yorucu bir işlem olsa da, adeta bir iğne oyası gibi işlenebilen vücut, operasyon sonrasında hastanın istediğine kavuşmasına imkân tanır. Liposuction’ın bir zayıflatma değil, şekillendirme operasyonu olması gerekliliği göz önünde bulundurulduğunda; enjektör kullanımının doğruluğu da kanıtlanmış olmaktadır.

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Erdem Tezel

Prof. Dr. Erdem TEZEL, 1966 yılında İzmir'de doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1989 yılında başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yaparak 1996 yılında Plastik ve Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı olmuştur.

2003 Yılına kadar Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde ''Yardımcı Doçent Doktor'' unvanı ile görev almış, aynı yıl ''Doçent Doktor'' ve 2009 yılında ''Profesör Doktor'' unvanlarını alarak aynı üniversitede görevine devam etmiştir.

Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmış ve atıfta bulunulmuş bir çok makalesi bulunan Prof. Dr. Erdem TEZEL, mesleki çalışmalarına İstanbul'da bulunan özel muayenehanesi'nde devam etmektedir.

Etiketler
Liposuction yaptırmak
Prof. Dr. Erdem Tezel
Prof. Dr. Erdem Tezel
İstanbul - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube