Cilt anormalliklerinin tedavisi kimyasal veya mekanik peeling yollarıyla yapılabilir. Bu iki metot da cildin özelliklerinin geliştirilmesinde kullanılır.
Mikro-peeling, mikro-kristal kullanımında olduğu gibi alüminyum oksit kullanılarak cilt yüzeyini soyar. Kristallerin kullanımıyla mikro-peeling soğuk, ağrısız, kontrol edilebilir, yan etkisi olmayan bir yöntemdir. Bu metot tedavi edilecek cilt yüzeyinin üzerine mikro-kristallerin projeksiyonunun düşürülmesiyle yapılır. Projeksiyon yapıldığında bu kristaller yavaşça ve düzgün bir şekilde zarar vermeden epidermis tabakalar halinde soyulmaya başlar.
Tedavinin Etkileri:
Aktif kırmızılık fibroblast kolajenin cildi daha elastik yapmasının sonucudur. Mikro-peelingin en önemli avantajı uyum içinde çalışması ve deri dokusunun biyolojik yapısını bozmamasıdır.
Alüminyum oksit kristalleri kullanılarak mikro-peeling şu ciltler için uygundur:
Yaşlanan cilt
Derin ve küçük kırışıklıklar
Cilt pigmentasyonu
Açık gözenekler
Cilt bozukluklarından dolayı oluşan gözenekler
Büyümemiş tüyler
Hormonal problemlerden ve beslenme alışkanlıklarından kaynaklanan gerginlik izleri
Yaralar ve akne sonrası yaralar
Travmatik ve cerrahi müdahale sonrası yaralar
Derin ve yüzeysel dövmeler
Bu problemler, düzgün bir cilt yüzeyi oluşturmak için bütün yüzey üzerinde derin abrazyonla yapılır.
Mikro-peeling tedavisi doğrusal çizgiler veya daireler halinde yapılabilir. Bu iki basit hareket homojen ve düzgün bir yüzey oluşturur.
Bir seanslık tedavi süresi tedavi edilecek yüzeye göre yaklaşık 1 saattir.
Tedavinin tek yan etkisi olan epidermis kızarıklığı da genellikle 24 saatten sürmez.
Derinin kendini yenilemesi uygulanan mikro-dermoabrazyonun derinliğine göre genellikle 4-5 günde olur.