PRP otolog trombosit jeli olarak da isimlendirilir. Santrifüj işleminden sonra büyüme faktörleri ve trombositten zengin plazma meydana gelir. Temel olarak hastanın kanı alınır ve üç ayrı kat oluşana kadar değişik hızlarda santrifüj edilir. Trombosit bakımından yoksun plazma (PPP), PRP ve kırmızı küre olmak üzere üç ayrı tabakaya ayrılır. Tüm bu süreç yaklaşık 15 dakika sürer ve normal kan plazmasının yaklaşık 3-5 katı trobosit oluşturulmuş olur. Trombositler hemostazda(kanamanın durdurulması) önemli rol oynar ve büyüme faktörlerinin doğal bir kaynağıdır. Büyüme faktörleri trombosit içindeki granüllerde depolanır. Trombosit türevi büyüme faktörü, insulin benzeri büyüme faktörü, trombosit türevli anjiojenik büyüme faktörü, tranforme edici büyüme faktörü bu granüller içinde depo edilen büyüme faktörüleridir. Trombin, kalsiyum klorür ve kollajen gibi çeşitli uyaranlar trombositleri aktive ederek büyüme faktörlerinin salınmasını tetikler. Büyüme faktörleri yara iyileşmesi, kemotaksi, çoğalma, farklılaşma, anjiogenesiz gibi rejeneratif işlemlerin ana basamaklarına katılır. PRP, büyüme faktörlerinin yüksek konsantrasyonda olduğu plazmadır. Trombositler büyüme faktörlerine ek olarak yara iyileşmesinde rol oynayan başka maddeler de salgılar. PRP rejeneratif matriksi destekleme potansiyeline sahiptir.
PRP, greft vaskülarizasyonunu(damarlanmasını) artırır, yumuşak doku iyileşmesini iyileştirir, ameliyat sonrası morbiditeyi azaltır, kemik rejenerasyonunu artırır. Otolog PRP kullanımının çapraz reaksiyon, hastalık transferi, immune reaksiyon gibi riskleri sıfırdır. PRP pek çok büyüme faktörü içerdiği için anjiogenezis ve hücre büyümesini farklılaştırarak yumuşak doku büyümesini hızlandırır. PRP greft yapışmasını hızlandırır, yara iyileşmesini ve epitelizasyonu hızlandırarak yara izi oluşumunu azaltır. Büyüme hormonları kollajen sentezini hızlandırarak yara iyileşmesine katkı sağlar. Hızlandırılmış yumuşak doku yara iyileşmesinin nedeni bu büyüme hormonlarının konsantrasyonunun normalden 3-5 kat daha fazla olması ve 2-3 kat daha hızlı olmasıdır.
Sert dokular için, PRP’den salınan büyüme hormonları osteoblast(kemik üreten hücreler) gibi hayati hücreleri etkiler. Implant yerleştirme sırasında PRP kullanılması kemik oluşumunu hızlandırdığı gösterilmiştir.
Kemik greftinin önemli sakıncalarından biri de uzamış iyileşme zamanıdır. Bu nedenle PRP kullanımın başlıca nedenlerinden bir iyileşme zamanının kısalmasıdır. PRP’nin otolog beslenme ve yara iyileşmesine yararları gösterilmiştir. Buna ek olarak PRP nispeten pahalı olmayan ve kolay ulaşılabilir yöntemdir.
PRP NASIL HAZIRLANIR?
Güncel literatürler PRP elde etmek için çeşitli protokoller içerir. Bunların herbiri sıcaklık, sentrifüj süresi ve hızı gibi koşulları optimize etmeyi hedefler.
PRP hazırlık aşamalarının adımları şöyledir;
-Kan Alma: Hastanın, yaklaşık olarak 30 ml venöz kanı alınır ve trombosit aktivasyonunu önlemek için sadyum sitrat içeren tüplere koyulur.
-İlk Sentrifüjleme Aşaması: Tam kan önce düşük kuvvette sentrifüj edilir ve kan üç katmana ayrılır; trombositten fakir üst tabaka, çoğunlukla trombosit ve beyaz küre içeren beyaz tabaka olarak isimlendirilen ince orta tabaka ve kırmızı hücre içeren alt tabaka. Üst tabaka ve ince orta tabaka, alt tabakadan ayrılarak başka bir steril tüpe koyulur.
