Sinsi düşman: yüksek tansiyon

Sinsi düşman: yüksek tansiyon

Atardamarlardaki kan basıncının normalden yüksek olmasını ‘hipertansiyon’ olarak tanımlamaktayız. Anormal olarak kabul edilen kan basıncı konusunda hala tartışmalar sürmekle birlikte kan basıncındaki küçük artışların dahi kişinin hayatı üzerinde olumsuz etkileri olduğu aşikar. Hatta kan basıncı değerlerinin 115/75 nmm-Hg üzerine çıkmaya başlaması ile birlikte hipertansiyonun zararlı etkilerinin de başladığını da biliyoruz.

***

Ülkemizde 20 yaş ve üzerindeki nüfus ele alınacak olursa yaklaşık 5 milyon erkek ve 6 milyon kadında hipertansiyon varlığından söz edilebilir. Bu rakamlar sadece kan basıncı değerleri 140/90mm-Hg ve üzeri olarak alındığında hesaplanan rakamlar olup yüksek normal olarak adlandırılan grup da hesaba katılırsa ne denli büyük bir problem ile karşı karşıya olduğumuz anlaşılabilir. Zira 65 yaşında ve kan basıncı 130-139/85-89mm Hg olan hastaların yüzde 50’sinde, kan basıncı 120-129/80-84mm-Hg olan hastaların ise yüzde 26’sında 4 yıl içerisinde hipertansiyon gelişir.

***

Hipertansiyon görülme sıklığı yaşla birlikte artış gösterir. 30-39 yaş grubunun yüzde 19’unda izlenirken, 50-59 yaş grubundaki erkeklerin yarıdan biraz azı, kadınların ise yarıdan fazlasında hipertansiyon gözlenir. Altmış yaşından sonra ise her üç kişinin neredeyse ikisinde hipertansiyona rastlanmaktadır.

Küçük kan basıncının yüksekliği genellikle 50 yaşından genç hastalarda görülürken daha yaşlı kişilerde vücuttaki büyük damarların sertleşmeleri sonucu büyük kan basıncındaki yükseklikler daha belirgindir. Tedavide amaç her iki kan basıncını da düşürmektir. Yapılan çalışmalarda büyük kan basıncındaki yüksekliklerin daha tehlikeli olduğu sonucuna varılmıştır.

***

Hipertansiyon tanısı konulan hastaların yaklaşık yüzde 95’inde altta yatan herhangi bir neden tespit edilemez. ‘Esansiyel hipertansiyon’ olarak adlandırılan bu grubun dışında kalanlarda ise başlıca nedenler arasında:

Kronik böbrek hastalıkları

Aort damarının koarktasyonu (daralması)

Vücutta aşırı steroid hormon üretimi

İlaçlara bağlı olarak ortaya çıkan hipertansiyon

Tıkayıcı idrar yolu hastalıkları

Böbrek damar tıkanıklıkları

Uyku apnesi

Tiroid veya paratiroid bezinde görülen hastalıklar

Böbrek üstü bezinin tümörleri sayılabilir.

***

Hipertansiyonun korkulan sonuçları arasında beyin damar tıkanıklıklarına veya kanamaya bağlı ortaya çıkan felçler, kalp krizi, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, demans ve genç yaşta görülebilen ölümler sayılabilir. Hipertansiyonun tedavisi tüm bu korkulan sonuçların önüne geçebilir.

Bu makale 18 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Nuri Kurtoğlu

Prof. Dr. Nuri Kurtoğlu Bursa'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1993 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Koşuyolu Kalp Eğitim  ve Araştırma Hastanesi'nde yapmış ve Kardiyoloji Uzmanı olmuştur. 

Uzmanlık eğitimi sonrasında 2003 yılında Alman Hastanesi'nde, 2003-2009 yılları arasında Göztepe Şafak Hastanesi'nde çalışmış olup mesleki çalışmalarına Gaziosmanpaşa Hastanesi'nde devam etmektedir.

Prof. Dr. Nuri Kurtoğlu, Türk Kardiyoloji Derneği, Türk Kardiyoloji Derneği Girişimsel Kardiyoloji Birliği, European Society of Cardiology, European Society of Cardiology Working Group of Valvular Heart Disease, European Society of Cardiology Acute Cardiac Care Association üyesidir.

Etiketler
Yüksek tansiyon tedavisi
Prof. Dr. Nuri Kurtoğlu
Prof. Dr. Nuri Kurtoğlu
İstanbul - Kardiyoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube