Uykuda Solunum Durmasının hayatı tehdit edebilen önemli bir sağlık sorunudur.
Toplumun % 42’si horlama sorunu ile karşı karşıya. Yaşın artması ile birlikte erkeklerin % 60’ı, kadınlar ise % 49’u horluyor. Düzenli horlama uykuyu bölmüyor ve solunumu durdurmuyorsa, önemsiz. Ancak uykuda 10 saniyeden 1-2 dakikaya kadar solunum durmasına neden olan Uyku Apne Sendromu; yüksek tansiyon, kalp krizi, beyin damar tıkanıkları sonucu felç gibi ciddi hastalıklara neden oluyor.
Yorgun Uyanma Nedeni Uyku Apnesi Olabilir
Horlama , tanıklı nefes durması, kronik yorgunluk ve gündüz aşırı uyku eğilimi ile karekterize, gece nefes durmalarının saatte 5’in üstünde olduğu klinik duruma UYKUDA SOLUNUM DURMASI HASTALIĞI deniyor.
Esas belirtileri horlama , tanıklı uykuda nefes durması ve gündüz aşırı uyku halidir.
Hastalığın en büyük etkisi bölünmüş, parçalanmış uykuya neden olmasıdır. Hastanın hem horlama nedeni ile hem de uykuda solunum durması atakları nedeni ile derin uyku ve REM dönemi dediğimiz uykunun esas geçirilmesi gereken dönemlere geçmesi mümkün olmamaktadır. Sonuçta hasta fiziksel ve ruhsal dinlenmesi için olmazsa olmaz uykunun bu dönemlerini uyuyamakta ve uykusunun büyük çoğunluğunu yüzeysel uykuda geçirmektedir.
YAŞAM KALİTESİ OLUMSUZ ETKİLENİYOR
Ayrıca semptomlarının daha da ağırlaşmasının bir nedeni de uykuda solunum durması esnasında kan oksijen düzeyinin aşırı düşmesidir. Uykuda solunum durma süresi bazı hastalarda 1.5 2 dakikaya kadar uzamaktadır. Normal zamanlarda sağlıklı bir kişinin bile bu kadar nefesini tutamadığı, soluksuz kalamadığı her kez tarafından bilinmekte. Bu kadar uzun süre solunumu duran hastanın sonuçta ortaya çıkardığı , insan bedeninde oluşturduğu değişiklikleri tahmin etmek güç değildir.
Bunların yansıması olarak da sabah başağrıları, ağız kuruluğu, gece terlemesi , öksürük , karar verme yeteneğinde azalma , hafıza zayıflaması , unutkanlık, kişilik değişikliği, çevreye uyum güçlüğü görülmektedir. Hastalığın ağırlık derecesine göre bu semptomların şiddeti artmakta ve kişi hem çevresi için dayanılmaz bir hale gelmekte ( gündüz sürekli uyuklayan , sinirli olan , etrafa saldıran, aşırı unutkan olan ve gecede horlayan , hayattan zevk almayan bir kişi ile yaşadığınızı düşünün), hem de kendisi yaşamdan hiçbir zevk almamaktadır.
Hastalığın tanısının yalnızca Uyku Laboratuvarında konulabiliyor. Bu kadar sık görülen ve ağır sonuçları olan bu hastalığın hem toplumdaki bireyler hem de sağlık personeli tarafında da yeterli bilinmemesi bu hastalığın toplumda yaptığı tahribatı daha da artırmaktadır.