Yeniden bir burun mümkün mü?

Yeniden bir burun mümkün mü?

Burun yüz bölgesinin ilk bakışta göze çarpan ve yüzün görünümünü büyük ölçüde belirleyen yapılardan biridir (diğer önemli yapı çene ve dişlerin konumudur). Burun ergenlik döneminde gelişmesinin son safhasına girer ve ortalama 18 yaşında gelişmesini tamamlar. Erkekler ve kadınlarda ve farklı etnik toplumlarda bu değişiklik gösterebilir. Çocuklukta meydana gelen travmalar ne kadar da önemsiz gözükse ya da yaralanma niteliğinde olmasa da bazen kemik ve kıkırdakların büyüme noktalarında kalıcı hasarlar oluşturabiliyor ve oluşan hasarlar, bu yapıların hızla büyüme gösterdikleri ergenlik döneminde etkisini gösterir. Bazen de hastalıklardan veya ciddi yaralanmalardan kaynaklanan doku hasarları burunun şekil bozukluğuna yol açar. Sebep ne olursa olsun bu deformiteler çoğu zaman kişinin yaşantısının, self imajını ve ruh sağlığını ciddi şekilde etkiliyor.

Kimler için, neden? Sadece burun şeklinden memnun kalmadıkları için mevcut yapıyı daha güzelleştirmek adına çözüm arayanların dışında, ciddi şekil bozukluğu veya doku eksikliği (travma veya cilt kanseri gibi ciddi hastalıklardan dolayı) olan hasta grubu plastik cerrahinin önemli, ciddi uğraş ve özveri ve hepsinden daha önemli güncel ve kapsamlı bilgi gerektiren bir başlıktır. Örneğin trafik kazasında burnunun büyük kısmını kaybeden bir kişinin durumu ve toplumda görüntüsünden dolayı hissettiği rahatsızlık hepimize malumdur. Aynı şey cilt kanseri veya bazı cilt hastalıklarından dolayı burnun tamamını ya da bir kısmını kaybeden hastalar için geçerlidir. Plastik cerrahinin özellikle son yıllarda hızla gelişmesi bu gibi durumlar için farklı onarım olanaklarını sağlamıştır.

Ne yapıyoruz? Kısmı burun kısmi veya tam yokluğundaki onarım süreci estetik burun cerrahisinden çok farklıdır. Bu tür onarımlar genellikle aşamalı ve uzun bir sürece sahip olan ameliyatlardır. Hastanın durumuna göre görsellik veya fonksiyon ön planda tutulur. Öncelikle temel kayıp sebebine odaklanır. Travmalarda genellikle travmanın üzerinden geçen süre ve mevcut olan yüz ve vücutta diğer hasarlar dikkate alınır. Belli hastalıktan dolayı bir doku kaybı varsa beklenen sağ kalım süresi, hastalığı ortadan kaldırmak için yapılmış olan cerrahi, ek tedaviler (radyoterapi, kemoterapi) ve hastalığın türüne göre bir onarım planı şekillenir. Ayrıca her iki durum için hastanın yaşı ve ne tür ameliyatı kaldırabileceği, dikkat edilmesi gereken diğer husustur. Örneğin genç, trafik kazası geçirmiş başka önemli travması olmayan bir hastada tedavi seçenekleri oldukça fazla ve bu durumda elde edilecek en iyi estetik sonuç ön planda tutulur. Ama hayati tehlikesi olan bir kanser türü ile mücadele eden yaşlı bir hastada, daha kolay yöntemlerle yapılabilecek yüksek fonksiyonel değeri olan sonuçlar aranır. Plastik cerrahinin diğer onarım cerrahileri gibi her zaman en önemli şey hastaya daha fazla zarar vermemektir. Gerçek dışı yüksek beklentilerin peşinde olmamak, hastayı doğru bilgilendirmek ve elde edilebilecek sonuçlar hakkında hastayı aydınlatmak çok önemlidir. Bunun bir onarım cerrahisi olduğunu, vücudun başka bölgelerinden elde edilen dokularla eski buruna yakın (aynısı değil!) bir yapı oluşturmaya çalışıldığını mutlaka detaylı bir şekilde hasta ile paylaşmak gerekir. Tabi ki son tekniklerle elde edilen sonuçlar gayet başarılı ve normal buruna yakın bir görüntü çoğu zaman elde edilebilir fakat hastaya doğru bilgileri vermek her zaman olası hayal kırıklıkların önüne geçmek için göz ardı edilmemesi gereken bir konudur.

