Şu vida dedikleri..

Şu vida dedikleri..

Omurga cerrahisinde vida uygulaması, hastalarımız için de ciddi bir meşguliyet konusu haline geldi. Zira bizim enstrümantasyon diye tabir ettiğimiz bu işlemlerin yapıldığı ameliyatlar, azımsanmayacak ölçüde artmış durumda. Öncelikle, neden söz ettiğimizi kısaca tarif edelim: omurga kemikleri arasındaki kaymaların, dengeyi bozan ve ciddi şikâyetlere yol açan oynamaların omur kemiklerine vidalar konularak giderilmesi.

Biliyoruz ki, hastalarımız bel MR’larıyla hekimlere başvurduklarında çok farklı önerilerle karşılaşabiliyorlar. Ve başka doktorlardan farklı fikirler duymak, yorucu ve güven kaybettirici olabiliyor. Durum böyle olunca hastalarımız da nerede ve nasıl çare arayacaklarını bilemiyor, tedaviden tümüyle vazgeçebiliyorlar. Haklılar..

Demek ki bu noktada, hastalarımızı daha fazla bilgilendirmemiz; vaziyeti kendi tarafımızdan tüm açıklığıyla ortaya koymamız gerek. Omurga cerrahisinde enstrümantasyonun, vida uygulamalarının hangi durumlarda, ne zaman ve nasıl uygulanması gerektiği beyin cerrahları için de tartışma konusu olabilmektedir. Bazı meslektaşlarımız bu uygulamalara çok mesafeli yaklaşırlar ve pek çok sorunda daha küçük işlemlerle çözüm sağlamayı tercih ederler. Bu bağlamda endoskopi, epiduroskopi, lazer uygulaması, nükleoplasti gibi kapalı yöntemler de gelişmekte ve popüler hale gelmektedirler. Bu “minimal invaziv yöntemler” daha sonra başka bir makalemizin konusu olacak. Bazı meslektaşlarımız ise omurga mekaniğindeki denge unsurunu ön planda tutarak vida ile ilgili işlemleri daha sık icra edebilmektedir. Zira ender bazı olgularda omurganın stabilizasyonu(sabitliği), belirgin bir kayma olmaksızın da bozulabilmekte ve vida uygulaması gerektirmektedir.

Elbette bu farklılıklar, yalnızca hekimlerin bilgi ve deneyimlerinin değişik olmasından değil, her hastanın kendine özgü niteliklerinden de kaynaklanıyor. Omurganın karmaşık yapısı ve denge unsurlarının çeşitliliği, hastanın yaşı, kilosu, yıpranma oranı, kas gücü, eşlik eden hastalıkları vb. pek çok etkenle birleştiğinde ortaya birbiriyle çelişen fikirler çıkabiliyor. Bu noktada hastaların değerlendirilmesinde şikâyetlerin özellikleri ve muayene bulgularını içeren klinik tablonun ayrıntılı incelemesi büyük önem taşımakta.

Hastalarımıza azami faydayı sağlamak için elimizde eskiye kıyasla çok daha fazla yöntem var. Onları en etkili şekilde kullanmak için ise hastalarımızla iyi iletişim kurmamız, onların sorunlarını tam olarak anlamamız kilit rol oynuyor. 

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Öğr. Üyesi Hakan Erdoğan

Yrd.Doç. Dr. Hakan ERDOĞAN, 15 Şubat 1978 yılında doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 2001 yılında başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, İstanbul Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaparak 2009 yılında Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı olmuştur.

2010 - 2012 Yılları arasında Kilis Devlet Hastanesi'nde, 2012 - 2013 yılları arasında Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde, 2013 - 2015 yılları arasında Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde, 2015 - 2016 yılları arasında Gebze Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi, ve Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi'nde, görev almış olan Yrd. Doç. Dr. Hakan ERDOĞAN, mesleki çalışmalarına Adatıp Kurtköy Hastanesi'nde devam etmektedir.

Etiketler
Omurların kayması
Dr. Öğr. Üyesi Hakan Erdoğan
Dr. Öğr. Üyesi Hakan Erdoğan
Kocaeli - Beyin ve Sinir Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube