Yumurtalık rezervinin değerlendirilmesi, bir kadının kalan yumurtalarının sayısına ve kalitesine dayanarak üreme potansiyeli hakkında fikir edinmek için gereklidir. Bunun temel amacı, azalmış yumurtalık rezervine sahip hastaları tespit etmektir. Azalmış yumurtalık rezervinin tanımı konusunda bir görüşbirliği bulunmamaktadır. Düşük rezervli kadınların çoğunun adetleri düzenlidir fakat follikül sayıları yaşıtlarına göre düşük olduğu için fertilite ilaçlarına verecekleri cevap ve dolayısıyla doğurganlıkları azalmıştır. Yumurtalık rezervinin değerlendirilmesi bu hastalara prognozları hakkında bilgi verirken, uygun tedavi seçimi konusunda rehberlik eder. Her ne kadar bu testler ile doğurgan yılların ne zaman sona ereceği öngörülemese de, normal dışı değerlere sahip kadınlara ‘fırsat pencerelerinin’ beklediklerinden daha kısa olabileceği, ve gebelik planları varsa bunu çok ileri bir tarihe ötelemekten kaçınmaları önerilebilir; infertilite araştırmasına başlanabilir. Şu aşamada, over rezervini değerlendiren testler ile spontan gebelik şansını öngörmek mümkün değildir. Yumurta kalitesi hakkında en iyi fikri veren parametre ise yaştır.
Yumurtalık rezervinin düşük bulunmasının gebe kalınamayacağına dair kesin bir gösterge olmadığı ve infertilite tedavisine başlanmasına tek başına engel olmaması gerektiği unutulmamalıdır.
Kimlerin yumurtalık rezervleri değerlendirilmelidir?
Altı aydır düzenli cinsel ilişkiye rağmen gebe kalamayan 35 yaşın üstündeki hastalara veya azalmış over rezervi açısından risk grubuna giren kadınların over rezervleri değerlendirilmelidir.
Risk faktörleri aşağıda sıralanmıştır:
35 yaş üstünde olmak
Ailede erken menopoz öyküsü olması
Genetik hastalığı olanlar (45 X mozaisizmi gibi)
FMR1 (fragile X) premutasyon taşıyıcıları
Over hasarı riski olanlar (endometriosis, pelvik enfeksiyon)
Geçirilmiş over cerrahisi (endometrioma eksizyonu)
Ooferektomi öyküsü olanlar
Gonadotoksik kanser tedavisi veya pelvik radyoterapi görenler
Gonadotoksik ilaç kullanım öyküsü olanlar
Sigara içenler
OVER REZERVİNİ DEĞERLENDİRMEDE KULLANILAN TESTLER
Bazal Follikül Stimulan Hormon (FSH) ve Estradiol
Bazal FSH ve estradiol, siklusun 2-4.günlerinde ölçülür. FSH değerleri siklustan siklusa kayda değer farklılık göstermektedir. Buna laboratuar kitleri arasındaki variabilete de eklenince, tek bir FSH değerinin güvenilirliği azalmaktadır. FSH değerleri sürekli olarak yüksek (>10-20 IU/L) bulunuyorsa, bu kötü prognoz işareti olarak kabul edebilir.
Erken foliküler fazda estradiol’ün yüksek bulunması (>60-80 pg/mL) over rezervinin azaldığına işaret edebilir. Yüksek estradiol değerleri negatif feedback ile FSH’ı normal seviyeye düşürebildiği için bazal FSH mutlaka estradiol ile birlikte değerlendirilmelidir. Bazal estradiol, prediktif değerinin oldukça düşük olması nedeniyle over rezervi değerlendirmesinde tek başına kullanılmamalıdır.
Anti-Müllerian Hormon (AMH)
AMH, primer, preantral ve 2-6mm çaplı antral folliküllerdeki granulosa hücrelerinden salınan bir glikoprotein olup primordial yumurta havuzu hakkında bilgi verir. Si̇klus içinde ve sikluslar arasında önemli bir varyasyon göstermez. Düşük AMH değerleri (0.2-0.7 ng/ml DSL ELISA) stimulasyona zayıf cevabı öngörse de, diğer tüm testler gibi, gebelik elde edilemeyeceğini göstermez.
Antral Folikül Sayımı (AFC)
AFC, erken folliküler fazda (siklusun2-5.günleri) transvajinal ultrasonla 2-10mm çapına sahip follikülerin ölçümü ile gerçekleştirilir. AFC’nin sikluslar arası ve gözlemciler arası değişkenliği az olup, kalan follikül sayısı ile korelasyon gösterdiği ve stimülasyona verilen cevabı öngördüğü gösterilmiştir.
OVER HACMİ
Over hacmi yaş ile azalmakta olup otomatik olarak ultrason cihazı tarafından veya manuel olarak üç boyutun 0.52 ile çarpımı ile ölçülebilir. Her ne kadar over hacmi stimülasyon ile uyumlu olsa da, değeri AFC’ye göre düşüktür.
KOMBİNE TESTLER
Tek bir testin sensitivetesinin veya spesifisitenin %100 olmaması nedeniyle farklı kombinasyonların kullanılması gündeme gelmekle beraber, bu denemeler bekleneni verememiştir. Maliyeti artması ve sonuçların kafa karıştırıcı olması da bunlardan uzaklaşılmasına neden olmuştur.
SONUÇ
Yumuralık rezervinin değerlendirilmesinin temel amacı azalmış over rezervine sahip hastaları tespit etmek, bu hastaları doğru şekilde yönlendirmektir. Buna ek olarak, stimulasyon cevabını öngörerek tedavinin kişiselleştirmesine imkan tanımaktadır.
AFC ve AMH, oosit sayısının ve stimülasyona cevabın en güçlü göstergeleridir. Bazal FSH-estradiol ölçümü de, diğer ikisi kadar etkin olmamakla birlikte, kullanılabilir. Oosit kalitesi için en önemli gösterge ise hastanın yaşıdır. Fakat hiç bir testin gebelik elde edilememesi yönünde öngörüde bulunmasının mümkün olmadığı unutulmamalıdır.