Tüp bebek tedavisinde transfer edilecek en iyi embriyonun seçimi başından beri en önemli konu olma özelliğini korumaktadır. Sürekli yeniliğe açık olan bu konudaki en son gelişmelerden birisi de, şu an kullanılan standart yöntemlerin yanına, embriyo canlı bir organizma kabul edilirse, onun metabolizmasını çalışan ve bu iki yöntemi birlikte kullanarak en iyi embriyoyu seçmeye biraz daha yaklaşan omics teknolojileridir.
Halen yaygın olarak transfer edilecek ve dolayısıyla gebelik oluşturma potansiyeli en yüksek olan en iyi embriyonun seçimi, embriyoların dış morfolojik görüntülerine bakılarak yapılan morfolojik derecelendirme sonucuna göre yapılmaktadır. Morfolojik olarak embriyo seçiminin belli bir değeri tabiî ki vardır. Ama görünümü en kaliteli morfolojik kriterlere sahip embriyoların seçimi durumunda, bu embriyoların % 50-60'ının genetik kusur taşıyabildikleri yapılan genetik çalışmalarda gösterilmiştir. Bu nedenle sadece morfolojik-dış görünüm kriterlerine göre embriyo seçimi yapmanın en uygun yöntem olmadığı, yanında daha objektif seçim yapabilmeye olanak sağlayacak yeni bilimsel yöntemlerin de olması gerektiği söylenebilir. İşte bu aşamada günümüzde yeni olan omics teknolojilerinden metabolomics çalışmalarından bahsedebiliriz.
Embriyolar tüp bebek tedavisi sırasında içinde bulundukları kültür sıvıları ile sürekli etkileşim halindedirler. Tüm canlı organizmalar gibi aslında yaşayan bir organizma olan embriyonun da bir metabolizması vardır. Embriyo içinde bulunduğu kültür sıvısından gereksinimi olan molekülleri alıp metabolize etmekte ve tekrar bu sıvı ortama kullanım sonrası oluşan metabolitleri geri vermektedir. İşte metabolomics teknolojisinde; embriyonun içinde bulunduğu bu kültür sıvısından örnek alınmakta, biyospektroskopik tekniklerle sıvının içerisinden değişik dalga boylarında ışık geçirilmekte, içerikteki metabolitlerin durumuna göre değişen harita örnekleri oluşturulmaktadır. Her embriyonun metabolizması farklı olduğundan içinde bulunduğu sıvının içeriği de farklı olacak, dolayısıyla metabolomics sonrası çıkarılan haritası da farklı olacaktır. Elde edilen ve her embriyo için farklı olan bu harita örnekleri o embriyonun gelişim ve gebelik oluşturma kapasitesi hakkında bilgi vermektedir. Metabolomics teknolojisi olarak adlandırılan bu tekniğin yapılan çalışmalarda standart kullanılan morfolojik kriterlerin yanında embriyo hakkında daha objektif bilgi verebildiği saptanmıştır. Nitekim morfolojisi en iyi ve dolayısıyla en fazla gebelik şansı vermesi düşünülen embryolarda yapılan metabolizma kökenli metabolomics çalışmaları; bu embriyoların hiç de beklendiği gibi gebelik potansiyeli yüksek embriyolar olmadığını göstermektedir.
İleride bu konudaki bilgi birikimi arttıkça, metabolomics çalışmalarının rutine girebileceği ve gebelik oranlarını arttırmaya yönelik en önemli laboratuar tekniklerinden biri olabileceği şimdiden söylenebilir.