Ameliyatlarda ne yapılır? Burun onarımlarında uygulanan yöntemlerin temel prensibi kaybolan dokuları en benzer doku ile onarmaktan geçer. Kemik ve kıkırdak kayıplarında bu çerçeveler benzer dokular ile oluşturulup üzerleri çevredeki yumuşak dokular veya başka bölgeden nakledilen yumuşak dokular ile örtülür. Yumuşak dokuyu elde etmek amacıyla genellikle alın bölgesindeki dokuları bir doku genişletici ile genişletip oluşan fazlalığı kullanırız. Bu cilt burun cildine en benzer yapıya sahip olup görsel sonuçları çok başarılıdır. Eskiden tam burun kayıplarında burunun tamamını vücudun başka yerinde (ön kol veya karın duvarı) oluşturup yeni burun, bir bütün olarak mikro cerrahi yöntemi ile burun bölgesine transfer edilirdi fakat yeni teknikler sayesinde bu yöntem artık çok sık tercih edilmez. Bahsedildiği gibi burun onarımları çoğu zaman çok aşamalı ve uzun, sabır gerektiren ameliyatlardır. Fakat hastanın elde ettiği sonuca bakılırsa tüm bu sancılı sürece katlanmak hem hasta ve hem cerrah için mutluluğa doğru yürünmesi gereken bir yoldur. Her onarım genelde iki veya daha fazla seanstan oluşur. Her ameliyatın yaklaşık süresi 2-4 arası saat değişir. Ameliyat zorluğuna göre hastanın ameliyat sonrası rahat etmesi için gereken tedbirler alınır.

Ameliyat sonrası nasıl bir yol ilenir? ameliyatlardan sonra hasta bir veya iki gün hastanede tutulur. Hastayı ağrılardan kurtarmak için alınan tedbirler hastaya ameliyat sonrası acısız ve rahat bir nekahet dönemi sağlar. Daha sonra kontroller ve hasta takibi seçilen yönteme göre planlanır. Doku genişletici uygulamasında istenilen doku miktarına ulaşmak yaklaşık 2 ay sürüyor. Hastanın tam iyileşme ve seansların tamamının uygulanması genellikle 6 ayı bulur. Bu süre zarfında hasta ve cerrah yakın temasta olup tüm gelişmeler yakından takip edilir.

Sonuçlar ne kadar tatmin edicidir? Onarım planının doğru yapıldığında, beklenmedik bir komplikasyon ile karşılaşılmazsa sonuçlar genellikle yüz güldürücü ve tatmin edicidir. Özellikle kanser vakalarında hastanın görsel olarak eski haline yakın bir görüntüye kavuşturmak hem hasta ve hem cerrah için inanılmaz bir duygudur. Travma geçiren genç hastalarda durum biraz daha farklıdır. Yaşanan psikolojik travma durum ile baş etmeyi zorlaştırır. Ayrıca yaş itibarıyla beklentiler gerçek dışı yüksek seviyede olup durumu kabullenmeyi ve bazen en iyi sonucu hasta açısından başarısız kılabilir. Bu gibi durumlarda ameliyat öncesi ve sonrası iyi bir psikiyatri konsültasyonu ve gerektiğinde terapi seansları hasta açısından süreci daha kolaylaştırır.

Son söz Özet olarak burun onarımı cerrahisi hastanın yaşam kalitesi, kaybedilmiş self imaj ve özgüvenini yükseltmek ve geçirilmiş travma (kaza veya hastalık) ile baş etmesini kolaylaştırmakta tek kelime ile kurtarıcı olup mutlaka başvurulması gereken yol dur. Bu cerrahi bu konuda bilgi sahibi olan eller tarafından yapıldığında çoğu zaman yüz güldürücü olmuştur.

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Hamidreza Samani

Op. Dr. Hamidreza SAMANİ, 1971 yılında Tebriz’de doğmuştur. Tıp eğitimini, Tebriz Tıp Fakültesi’nde, ilk 10 öğrenciden biri olarak bitirmiş ve tıp doktoru unvanı almıştır. Öğrenciliğinin ilk yıllarından beri hayali olan plastik cerrah olmak için 2002 yılında Tıpta Uzmanlık Sınavı’na (TUS) girerek 2002 Nisan döneminde tüm Türkiye için açılan tek yabancı plastik cerrahi kontenjanına girmeyi başarmış ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi asistanlık kadrosunda yer almıştır. 2008 yılında mezun olduğunda örneğine nadir rastlanan birkaç büyük ameliyatı başarı ile gerçekleştirmiştir. Bunların en önemlisi dünyada benzeri çok az olan iki bacağı trafik kazasında kopan 3 yaşındaki çocuğa çapraz bacak replantasyon ameliyatını yapmak ve onu ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkum olmaktan kurtarmaktır. 2008-2012 yıllar ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Etiketler
Burun estetiği ameliyatı
Op. Dr. Hamidreza Samani
Op. Dr. Hamidreza Samani
İstanbul - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube