Yatak yarası (bası yarası, basınç ülseri, dekübitüs ülseri, dekübit) nedir?
Uzun süre sırtüstü, yüzüstü veya yan yatma sonucunda kemik çıkıntıları gibi basıya açık bölgelerde, bu aralıksız veya uzun sureli basınca ve sürtünmeye bağlı olusan yaralardır. Bu bölgelerde deri ve deri altı doku gelişmektedir.
Yatak yarası (bası yarası) kimlerde olur?
Genellikle yaşlı hastalarda görülmekle beraber nörolojik hastalıklara bağlı yatağa mahkum hastalarda, beslenme bozukluğu olan, kanser tedavisi gören veya şeker hastaları gibi bağışıklık sisteminin zayıf olduğu, idrar ve büyük abdest kaçıran, aşırı kilolu olup hareket kısıtlılığı olan hastalarda gelişebilmektedir.
Yatak yarası (bası yarası) nasıl oluşur?
Sürekli yatar veya oturur durumdaki yatalak hastalarda, vücudun ağırlığına bağlı yatağa temas eden vücut noktalarında, kemik çıkıntılar ile yatak arasında sıkışan deri ve deri altı dokunun kan dolaşımının sıkışarak bozulması sonucu bu dokularda hasar oluşur. Bu hasar önceleri sadece acı ve kızarıklık şeklinde olup bu bası devam ettikçe artar ve sonunda ciltte yara açılır. Yatak içindeki hareketler esnasında oluşan sürtünmelere bağlı cildin gerilmesi, cildin gereğinden fazla ıslak kalması ve hastalıklar esnasında oluşan ateş yatak yaralarının gelişimini kolaylaştırır.
Yatak yaraları (bası yarası) nelerde oluşur?
Sıklıkla vücudun kemik çıkıntılarının olduğu yerlerde olduğu için otururken kuyruk sokumu, kalça, omuz başı, kürek kemikleri, dirsek, ayak topukta; sırt üstü yatarken yatağa değen yerler olan baş, omuz başı, kürek kemikleri, kuyruk sokumu, kalça, topuk ve dirsekler; yan yatarken kafa, kulak, omuz, leğen kemiği çıkıntılarının üzerinde, diz yanda, ayak bileği çıkıntılarında oluşmaktadır.
Yatak yaralarını (bası yarasını) önlemek için ne yapılmalı?
Yatak yarasını önlemede ilk olarak bası alan bölgelerdeki basıyı ve sürtünmeyi ortadan kaldırılmak akılda tutulmalıdır. Bunu için hastanın yatakta hareketleri arttırılmalıdır. Bu hareketler hem kas erimesini ve eklem kireçlenmesini önleyecek, kan dolaşımını arttıracak hem de basının kesintiye uğramasını sağlayacaktır. Bunun dışında en önemli önlem hastanın pozisyonunun sık değiştirilmesidir. Pozisyon değiştirme sıklığı 2 saatten daha uzun süreli olmamalıdır. Pozisyon değişikliği sürekli yapılmalıdır ve geceleri ara verilmemelidir. Pozisyon değişikliği yaparken hasta sürüklenmemeli ve çekilmemeli, tercihan hasta kaldırılarak yapılmalıdır.
Bunların dışında hastanın özellikle proteinden zengin beslenmesi, yeterli sıvı alması gerekmektedir. Hastanın cilt bakımı önemlidir. Cilt kuru veya aşırı ıslak olmamalıdır. Kuru cilt nemlendirici kremlerle nemlendirilmelidir. Islak cilt silinerek değil havlu gibi yumuşak malzemelerle tamponlanmak suretiyle kurulanmalıdır.
Hasta bez kullanıyorsa ıslaklıklığa maruz kalma ve dışkı ile temas nedeniyle bariyer kremler kullanılmalıdır. Alkol içeren cilt bakım ürünleri kullanılmamalıdır. Hastanın yatağı mümkünse havalı veya köpük şilteli olmalıdır. Yatak örtüsünde oluşan katlantılar ve kırışıklıklar kontrol edilmeli ve önlenmelidir. Çarsaftaki küçük kırışıklıklar hem yeni bası noktaları oluşturacak hem de deride küçük yaralara yol açabileceği için hastanın yattığı çarşaflar gergin olmalıdır. Özellikle yan yatan hastada dizler gibi vücudun birbirine temas eden bölgeleri kızarıklık açısından sık sık kontrol edilmelidir. Birbirine temas eden bölgelerin arasına yastık gibi teması ve basıyı azaltacak destek yüzeyler konulmalıdır. Hastanın idrar ve büyük abdest çıkışının kontrol altına alınması enfeksiyon gelişimini önleyecektir. Cildin idrar ve dışkı ile temasının önlenmesine dikkat edilmelidir.
Yatak yarası (bası yarası) tedavisi nelerdir?
Yatak yaralarının önlenmesi için alınan tedbirler esasen tedavinin de vazgeçilmez bir parçasıdır. Hasta hareketlerinin arttırılması, hastaya sık pozisyon verme, hastanın sıvı ve besi alımının düzenlenmesi (gerekirse mama ve vitamin takviyesi), havalı veya köpük şilteli yatak kullanımı, hastanın idrar ve dışkı temizliğinin etkili ve düzenli yapılması, yara etrafına sağlam cilde yeni yara açılmasını önleyecek bariyer krem kullanımı yanısıra yara bakımını içerir.
Yara bakımında yaranın ve çevresinin temiz tutulması ve yara içindeki ölü dokuların temizlenip yaradan uzaklaştırılması esastır. Yaranın uzman yara bakım personeli tarafından tarif edilen şekilde temizlenmesi ve kapalı tutacak pansumanları yapılmalıdır. Bu pansumanlar yaranın evresine bağlı olarak krem, ilaçlı sıvı veya serum fizyolojik ile ıslak pansuman, modern yara bakım örtüleri veya vakum asiste kapama (vak) ile yapılabilinir. Enfeksiyon bulguları var ise antibiyotik kullanılabilinir. Çok sık olmamakla beraber bazı vakalarda yara tümüyle çıkarıldıktan sonra rekonstrüktif cerrahi yöntemlerle (deri grefti, flep gibi) yara kapatılabilinir.