Sosyal medya ve çocuk

Sosyal medya ve çocuk

✔️Bu konunun iki boyutu var. Birincisi ailelerin çocuklarını sosyal medyada paylaşması, diğeri çocuk ve ergenlerin kendi hesaplarını oluşturup sosyal medyayı kullanması. Peki risk ? Bence her iki boyutunun da riskli yanları var.

✔️Ailelerin sosyal medyada çocuklarını paylaşmalarının bir boyutu onaylanmak, takdir edilmek olsa da bence riskli olan tarafı rekabet-haset duyguları ile başa çıkamayıp çocuklarını aracı olarak kullanmaları.

Bakın ne kadar akıllı bir çocuğum var, bakın bu da aldığı belgeler diye gözümüze sokmaları. Bunu gören diğer ailelerin de kendilerini kaybedip çocuğuna dönüp 'bak görüyor musun takdir almış yine ya sen?' diyebilmeleri, çocuklarını kıyaslamaları, zaten rekabete dayalı olan eğitim sisteminde çocuğuna daha da kendilerini yetersiz hissettirmeleri.

Tabiki çocuğumuzun başarısını, iyi taraflarını paylaşabiliriz ancak sınırsızca deşifre edilmesi bence hem o çocuk için hem de diğer çocuklar için risk teşkil ediyor. 

✔️Yine ailelerin paylaşımlarının bir boyutu 'doğal hallerimizi paylaşıyoruz' savunmasıyla çocuklarının iç çamaşırlı ya da kabaca mahrem hallerini paylaşmaları, özellikle ergenliğe yakın dönemde fiziksel değişimler yaşayan çocuklarının plaj hallerini sınırsızca paylaşmaları hem çocuğun mahremiyet duygusunu zedeliyor hem de sosyal medyada gezinen riskli kişilerin görmesine neden oluyor.

Çocuğumuz sokakta yürürken eteğini açsa 'kızım napıyosun' derken, eteğini açmış bir halinin fotoğrafını paylaşırken imtina etmiyoruz. Çocuğumuzun da kafasını karıştırmış oluyoruz. 

✔️Sosyal medyada çocuğunu allayıp pullayıp fotografını çekip paylaşan, aslında 'bakın bu güzellik benim eserim' diyen anneler grubu var bir de. Çocuğunun her halini videoya çeken anneler. Hani artık konsere gittiğimizde konseri telefonsuz izleyemiyoruz ya, o an konserde olduğumuzu kanıtlıyoruz ya bunun gibi 'bu çocuk benim' i kanıtlarcasına çocuğunun büyüdüğünü ekrandan izliyor bazı anneler. Ne yazık ki az değiller, çoklar. Anı biriktirmenin ötesine geçip anı oluşturamıyorlar. Buradan o annelere sesleniyorum;) 'Şu telefonu kenara bıraksanız, mesela saklambaç oynasanız ve bunu hiçbirimiz bilmesek. 

✔️Çocuklarımıza gelelim. Artık onlar tablette oyun oynayarak değil youtube kanallarını izleyerek eğleniyorlar. Kendi yaşında bir çocuğun ailesinin çektiği videoları izleyip dönüp size 'bana da kanal açsana' diyebiliyorlar.

Sonra biz ne diyoruz 'neyimiz eksik biz de sana açalım, aman içinde kalmasın' diyoruz, yetinmeyip arkadaşlarımıza haber salıyoruz, kanal açtık bi' takip etseniz de gönlü kırılmasa ? Şu 'içinde kalmasın' konusu beni derinden etkiliyor. İçinde kalsın çocuğumuzun, yoksa nasıl hayal kuracak, nasıl motive olacak??

✔️Tıpkı onlar da bizim gibi olmaya çalışıyorlar, kendilerini sosyal medyada var etmeye çalışıyorlar. Ancak durum farklılaşıyor, çocuğumuzun profilini gören sapkın kişiler çocuğumuza ulaşabiliyor, çocuğumuzu riske sokabiliyor.

Peki neden; ilişkilerimizdeki sınırsızlığı da sosyal medyadaki sınırsızlığı da çocuğumuz görüyor, alışıyor, normalize ediyor. Mahremiyet kavramının temelleri çocuklukta atılıyor, o nedenle anne baba olarak bizlerin sorumluluğu çok büyük. 


❌Unutmayalım mahremiyeti bilmeyen çocuk tacize daha da açık hale gelir ? ‼️

Bu makale 6 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Özlem Uzun

Uzm.Dr Özlem Uzun, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak 2006 yılında Tıp Doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi  Çocuk Ve Ergen Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları Anabilim dalında tamamlayarak 2013 yılında Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzmanı Olmuştur.

2013-2017 arasında Mersin Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nde, ardından 2017 Şubat-Haziran döneminde Mersin Şehir Hastanesi'nde görev yapmış olup,mesleki çalışmalarına özel muayenehanesi'nde devam etmektedir.

Etiketler
İnternet bağımlılığı tedavisi
Uzm. Dr. Özlem Uzun
Uzm. Dr. Özlem Uzun
Mersin - Çocuk ve Ergen Psikiyatristi
Facebook Twitter Instagram Youtube