-İkinci Sentrifüjleme Aşaması: Trombositleri konsantre etmek için tüpler daha yüksek hızda sentrifüj edilir. Bu aşamadan sonra trombositten zengin kısım tüpün alt kısmına birikir. Trombositten fakir kısım üst kısımda birikir. Üst kısım alınarak atılır. Altta kalan kısım karıştırılarak homojeinize edilir.
-Aktivasyon: Toplanan trombosit solüsyonuna aktivatör eklenirse trombositler kümeleşerek, PRP, trombosit jeline dönüşür. Trombosit aktivatörü, büyüme faktörü salınımının düzeyini ve zamanını etkilemektedir. Uygulama öncesi trombositlerin aktive edilip edimemesi ile ilgili ortak bir fikir yoktur. Bir kısım uzmanlar, trombositleri kalsiyum veya trombin ile aktive etmenin daha iyi sonuçlar vereceğini söylerken bir kısım uzmanlar sadece trombosit uygulamanın daha etkili olduğunu belirtmektedir.
PRP kalitesi, trombosit canlılığı ve bütünlüğüne bağlıdır. Trombositler de sentrifüj kuvvet ve süresinden etkilenir. Ayrıca trombosit konsantrasyonu bireyler arasındaki biyolojik farklılık gösteren trombosit boyutundan etkilenir.
DİZ KİREÇLENMESİNDE PRP TEDAVİSİYLE HYALURONİK ASİT TEDAVİSİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
Diz osteoartriti(kireçlenmesi), sağlık sisteminde önemli maliyetler yaratan yaygın bir sağlık sorunudur. Osteoartrit ilk olarak kıkırdağı ve kıkırdak altındaki kemikleri kemirir sonrasında da kemik çevresinde yumuşak dokularda inflamasyon yaratır. Bu durum herhangi bir eklemde olabilir. Ve kıkırdak yıkımı bu hastalığın en önemli işaretidir. Bu hastalık, dünyada sakatlığın ilk 10 nedenlerinden biri olarak bilinir. Artrit tüm eklemleri etkileyebilir ama diz osteoartriti en sık görülen formudur. Sıklığı %6-%40 arasında değişmektedir ve yaşla birlikte sıklığı artmaktadır. Diz osteoartriti erkeklere göre kadınlarda daha sık görülür.
Diz osteoartritinin en sık görülen belirtisi ağrı ve fiziksel kısıtlılıklardır. Ve bu durum kişinin sosyal ve ekonomik faaliyetlerine ciddi sınırlamalar getirir. Yaşam süresinin uzaması, yaşlı sayısının ve obezitenin artması diz osteoartrit sıklığının artmasına neden olacaktır. Bu sağlık sisteminde yüksek maliyetlere neden olan ciddi bir sağlık sorunu olarak görülmektedir. Ağrı kesiciler, kortikosteroidler, glukozamin ve kondratin sülfat gibi ilaçlar ağrıyı kesmek ve hastalığın ilerlemesini durdurmak için kullanılmaktadır. Eklem içi enjeksiyonlar ilaç tedavisine alternatif iyi bir seçenek olarak kullanılmaktadır. Hiyoluronik asit(HA) ve trombositten zengin plazma(PRP) bu amaçla kullanılan iki tedavi seçeneğidir. Çalışmalar ağrıyı azaltmada ve eklem fonksiyonunu iyileştirmede bu iki tedavinin de yararını doğrulamıştır.
Bu iki tedavi seçeneği ile ilgili 2008-2015 yılları arasında yapılmış 23 çalışma gözden geçirilmiştir. Bu çalışmalara toplam 722 hasta katılmış, 364 hastaya PRP tedavisi yapılmış, 358 hastaya HA tedavisi yapılmış. Bu çalışma sonucunda diz osteoartritinde ağrıyı giderme ve eklem fonksionunu düzeltmede PRP tedavisinin HA tedavisine göre daha etkili bulunmuştur.